English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Halen

Halen Çeviri Türkçe

3,011 parallel translation
Continua uma menina muito doente, como é óbvio, mas os sinais vitais melhoraram e eu estou cautelosamente optimista.
Bakın, yaşamsal etkinlikleri düzgün olmasına rağmen kızınızın halen çok hasta olduğu bir gerçek. Az da olsa umudum var.
Aproveite enquanto eles ainda cá estão.
Halen yaşıyorlarken onlarla iyi vakit geçir.
Eu sei que consegues me ouvir.
Beni halen duyabildiğini biliyorum.
Enquanto tens uma casa para voltar.
Halen dönebilecek bir evin varken.
O Marcus sempre vem?
Marcus halen geliyor mu?
Ainda és a outra mulher.
Halen Kuma sayılırsın.
E se ainda me quiseres, podemos apenas ir para Las Vegas hoje à noite e casarmo-nos.
Ve şayet sende halen beni istiyorsan, biz... Bu gece Vegas'a gidip evlenebiliriz.
Estás acordada?
Halen uyanık mısın?
Ainda és atraente.
Halen formundasın.
Você continua a ver-me como a menina indefesa da escola primária?
Halen beni yardıma muhtaç liseli bir kız gibi mi görüyorsun?
Ainda estás acordada?
Halen uyanık mısın?
Só se tiverem a cabeça.
Tabii kafaları halen yerindeyse.
Actualmente, está a cumprir prisão perpétua em Berlim.
HALEN BERLİN'DE ÖMÜR BOYU HAPİS CEZASINI ÇEKİYOR.
Actualmente está a cumprir a pena na penitenciária de Poissy, em França.
HALEN CLAİRVAUX HAPİSHANESİNDE CEZASINI ÇEKMEKTE.
Ele ainda está na Sérvia.
Babam halen Sırbistan'da.
Este filme é dedicado àqueles de ambos os lados que ainda acreditam que a paz é possível.
Bu film, halen barışın mümkün olduğunu düşünen her iki taraftaki insanlara adanmıştır.
Tens 6 biliões de pares de olhos, mas continuas a não ver o óbvio.
6 milyar çift gözün var ancak halen ortada olan şeyi göremiyorsun, öyle değil mi? Ne gibi?
A Praça 14 de Setembro ainda está tomada pelos cidadãos.
14 Eylül Meydanı halen halkın elinde.
As estradas que ligam Cochabamba ao resto do país continuam bloqueadas.
Cochabamba'ya giden yollar ülkenin diğer yolları gibi halen abluka altında.
No passado ou no presente?
Emekli yada halen aktif?
Ainda estou aqui, não é?
Görüyorsun ya, halen kendimim.
- Ele ainda é meu amigo.
- O halen benim en yakın arkadaşım.
Nós estamos agora a verificar, mas parece que um dos consultores, um tal Philippe Deschamps, tentou esconder fundos desviados de um acordo.
Halen araştırıyoruz ama... Öyle görünüyor ki Philippe Deschamps bir anlaşmadan hortumlanan paraları gizlemeye çalışmış.
Estaria vivo, se não fosse o teu precioso acordo.
Şu önemli satışın olmasaydı, halen yaşıyor olabilirdi.
- Ainda está sob cuidados médicos.
Halen revirde tutuyorlar.
Vejo pelas anotações do Ethan que ainda não resolvemos completamente a questão dos acessos das equipas de inspecção.
Ethan'ın notlarından gördüğüm kadarıyla denetleme ekiplerinin giriş çıkışlarıyla ilgili mevzuyu halen çözüme ulaştıramamışız.
De acordo com os registos de automóvel e utilidades ela ainda está em East Harlem.
Araç ruhsatı kayıtlarına göre, halen Doğu Harlem'de yaşıyor.
A bomba ainda existe, continua a ser uma ameaça.
Bomba hâlâ dışarıda ve halen bir tehdit.
- Continua nas mãos dos terroristas? Por enquanto, sim.
- Yani halen teröristlerin elinde?
- Ainda está à mercê de terroristas.
Yani halen teröristlerin elinde?
Ainda posso fazer algum bem.
Halen iyi şeyler yapabilirim.
E assim se mantém.
Halen de öyle.
Ainda te estou a conhecer.
Seni halen tanımaya devam ediyorum.
Vais voltar à unidade.
Tabii, halen birliğine geri dönmek istiyorsan.
Mohamed Jassim Ali está preso em Bellmarsh, por terrorismo.
Mohammed Jassim Ali, halen Bellmarsh Cezaevinde terör zanlısı olarak tutuklu yatmaktadır.
Se Naziri é a Espada do Islão, podem ainda, estar no antigo cativeiro, em Basra.
Eğer ki Naziri, "İslam'ın Kılıcı" ise Basra'daki hücre evini de halen idare eden odur.
Se Naziri é a Espada do Islão, podem estar, ainda, no antigo cativeiro em Basra.
Eğer ki Naziri, "İslam'ın Kılıcı" ise Basra'daki hücre evini de halen idare eden odur.
Dois ocidentais apanhados, num ataque a uma base talibã, estão detidos na base Victor dos EUA.
Taliban kampına düzenlenen ani bir baskın sonucunda ele geçirilen iki rehine. - Halen Amerikan Üssü Victor'da tutuklu bulunuyorlar. - Kahretsin!
Ainda muito lento.
Halen çok yavaşız.
O corpo do teu marido ainda está aqui no hospital.
Kocanın naaşı halen burada.
Ainda estou a apanhar o jeito.
- Halen öğrenmeye çalışıyorum.
Talvez alguém estivesse chateado sobre a lei das tropas clones actualmente em discussão.
Belki de, halen görüşülen Klon Askeri Yasa tasarısı birisini kızdırdı.
Ainda sou nova nisto.
- Halen bu işte yeniyim.
Depois de todos estes anos, ainda é só a Katherine.
Onca yıldan sonra halen tek derdin Katherine.
O teu pai ainda estava consciente.
Baban, o... Halen bilinci yerindeydi.
A minha oferta ainda se mantém.
Teklifim halen geçerli.
O que aconteceu?
Neden halen buradayım?
Ainda há tanto para corrigir.
Düzeltilmesi gereken halen çok şey var.
Quanto ao resto, estou a trabalhar nelas.
Diğerleri için de halen çalışıyorum.
O Robô Voleibol a aguarela da vossa mãe está pendurado no escritório neste momento.
Annenizin robot sporları hakkındaki tuhaf boyamaları halen karanlık odada duruyor.
Acho que será óptimo ter um amigo negro para me ajudar com as manas.
Şuradaki kesinlikle Koreli Halen Hunt gibi görünüyor. Hayır, o Japon Laura Dern.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]