Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Haute
Haute Çeviri Türkçe
55 parallel translation
Terre Haute, Indianapolis.
Terre Haute, Indianapolis.
Sabes, na Terre Haute, a rapaziada joga tem limites.
Terre Haute'daki çocuklar limitsiz oynuyorlar.
- Sim, Terre Haute.
- Evet. - Terre Haute.
Está em Terre Haute.
Terre Haute'daymış.
- Que está ela a fazer em Terre Haute?
- Terre Haute'da ne işi var?
- Terre Haute.
- Terre Haute.
Nem aqui, nem em Terre Haute e em Indianapolis ele nunca disse nada.
Burada, Terre Haute'da ve Indianapolis'te.
Podemos passar a lua de mel em Terre Haute?
Balayımıza Terre Haute'a gidebilir miyiz?
Experimente Terre Haute.
Terre Haute'u dene.
Partindo da paragem 5, a camioneta para Dallas... Filadélfia, Columbus, Indianápolis, Terre Haute, São Luís, Tulsa, Cidade de Oklahoma, Denison, Dallas.
Dallas, Philadelphia, Columbus, Indianapolis, Terre Haute St. Louis, Tulsa, Oklahoma City, Denison'a gidecek olan otobüs 5. peronda kalkışa hazırdır.
Consegue pôr aquilo na frigideira antes que digam haute cuisine.
Siz "Haute cuisine" diyemeden, malzemeyi... tencereye koymuş olur.
Quando se trata de haute cuisine, não queremos a classe trabalhadora por perto.
Haute cuisine'i temsil ederken... çalışan kesimin ona burnunu sokmasını istemezsin.
Há ali uns restos no caixote do lixo. Cascas de batata, arroz doce frio... Não é alta cozinha mas dá para encher o bucho.
Çöpte de sevebileceğiniz şeyler var... patates kabukları, soğuk sütlaç gibi şeyler... tam "haute cuisine" değil ama doymanıza yardımcı olacağı kesin.
Eu sei o que podemos fazer.
Hey ne yapalım biliyor musunuz? Yarın Terre Haute gidelim.
Porque não vamos a Terre Haute amanhã? Faz muito tempo que não saimos de esta aldeia.
Tanrı biliyor ya bu şehirden çıkmayalı uzun zaman oldu.
Não podem ser tão maus como as couves da Penitenciária de Terre Haute.
Terre Haute Federal Hapishanesindeki lahana dolmasından beter olamaz.
Um homem ganhou uma pista de bowling.
Terre Haute'den bir adam bowling pisti kazanmıştı.
A fila para ver o pai Natal era enorme.
Noel Baba kuyruğu Terre Haute'a kadar uzamıştı!
Estamos em directo na Ponte Alexandre, em Paris, onde Olivier de la Fontaine, presidente da Chambre Syndicale de Alta-Costura, a mais importante para a moda, em França, foi assassinado, na sua limusina.
Size Paris'teki tarihi Alexandre Köprüsü'nden canlı yayın yapıyoruz. Fransız modasına yön veren Haute Couture Modacılar Birliği'nin Başkanı Olivier de la Fontaine burada limuzininin arkasında öldürüldü.
Olivier de la Fontaine, presidente da Chambre Syndicale do pronto-a-vestir de alta-costura, há vinte e oito anos, morreu simplesmente engasgado, deixando o mundo parisiense da moda chocado e entristecido.
Olivier de la Fontaine. Son 28 yıldır Haute Couture Hazır Giyimciler Birliği'nin başkanıydı. Bir jambonlu sandviçle boğuldu ve Paris moda dünyasını şaşkın ve üzgün bir halde bıraktı.
De vez em quando, vão da sua base em Genebra a um observatório em St Michelle, Haute Provence.
Birkaç ayda bir, Cenevre'deki merkezlerinden St. Michel'deki Haute Provece'de bulunan az bilinen bir rasathaneye gitmek için uzun bir yola çıkıyorlar.
Yeah, este é um artigo usado na alta cozinha
Evet, bu kıyafetlerin "haute cuisine" i dir.
haute cuisine de cafetaria.
Kafeterya tam bir lokanta.
Melhores amigas de Terre Haute, Indiana.
Terre Haute'un en iyi arkadaşı, Indiana.
A sua visão deste casamento, com todas as extravagâncias, como as flores, os panos, a fonte de champanhe e o vestido de alta-costura.
Bu düğün için kurduğun hayaller, en kaliteli eşyalar, pahalı çiçekler şampanya fıskiyesi, haute couture gelinlik...
- Obrigada. "Sem gordura, feitos com tortillas caseiras, " coloca a comida rápida ao nível da haute cuisine. "
Yağsız, ev yapımı gözlemeleriyle, fast food'un gurme yemekleri seviyesine çıkarıyor.
Carlos, isto não é Nova Iorque onde ganhava milhares de dólares a desfilar alta costura.
Carlos,'haute couture'elbiselerle günde binlerce dolar kazandığım New York gibi değil burası.
haute cuisine gera degenerados.
Sosyetik yiyenler, dejenere ırklar yetiştirir.
Não digas mal da haute cuisine de Long Island.
Long İsland'lı bu büyük ustanın becerisini küçümseyim deme.
Terre Haute, Indiana, tem dois "r", um "a" e um "e" no final.
Terre Haute, İndiana'da iki R, bir A, sonda da bir E var.
- Bem, eu... Porque a haute cuisine é uma hierarquia arcaica construída sobre regras feitas por velhotes estúpidos.
Çünkü aşçılık sanatının kuralları, geri zekâlı bunaklar tarafından yazılmış çağ dışı bir hiyerarşi üzerine kuruludur.
As pessoas acham que a haute cousine é snob e que os chefs que a fazem também, mas não é assim.
İnsanlar, aşçılığın ve dolayısıyla da aşçıların, kibirli olduklarını zannediyor. Ama hiç de öyle değil.
Vim para a "haute couture".
"Hot" couture'e bayılırım.
Ela mudou-se para aqui, vinda de Terre Haute quando faleceram os pais.
Terre Haute'den buraya geldi. Ailesini kaybettikten sonra.
- Terre Haute.
- Terre Haute'tan.
Ele é literalmente o idiota da aldeia de Terre Haute.
Köyün en meşhur salağı.
Mostra a tua seriedade nos negócios, na discoteca ou sala de reuniões, com a incrível versatilidade de uma top model na minha linha de alta-costura para super estrelas.
Haute couture serisi modellerimin şaşırtıcı çok yönlüğü ile,... ister discoda ister toplantı odasında ne kadar iddialı olduğunu onlara göster.
Terre Haute.
Terre Haute'de.
Ela está em casa da mãe, em Terre Haute, com os miúdos.
Terre Haute'da çocuklarla beraber annesinin yanında.
Quer dizer, eu sou apenas um tipo de Terre Haute, Indiana com um grande e velho pau e uma carteira gorda e um charro do tamanho de um braço do bebê.
Ben sadece Terry Haute, Indiana'dan gelen koca aletli, şişik cüzdanlı ve bebek kolu boyunda sarma sigarası olan biriyim.
ABDUWALI MUSE FOI CONDENADO POR PIRATARIA E CUMPRE ACTUALMENTE 33 ANOS NO COMPLEXO PENITENCIÁRIO FEDERAL EM TERRE HAUTE, INDIANA.
ABDUWALI MUSE KORSANLIKTAN HÜKÜM GİYDİ VE ŞU AN INDIANA'DAKİ TERRE HAUTE HAPİSHANESİ'NDE 33 YIL HAPİS YATIYOR.
Esta é a equipa de consultores estabelecida em Terre Haute, Indiana.
İşte Terre Haute, Indiana'merkezli bir danışman ekibi.
O Cabo Mayer chegará esta noite a Baden-Baden, e irá imediatamente a Estrasburgo, descerá até Mulhouse, contornará o Jura, e chagará a Annemasse, na Alta Saboya.
İlki Onbaşı Mayer. Ailenizi Baden-Baden'den Strasbourg'a arabayla götürür. Mulhouse'dan çıkıp Jura civarından Annemasse'ye ve ardından Haute-Savoie'ya.
Sabes o que eu estou a tentar entender é que há um ano, tens te encontrado com a minha mãe uma vez por semana em Terre Haute, Indiana...
Bir senedir annemle haftada bir İndiana'da, Terre Haute'da görüşmüş olmanızı anlamaya çalışıyorum.
Onde caralho fica, Terre Haute?
Terre Haute nerede lan?
Lucas Goodwin foi libertado do Centro de Detenção Federal de Terre Haute há dois meses atrás.
Lucas Goodwin, Terre Haute, Indiana'daki federal ıslahevinden iki ay önce serbest bırakıldı.
Coloquei-o em confinamento 24h por dia na prisão Terre Haute.
Terre Haute Hapishanesi'nde 24 saat gözlem altında tutuluyor.
Não percebo, se depois de Terra-Haute, vou para norte ou sul?
Terra-Haute'den sonrasını okuyamıyorum. Kuzeye mi gideyim, güneye mi?
Vai ser divertido fazer um acampamento de alta cozinha.
Eğleniriz. Kampta "haute-cuisine" yaparız.
e a preparar "haute cuisine"?
"Beyefendi" "Hanımefendi" ve üst düzey yemeklerle mi sürecek?
O Mike levou-a a Terre Haute, foram a Gary, ela foi a quase todos os condados do estado, porque se vender 3 mil dólares ganha uma viagem até Indianápolis.
Terre Haute'ye gittiler. Oradan Gary'e. Kısaca eyaletin tüm ilçelerini gezdi diyebiliriz.