English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Hakim

Hakim Çeviri Türkçe

4,843 parallel translation
Eu presidirei, o Mace Tyrell será o segundo juiz e gostaria que fôsseis o terceiro.
Ben yöneteceğim. Mace Tyrell ikinci hakim olacak. Üçüncü siz olun istiyorum.
Ser juiz no julgamento do vosso filho não é tão tentador.
Benden hakim olmamı istemeniz o kadar çekici değil.
E esse juiz é o meu pai.
O hakim babam bu arada.
Se não conseguem controlar o vosso pelicano, não deviam tê-lo aqui.
Pelikanınıza hakim olamıyorsanız burada tutmamalısınız.
Let me dominate you.. Dominate your body.
"Sana hakim olmama izin ver..."
Terminate this naughty.
"Bedenine hakim ol. Bu yaramaza bir son ver."
Let me dominate your.. Dominate your body.
" Bedenine hakim olmama...
A crença predominante era que a complexidade e variedade da vida tem de ser obra de um criador inteligente, que criou cada um destes milhões de espécies diferentes separadamente.
O zamana dek hakim inanç yaşamın karmaşıklığı ve çeşitliliğinin tüm bu 3 milyon canlı türünü ayrı ayrı yaratan akıllı tasarımcının işi olduğuydu.
E é muito mais frio que qualquer lugar da Terra.
Üstelik Dünya'nın hiçbir yerinde görülmeyen bir soğuk hakim.
O juiz é um idiota, mas conheço o procurador.
Hakim şerefsizin teki ama savcıyı tanıyorum. - Savunma yapmayı deneyebiliriz.
O Rath já passou por uma série de processos por assédio sexual, portanto, já aprendeu a comportar-se.
Her neyse, Rath birkaç tane cinsel taciz davası atlattı ve kendine hakim olmayı öğrendi.
Espero que a Juíza compreenda a injustiça desta situação.
Umarım hakim bu durumun haksızlığını fark eder.
Garanto que a Juíza vai compreender é a violência com que se refere à sua mulher...
Hakim karınızla konuşurken ne kadar şiddet dolu olduğunuzu fark edecek.
Fico perturbado quando vejo aquelas luzes a cintilar.
Yanıp sönen ışıkları gördüğümde kendime hakim olamıyorum.
Eu caminho nas ruas de Kyoto, sonhando com a nova era enquanto o Imperador reina soberanamente.
İmparator hakim olmayı bırakınca Kyoto sokaklarında yeni dönemi hayal ederek yürürüm.
E se não conseguires evitar?
- Hayır. Ya kendine hakim olamazsan?
Mas como juiz, não posso discutir o julgamento contigo.
Ancak hakim olarak, seninle duruşmayı konuşamam.
Ele inventou o mapa meteorológico e os símbolos que criou para indicar os ventos predominantes ainda são usados hoje.
Hava durumu haritasını icat etti. Hakim rüzgarları belirlemek için geliştirdiği semboller ise bugün hala kullanılmaktadır.
O nosso mundo devia ser um lugar um nadinha monótono nessa altura, dominado por tons de verde e castanho.
Yeşil ve kahverenginin tonlarının hakim olduğu dünyamız o zamanlarda görece soluk görünüyor olmalıydı.
Mas havia uma coisa que convenceu Wegener de que a visão científica prevalecente deveria estar errada... a própria Terra.
Ama Wegener'i, hakim bilimsel kanının yanlış olması gerektiğine ikna eden küçük bir kanıt parçası vardı. Dünya'nın kendisi.
Agora que sei que ele é louco, consigo uma ordem de um juiz para o manter aqui até uma avaliação psiquiátrica.
Şimdi bir deli olduğunu biliyorum. Onu psikiyatrik değerlendirmeye sokmak için hakim kararı alabilirim. - Hayır, o...
Se queres ir ao fundo da questão, tens de os pôr a falar.
- Olaya hakim olmak isterseniz öğrenciyi konuşturmalısınız.
Achas que o Jordon é tímido?
Sence, Jordan konuya hakim değil mi?
O Juiz é esperto, mas não podem ter-te aqui muito mais tempo, vão ter de te libertar.
Hakim miskinin tekiydi. Ama böyle devam ederse, seni serbest bırakmak zorunda.
O juiz libertou o corpo podemos organizar o funeral.
Hakim, vücut üzerindeki incelemesini bitirmiş. Başlayabiliriz.
O juiz não vai apressar uma condenação em menos de 12 horas.
Hakim mahkumiyeti aceleye getirip 12 saatten önce vermeyecektir.
Acredito piamente no auto-controlo, mas, o seu cérebro mudou com a cirurgia.
Kendine hakim olmaya gerçekten inanan biriyim ama beynin ameliyat sırasında değiştirilmiş.
- Ele está na maior.
Odaya hakim.
Vês como se estende por todo o terreno, em todas as direcções?
Bütün yönlerdeki yüksekliklere ne kadar hakim olduğunu görebiliyor musun?
O grande honrado, Juiz Burgess?
Yüce Hakim Burgess mi?
Calma, Lucas.
Kendine hakim ol, Lucas.
Controla-te, Chapman.
Kendine hakim ol Chapman.
Ei, rapariga, aguenta aí.
Kendine hakim ol.
E eu conheço o território melhor do que ninguém.
Bölgeye benden daha hakim olan kimse yok ayrıca.
Não consigo evitar.
Kendime hakim olamıyorum.
- Meritíssimo.
- Sayın Hakim.
Meritíssimo, o facto de Mrs. Mallon não mostrar sinais da doença não significa que não a tenha, ou que não possa infetar terceiros.
Sayın Hakim, Miss Mallon'un hastalık belirtilerini göstermiyor oluşu hastalığı taşımadığı veya diğer insanlara bulaştıramayacağı anlamına gelmez.
Meritíssimo, tem de compreender. Embora Mrs. Mallon se sinta bem, ainda é portadora de uma doença que pode contagiar outros.
Fakat, Sayın Hakim, şunu anlamalısınız ki Bayan Mallon kendini iyi hissetse de diğerlerine bulaştırabileceği hastalığı taşıyor.
Comida e bebida civilizada tem-me colocado fora de combate, Magistrado.
Medeni yemekler ve içecekler beni yordu hakim bey.
É no seu espaço aéreo, na sua soberania.
- Ne? Bura onların hava sahası, onların hakim olduğu bir yer.
Mas normalmente é uma relação dominante-submisso.
Genellikle aralarında hakim olan ve itaatkar olan ilişkisi olur.
Se te enervares, aquela erupção cutânea volta.
Sinirlerine hakim olamazsan kurdeşenin geri dönermiş.
Meritíssimo, pertenço à Protetora dos Anões e trago um pedido de anulação do processo.
Sayın hakim, ben Minik İnsanları Savunma Grubu'ndanım ve elimde de bir red talebi var.
Fiquei chateado pelo dinheiro e perdi a calma.
Para, ve II sinirlerime hakim IIII üzülmüştü.
Para a próxima, mostra alguma contenção.
Bir dahaki sefere biraz kendine hakim ol.
- Isto sou eu a ser contida.
O kendime hakim olmuş halimdi.
Acalma-te, por favor.
Kendine hakim ol lütfen.
Sim, Meretíssimo.
Evet, sayın hakim.
Um filme de
Aaron Swartz'ın doğduğu kasaba Highland Park'a derin bir yas hakim.
- O juiz.
Hakim.
Não vão resistir.
Kendilerine hakim olamazlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]