English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Herrmann

Herrmann Çeviri Türkçe

420 parallel translation
Vai ser uma noite bastante emotiva com o regresso de Jason Street ao Campo Hermann
Jason Street'in, Herrmann Stadı'na dönmesi nedeniyle oldukça duygusal bir maç olacak.
Porque é que não vais ao campo Herman, compra-o e podes chamar-lhe a Garrity Bowl.
Neden Herrmann Otlağı'na gidip satın almıyorsun? Adını da Garrity Stadyumu koyarsın.
Ou o Hocus tirou os bilhetes do bolso e o Pocus meteu-os debaixo da torta como prova o bocado de cereja na manga.
Ya da Hokus bu lanet biletleri ceplerinden çekti ve Pokus da turta tavasının altından kaydırdı, ve zaten kolundaki kiraz-ravent parçacıkları da bunu kanıtlıyor. Bizim gösterimiz Muhteşem Herrmann'ın ikinci gösterisinden sonra.
Vamos entrar depois da segunda apresentação do Grande Herrmann.
O, Hokkabaz Kalesinin büyük ve kudretli reisidir.
Apesar de lamentarmos o seu tremendo revés, Mr. Herrmann...
Sizin bu tatsız durumunuzun önemini anlarken ve aynı acıyı hissederken, Bay Herrmann...
Enquanto o Grande Herrmann entrava em cena para a segunda apresentação - da noite...
Muhteşem Herrmann gecenin ikinci performansı için sahnede yerini aldığı gibi...
Acho que a Alice comeu a alface da salada do Grande Herrmann.
Katil Muhteşem Herrmann'ın numaralarının nasıl çalıştığını biliyor.
- O assassino sabe fazer sanduíches.
Bence Alice, Muhteşem Herrmann'ın sandviçindeki marulları yedi.
O assassino queria matar o Grande Herrmann.
Katil hayvanları öldürmeye çalışmıyor.
Infelizmente, o Grande Herrmann falhara ao fugir de sua Grande Fuga.
Acı bir şekilde, Muhteşem Herman muhteşem çıkışından çıkamadı.
O Grande Herrmann já fez esse truque umas mil vezes.
Muhteşem Herrmann bu numarayı binlerce kez tekrarladı.
O Grande Herrmann tinha vários fãs entre os percebes, os corais e as ostras.
Muhteşem Herrmann'ın midyelerden, mercanlardan ve istiridyelerden oluşan bir hayran kitlesi vardı.
Coitadinho do Herrmann.
Zavallı Herrmann.
O Herrmann será vingado.
Herrmann'ın intikamı alınacak.
Dei ao Herrmann muito tempo para sair.
Ona dışarı çıkması için uzun bir zaman tanıdım.
Fico lá de pé e aceito, esperando que o Grande Herrmann entregue a bela cenoura que balança diante de mim e me dê o meu próprio acto.
Burada Muhteşem Herrmann'ın benim hak ettiğim rolü vermesini umarak dikildim,.. ... ve önümde sallandırdığı havucu yakalamaya çalıştım.
Herrmann e todos com quem dividiu o palco acabaram mortos, - menos a senhora.
Herrmann ölene kadar senden başka kimseyle sahneyi paylaşmadı.
Mais alguém dividia o palco com o Grande Herrmann...
Biri daha sahneyi Muhteşem Herrmann'la paylaşıyordu...
Comecei por ser ajudante na plateia do Herrmann. Foi como nos conhecemos.
İlk işim Herrmann'ın izleyicileri arasına saklanmaktı.
E o que é que andava a fazer quando o Herrmann estava no palco a ser cimentado? Estava a entreter a plateia.
Herrman sahnede betonlaşırken sen ve miden ne yapıyordunuz?
Herrmann era o único por aqui que tinha algum respeito pela minha contribuição.
Burada benim yaptıklarıma saygı göstermeyen tek kişi Herrmann'dı.
Alguma ideia do porquê que ele não conseguiu escapar? Aposto que o Grande Herrmann está lá dentro agora, numa grande pose que poderá revelar-lhe Não sei.
Onun neden kutudan çıkamadığı hakkında bir fikrin var mı?
- Enquanto os investigadores continuavam a interrogar-se porque o Grande Herrmann não escapara, Olive Snook estava prestes a interrogar-se como é que outra pessoa conseguiu.
Dedektifler Muhteşem Herrmann'ın neden dışarı çıkamadığı konusunda kafa yormaya devam ederken Olive Snook diğerlerinin yaptığı gibi bu konuda kafa yoruyordu.
Tal como os nossos detectives particulares pensaram saber onde encontrar o Grande Herrmann. Onde está o Grande Herrmann?
Ya da düşünüyordu, tıpkı özel dedektiflerimizin Muhteşem Herrmann'ın nerede olduğunu bildiklerini düşündüğü gibi.
Beijos e abraços, o Grande Herrmann. "
Şimdi beni izleyin... "...
Que vigarista!
Ve şimdi izlemeyin. Çifte öpücük, çifte sarılma, Muhteşem Herrmann "
A boa notícia é que ainda está vivo em algum lugar. Porque haveria o Grande Herrmann de desaparecer?
İyi haber, hala yaşıyor nerede olduğunu bilmesek te.
Foi o que Herrmann nos disse quando o pai partiu.
Bu, babamız bizi terk ettiğinde Herrmann'ın bize dedikleriydi.
O que é que o Herrmann te disse? Sobre quando o pai partiu?
Herrmann, babamızın bizi terk etmesi hakkında sana ne anlattı?
Um novo mágico, com o pseudónimo de Expresso Mágico de Herrmann Gunt, chamou um voluntário.
Yeni bir sihirbaz olan Herman Gunt'un zekice tasarlanmış Sihir Ekspres'i bir gönüllü istedi.
Foi o que o Herrmann me disse. Foi por isso que ele não contou nada.
Bu Herrmann'ın bana anlattığı, size anlatmadığı şey.
Não estás a agarrar o Herrmann, estás a agarrar o pai.
Siz Herrmann'a bağlı değilsiniz. Siz babanıza bağlısınız.
Não estava no bloco de cimento com o bilhete do Herrmann?
Bunun gerisi nerede? İçinde Herrmann'ın olduğu çimento bloğunda değildi.
O Grande Herrmann está morto. Morreu de "Cimência"
Muhteşem Herrmann öldü.
Herrmann era a bolinha sob a casca de coco.
Bu klasik bir aldatmaca.
Alguém baralhou as cascas e nós escolhemos a errada.
Herrmann hindistan cevizi kabuğunun altındaki küçük toptu. Birisi kabukları değiştirdi, ve biz yanlış kabuğun altına baktık.
O assassino troca os blocos, esconde o que tem o corpo do Herrmann, e todos pensam que o Grande Herrmann desapareceu em plena actuação.
Katil blokları değiştirdi ve Herrmann'ın içinde olduğu bloğu sakladı ve herkes "Muhteşem" in Ortadan kaybolma sanatıyla ortadan kaybolduğunu düşündü.
Usando detectores de metal para detectar o metal das correntes usadas pelo Grande Herrmann quando apresentava "Cimência", a dupla "Espectáculo para Dois", protagonizada por Olive Snook, começou a vasculhar o local de entregas. Eu sempre gostei de uma boa caça ao tesouro.
Metal detektörlerini kullanmak Muhteşem Herrmann'ın "Clementia" yı sahnelediği sırada kullandığı zincirleri bulabilirdi "İki kişilik gösteri" grubu, Olive Snook'la birlikte yükleme rampasının oradan araştırmaya başladılar.
Como uma cobra-cascavel ou uma seringa hipodérmica que o Grande Herrmann, sem querer, espetou em si mesmo enquanto se contorcia. Ou podemos abrir o bloco e encontrá-lo afogado em cimento.
Biz bu bloğu kazarak açtığımızda belki de bir Mojave çıngıraklı yılanı, ya da Muhteşem Herrmann'ın bilinmeyen bir nedenle, eğildiği sırada kendine enjekte ettiği gizli derialtı iğnesi gibi bir katil silahı bulabiliriz.
Bem, quando abrirmos o bloco vai ser uma pena o Maurice e o Ralston não falarem com o Grande Herrmann.
Ya da o bloğu kazarak açtığımızda onu çimentoya boğulmuş bir şekilde buluruz. Peki, bloğu kazıp açtığımızda, Maurice ve Ralston'un Muhteşem Herrmann'la konuşamayacak olması çok kötü.
- Teve de partir? - Por que outra razão iria embora?
Babamız terk etmek zorunda kaldıktan sonra, Herrmann bizim yeni gözdemizdi.
Depois de o pai ir embora, o Herrmann deu-nos imenso apoio.
Başka bir sihirli baba.
É o Grande Herrmann?
Bu Muhteşem Herrmann mı?
É Herrmann. E é assim que eu corto.
Herrmann.
O assassino sabe como o truque do Grande Herrmann funciona.
Ayrıca acı bir şekilde kazığa oturtulmuş iki güvercinimiz ve hatalı bir ceketimiz var.
- A alface devia ter ficado na sandes para ser comida pelo Grande Herrmann.
Katil nasıl sandviç yapılacağını biliyor.
Saco de areia cair, casaco sabotado.
Marulun bu sandviçin içinde olması ve Muhteşem Herrmann tarafından yenilmesi gerekiyordu.
- tudo o que quer saber.
Bahse girerim Muhteşem Herrmann o betonun içinde şuan "Pompeii'nin Son Günleri" pozu veriyordur ve size öğrenmek istediğiniz her şeyi söyleyecektir.
Dê-me isso!
Muhteşem Herrmann nerede?
O Herrmann contou-te que o Ralston fez xixi quando o pai desapareceu?
Herrmann sana babamız ortadan kaybolduğunda Ralston'un altını ıslattığını söyledi mi?
O Herrmann escorregou pelo palco abaixo e caiu nesta cova estrategicamente escavada.
İşte "Clementia".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]