English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Helm

Helm Çeviri Türkçe

78 parallel translation
Convoco agora a última testemunha da acusação, Christine Helm.
Şimdi savcılığın son tanığını çağırıyorum. Christine Helm.
- Christine Helm!
- Christine Helm!
- Christine Helm!
- Christine Helm.
Excelência, chamo a atenção do meu distinto colega... para o facto de que convoquei não Sra. Vole, mas Sra. Helm.
Sayın dostumun dikkatini tanık sandalyesine Bayan Vole'u değil Bayan Helm'i çağırdığıma çekmek isterim.
- O seu nome de facto é Christine Helm?
- Adınız aslında Christine Helm mi?
Christine Helm.
Christine Helm.
Sra. Helm, esta é uma certidão de casamento entre si e Otto Ludwig Helm, cerimónia esta, ocorrida em Breslau em 18 de Abril de 1942?
Bayan Helm, bu evlilik sertifikası sizinle Otto Ludwig Helm arasındaki evliliği belgelemiyor mu? Tören Breslau'da 18 Nisan 1942'de gerçekleşmiş.
- Sra. Helm, quando o acusado disse "Eu matei-a", você sabia a quem se referia?
- Bayan Helm, acaba mahkum "Onu öldürdüm." dediğinde kimden söz ettiğini biliyor muydunuz?
Sra. Vole, ou Sra. Helm, como prefere que a chame?
Bayan Vole, ya da Bayan Helm, hangisiyle hitap edeyim istersiniz?
A pergunta é, Frau Helm, estava a mentir antes ou agora?
Sorun şu ki, eğer o zaman yalan söylediyseniz şimdi de söylüyorsunuzdur.
Isto é tudo, Frau Helm.
Hepsi bu kadar, Bayan Helm.
Sra. Helm, suponho que conheça o significado da palavra Inglesa "perjúrio"?
Bayan Helm, mahkemede yalan yemin etmenin ne demek olduğunu biliyor olmalısınız.
E você está ciente, Sra. Helm, que a punição neste País para perjúrio é uma sentença pesada de prisão.
Peki bu ülkede Bayan Helm, mahkemede yalancı tanıklık yapmanın cezasının çok ağır hapis cezası olduğunu biliyor musunuz?
E, finalmente, da forma mais danosa possível, a acusação apresentou uma testemunha surpresa, uma certa Christine Helm, a quem o acusado trouxe dos escombros de sua terra natal... para a segurança deste País, dando-lhe o seu amor e a protecção do seu nome.
Ve son olarak içlerinde en zarar verici olanı iddia makamının sürpriz tanığıydı. Kendisi mahkumun evlendiği ve ülkenin güvenli ortamına getirdiği sevgisini ve adının korumasını verdiği kadın.
Conhece a razão pela qual Christine Helm teria dado o depoimento que deu... - se não fosse verdade?
Madem bunlar doğru değil tanık Christine Helm'in bilerek aksi ifade vermesi için bir sebep görebiliyor musunuz?
Eu observei quando Frau Helm estava a depor.
Bayan Helm tanık sandalyesindeyken onları izledim.
Cartas escritas por Christine Helm.
Christine Helm tarafından yazılmış mektuplar.
Convoco Christine Helm.
Christine Helm'i çağırın.
- Christine Helm.
- Christine Helm.
Sra. Helm, dá-se conta de que continua sob juramento.
Bayan Helm, hala yemin altında olduğunuzu biliyorsunuzdur, değil mi?
Sra. Helm, você teve a amabilidade de identificar o seu papel de cartas.
Bayan Helm, mektup kağıdınızı teşhis etme nezaketini göstermiş bulunuyorsunuz.
- Sra. Helm!
- Bayan Helm!
Sra. Helm? Pode voltar ao banco de testemunhas?
Bayan Helm, lütfen tanık sandalyesine geri döner misiniz?
Vou-lhe perguntar de novo, Christine Helm, Você escreveu esta carta?
Şimdi yeniden sormak istiyorum, Christine Helm, bu mektubu siz mi yazdınız?
Antes de responder, Sra. Helm, devo alertá-la que a lei que regulamenta o perjúrio neste País é muito severa.
Cevap vermeden önce, Bayan Helm, sizi bu ülkede yalancı şahitlikle ilgili kanunun çok ciddi cezalar öngördüğü konusunda uyarmak isterim.
- Leme, velocidade warp.
- Helm, bize Warp hızını ver.
Helm, dá a volta.
Yarım tur dönelim.
No meio do caminho entre Edoras e Isengard ha uma fortaleza... que os Homens chamaram de Helm's Deep.
Edoras'la İsengard arasında Miğfer Dibi adlı bir kale var.
Todos que montam devem ser mandados ao forte de Helm's Deep.
Ata binecek durumda olan herkes derhal... Miğfer Dibindeki eski kaleye gönderilmeli.
Provure por m ¡ m em Helm's Deep.
Miğfer Dibinde bulun beni.
Quando amanhever, ordenare ¡ que toquem a vorneta de Helm... e segu ¡ re ¡ em frente.
Şafak söktüğünde... Miğferin borusu ötecek... ve ben yola düşeceğim.
Leme. Passa directamente para... 069º.
Helm, sancak 0-6-9!
Leme, parem tudo!
Helm, makineler stop!
Trabalham com o Helms, o Hunt, o Liddy e toda aquela gente.
Onun bir parçası olmuşlar. Orada tüm o, Helm ve Hunt ve Liddy'lerle beraber.
- Tire-nos daqui.
- Helm, çıkar bizi buradan.
Helm, para a frente a velocidade regular.
Dümen, tam yol standart.
Ela conseguiu. Helm.
Başardı.
Helm.
Dümen.
Os direitos de autor são de um Hepcat Helm.
Hepcat Helm adına tescillenmiş.
Este é o Hepcat Helm.
Bu da Hepcat Helm.
O Expresso das 5h50 pára em frente à casa do Goodhue.
Otobüs Helm'in yerine 5 : 50'de gelmiş. Tam Goodhue'nin evinin önünde durmuş.
- Leme, anuncie o rumo a cada 10º.
- Helm, her on derecede bizi uyar. - Emredersiniz, efendim.
- Leme, vire 10º à direita.
- Helm, 10 derece sağa.
A porra do Matt Helm?
Matt Helm gibi mi?
Lá está o Abismo de Helm!
İşte orada, Şefin Dehlizi.
Helm!
Dümen!
- Temos de nos resguardar do fogo.
Böyle darbelere fazla dayanamayız, Binbaşı. Helm.
Leme, tudo a estibordo!
Helm... Sola, tam.
Localizámos o pai biológico, o Sr. Dale Helm.
Biyolojik babanın yerini belirledik... Bay Dale Helm.
O Sr. Halmond é estudante.
Bay Helm lise öğrencisi.
Bom dia.
# # When I'm at the helm, the world's my realm

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]