English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Halibut

Halibut Çeviri Türkçe

21 parallel translation
É onde está todo o bacalhau e alabote destas costas.
O morinaları, halibut balıklarını bu sığlıklardan avlıyorlar işte.
Vamos encher o porão e estaremos atracados em Gloucester... no dia 1 de Agosto, enquanto ele ainda aqui estará... a andar às voltas, a tentar pescar... ou eu seja um maior alabote do que ele.
Ambarımızı doldurup, ağustosun birinde... Gloucester'a demir atacağız, o hâlâ burada... balık tutmak için cebelleşecek. Haksız çıkarsam halibut balığına ondan daha beter benzeyeyim.
É um alabote.
Halibut.
"Envia-me um linguado por fax."
"Bana biraz halibut ( kalkana benzer bir balık ) faxla."
Se um Halibute Dentes-de-Seta assentar em cima da cabeça de outro, o de baixo não faz nada, mas espera que o outro se mova.
Eğer bir Halibut bir başkasının kafasına doğru batarsa altta kalan, diğeri geçene kadar bekler.
"Capital Mundial da Pesca do Halibut".
Dünyanın Halibut balığı başkenti.
Temos o "Halibut Calabrese", e o "Halibut Olympia".
Halibut Calabrese ve Halibut Olimpian var. - Devam et.
- Continua. - Halibut com picante de Cajun.
- Cajun tarzı Halibut.
Então, que fazemos nós... na capital mundial da pesca ao Halibut?
Dünyanın halibut balığı başkentinde sen ne yaptığımızı zannediyorsun?
OK, está um biberão no frigorífico, se o Wyatt acordar e o Halibut é só para ser usado se ele precisar, OK?
Buzdolabında içinde Tamam, there şişe Wyatt uyanırsa ve pişik kremi o ihtiyacı sadece, tamam mı?
Posso ver porquê. Quero dizer, este hipoglosso estava... este foi talvez o melhor hipoglosso que alguma vez comi.
Sebebi belli.Yani, bu * halibut... şimdiye kadar yediğim en lezzetli halibuttu.
Sei que gostas de halibute.
Halibut sevdiğini biliyorum.
Quando pediu o halibute e perguntou se eu sabia que era sustentável.
Halibut * sipariş ettiğinde bana güçlendirdiğini bilip bilmediğimi sorduğu an.
Só disse isso para vender o meu peixe.
"Halibut" için söyledim.
Tiveram mais problemas com o Halibut?
Pisi balığıyla diğer sorunlar?
Um Atum, Um Halibut,?
Ton ya da pisi balığı mı?
Está a cozinhar halibut e aspargos grelhados. Ainda podes te juntar a nós.
Analarınız pisi balığı ve kızarmış kuşkonmaz pişiriyor.
O Klosterman comeu osso buco, a Robinson comeu halibute com molho de mirtilo.
Klosterman osso buco istemiş. Robinson da yaban mersini soslu Halibut almış.
Quem quer halibut grelhado?
Kim ızgarada pişmiş pisi balığı ister?
Halibut está a tentar fechar o espaço.
Halibut arayı kapatmayı deniyor.
Hoje, temos batata assada recheadíssima com brócolos, Halibut frita servida com arroz e copo de frutas e uma sanduíche de filetes com batata frita.
Bugün doldurulmuş fırında patates ile brokoli pirinç ve meyve tabağı ile servis edilen haşlanmış kalkan ve patates kızartması ile biftek sandviç var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]