Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Harvard
Harvard Çeviri Türkçe
2,020 parallel translation
- O Johnny... regressou e está-se a dar muito bem em Havard, por isso... não seria correcto distraí-lo.
Johnny geri döndü ve Harvard'ta çok çok iyi durumda. O yüzden, ah onun dikkatini dağıtmak istemiyorum.
Ouvi uns relatos inquietantes sobre o seu comportamento em Havard, Charles.
Harvard'daki davranışlarına dair rahatsız edici şeyler duydum, Charles.
Ouso dizer que nem sou o primeiro, nem serei o último a aparecer nu no pátio de Havard.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Harvard'ın avlusunda çıplak görülen ne ilk ne de son kişiyim.
O seu comportamento em Harvard devia ter sido prova suficiente... -... do seu desprezo pelo dever.
Harvard'ta sergilediğin hoşnutsuz tavırlar görevini aldırmayışına dair yeterince delil olmalıydı.
A rapariga que aprendeu a ler sozinha numa casa de pântano no Louisiana, foi para Harvard aos 15 anos, faz mergulho no tempo livre.
Louisiana'da bir batakhanede okumaya çalışan genç bir kız. 15 yaşında Harvard'a gidiyor. Boş zamanlarında dalmayı seviyor.
Passei tempo enquanto estudante no Brigham Hospital em Boston, perto da escola de medicina de Harvard.
Öğrenci olarak vaktimi Boston'daki Bringham Hastanesi'nde geçirdim, Harward Tıp Okulu'nun hemen yanındaydı.
Já não chegava a tua expulsão de Harvard, a tua contínua falta de objectivos já nos causa embaraços ;
Harvard'dan uzun zaman önce atıldın. Ama hala kendini küçümsüyorsun. Bu senin için utanç kaynağı oldu.
Estive na casa Adams em Harvard...
Harbor'da Adam'ın evindeydim.
e aceitaram você para medicina em Harvard, quando você se formar na MIT, impressionante... obrigado.
Ve daha önceden Harvard Tıp Fakültesine kabul edilmişsin, Ve MIT'den mezun olmuşsun, etkileyici... Teşekkürler.
está bem, ao sexo não, mas... o que me incomoda é que a única coisa que me impede de estudar em Harvard é o dinheiro só a matrícula e os gastos com a faculdade somam mais de US $ 300,000!
Tamam... Seksten vazgeçmedim ama... Benim Harvard'a girmemi engelleyen tek şey... para.
Por que não, tem sua carreira sob controle, e já entrou em Harvard.
Neden olmasın? MIT zaten kendi kendini götürüyor. Havard'ı kazandın bile.
Não, na verdade só estou fazendo isto para pagar Harvard.
Yo, gerçekten bunu Harvard'ı ödemek için yapıyorum.
E Harvard?
Harvard ne oldu?
Este dinheiro era para Harvard!
Bu para Harvard için!
E, se nos dermos bem, nos daremos muito bem..... pode recuperar suas qualificações, ir para Harvard e, eu quem sabe, possa tirar um ano de férias.
Ve iyi çalışırsak, gerçekten iyi çalışırsak..... notlarını geri alabilirsin, Harvard'a girersin ve ben de bir sene tatil yapabilirim.
E eu que quase desisti de Harvard para fundar uma empresa de software.
Az daha bir yazılım şirketi kurmak için Harvard'ı bırakıyordum.
Nós conhecemo-nos em Harvard. Há muitos anos atrás.
Biz yıllar önce Harvard'da tanışmıştık.
Vocês os dois tiveram um...
- Çok iyi biri. - Harvard'da aranızda birşeyler mi geçti?
Lembras-te das experiências em que fomos voluntários, em Harvard?
Harvard'da gönüllü oldugumuz deneyleri hatirliyor musun?
Praticamente todos os executivos que conheço são de Harvard através de Andover.
Tanıdığım insanların birçoğu Andover çıkışlı Harvard mezunu.
Princeton, Harvard.
Princeton, Harvard.
Eu sou estudante em Harvard. Psicologia.
Alabama Üniversitesi'nde doktora öğrencisiyim.
E eu acabei de ligar para o Departamento de Admissão da Universidade de Harvord onde o Sr. Cheng estava a concorrer e neste Outono e agora ele já não vai.
Bu arada... Şimdi Harvard University'indeki kabul komisyonuyla konuştum, Mr. Cheng nereye devam edeceğini planladı.
Ele estuda muito para entrar em Harvard, o senhor não pode por favor reconsiderar.
Sizin kalbinizde onu yeniden ele alabilirmisiniz?
Ele bem que pode esquecer Harvard, e até pode trabalhar consigo na cozinha ou lá o que vocês façam.
Sen Harvard ı unutabilirsin. Gerçekte, belki de seninle mutfakta çalışabilir veya sen her ne yapıyorsan.
E então Harvard.
Harvard ne olacak?
Ele nunca vai para Harvard.
O şimdi Harvard!
"Blake vs. Elkin", "Overmyer vs. Fordes", um artigo de...
Blake, Elkin, Overmyer Fordes davaları. - İnternet neden kötü bir şey görüyorsun değil mi? 2003 Harvard Hukuk dergisi.
O Ted chega até nós como o melhor da turma, em Harvard.
Ted buraya, Harvard'dan sınıf birincisi olarak geldi.
Não consegui ser o mais jovem licenciado em Medicina de Harvard só por 12 dias.
Harward Tıp Fakültesi'nden mezun olan en genç doktor olmayı 12 günle kaçırdım.
- Vou para Harvard.
- Harvard Business'a gideceğim.
É para isso que eu lhe pago.
İyi onları kendin hallet Bayan "Harvard Mezunu".
O Paul Whittington recebeu ontem a de Harvard.
Bill Whittington dün Harward'dan yanıt aldı.
Dois anos em Oneonta! Não é propriamente Harvard!
Ianto'ya gitmek, Harvard'ı bitirmek sayılmaz sonuçta.
Sim, mestrado de direito em Harvard.
Harvard'da hukuk dersi alıyordum.
Tive duas cadeiras em Harvard disso, e odiei-as.
Evet, Harvard'da bu konuda iki ders aldım. İkisinden de nefret ettim.
Acabou de ser actualizado para um 10.9 pelo pessoal de Harvard.
Harvard'dakiler depremin büyüklüğünü 10.9 olarak düzeltti.
Digamos que me decepcionei menos com o teu diploma do que ele.
Harvard diplomasından kendisi kadar etkilenmedim diyelim.
Frequenta Stanton College, Harvard.
Stanton Üniversitesinde hazırlanan, bir Harvard'lıyım.
Então o que é que os melhores estudantes de Harvard e outros estão a fazer actualmente?
Harvard ve diğer okullardan mezun olan en iyi öğrencilerimiz bugünlerde nerede çalışıyor?
Talvez houvesse alguém na Universidade de Harvard que me pudesse explicar isto.
Belki Harvard Üniversitesinden birisi bunu bana açıklayabilir.
Deve estar no sistema de Harvard.
Harvard'ın sistemi olmalı.
Vamos ver o Sr. Harvard a tentar descobrir essa.
Bunu çözmek için, Bay Harvard'ı görelim.
O irmão mais novo do Leonard, o Michael, é professor efetivo de Direito, em Harvard, e a irmã acabou de fazer crescer um pâncreas humano num gibão adolescente.
Leonard'ın ufak kardeşi Michael, Harvard'ın hukuk bölümünde doçentlik yapıyor ve kızkardeşi, genç bir şebeğin içinde insan pankreası geliştirmeyi başardı.
Muito esperta, mestrado de administração feito em Harvard.
Evet, ve onu ayarlayabildiğim için çok şanslıyım. Gayet zeki, Harvard mezunu.
Queres um conselho de uma diplomada em Economia pela Universidade de Harvard?
Harvard Ticaret Okulu mezunundan bir tavsiye ister misin?
- Na verdade, frequentei Harvard.
Aslında, Harward'da hukuk okudum.
Joseph Miller, pré-direito em Georgetown, direito em Harvard com honras!
Joseph Miller - - Georgetown üniversitesinden hukuk yeterlilik puanı almış Harvard'dan başarıyla mezun olmuş.
entendo... professor Phillips... alguns garotos crescem querendo jogar pelos Red Sox... outros, não sei, talvez queiram ser Bombeiros... eu cresci, na verdade, e só queria estudar medicina em Harvard.
Evet... Profesör Phillips... Bazı çocuklar futbolcu olmak ister...
Sim.
Evet, oğlum Ralph, o Harvard a girmek için çok sıkı çalıştı.
Estão todas apaixonadas por ti... assim como em Harvard.
Harvard'dakiler gibi.