English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Hospital

Hospital Çeviri Türkçe

25,800 parallel translation
Ela não queria estar mais num hospital.
Artık hastanede kalmak istemiyordu.
Acabámos de ter um membro que foi parar a um hospital, e precisamos de começar a ser mais cuidadosos.
Daha yeni, üyelerimizden biri hastaneyi boyladı ve daha dikkatli olmaya başlamalıyız.
Falaste com a Miranda desde que ela deixou o hospital?
Hastaneden ayrıldığından beri Miranda'yla görüştün mü?
Ela deixou o hospital?
Hastaneden ayrıldı mı?
Sabemos que ela não está no hospital, Cal.
Onun hastanede olmadığını biliyoruz, Cal.
Sinto-me tão leve... e agradecida ao Cal por me tirar do hospital.
Çok hafif hissediyorum. Ve beni hastaneden çıkardığı için Cal'e minnettarım.
Cinco pessoas foram levadas para o hospital ontem à noite.
Beş kişi dün hastanenin yolunu tutmuş.
Estão ambos a caminho do hospital.
İkisi de şu an hastaneye gidiyor.
Ele está vivo e a recuperar no hospital de Brisbane.
Yaşıyor ve Brisbane Hastanesi'nde tedavi altında.
Lembras-te quando o levámos para o hospital para tirar um?
Acile götürdüğümüz günü hatırlıyor musun?
Que depois de uma troca no hospital, finalmente voltei para o meu povo.
Sanki doğunca hastanede karışmışım da sonunda gerçek kişiliğimi bulmuşum gibi.
- Precisamos levá-lo a um hospital. - Mostre-me.
- Hastaneye götürmemiz lazım.
O Fisher acabou de deixar o Ben Spiros no hospital.
Fisher az önce Ben Spiros'u hastaneye bıraktı.
Mostra o exame cerebral do Ben Spiros do hospital.
Ben Spiros'un beyin taramasını hastaneden al.
Quando te conheci, costumavas ter a aliança, mas não a tens desde o hospital.
Seninle ilk tanıştığımda, alyansını takıyordun, ama hastaneden beri takmıyorsun.
Não podemos dizer se há alguma hemorragia interna sem levá-lo a um hospital.
Seni hastaneye götürene kadar kafa travması ya da bir iç kanama olup olmadığını söyleyemeyiz.
Nasceste no Hospital Lenox Hill em Nova Iorque.
New York'taki Lenox Hill Hastanesinde doğmuştun.
O querido irmão tem um novo emprego como empregado noturno no Hospital Universitário de Hudson.
- Sevgili kardeşimiz daha yeni Hudson Üniversite Hastanesi'nde gece hademesi olarak işe girdi.
Era um hospital.
- Orası bir hastaneydi.
E todas as pessoas no hospital.
Hastanedeki onca insan.
- DUPUY REGINALD Passaste algum tempo no hospital?
Hastaneden yattın mı hiç?
No hospital não sabiam se ias acordar.
Hastane. Uyanacağını düşünmüyorlardı.
O Hospital Whitehull está a vender o nome da nova ala pediátrica.
- Whitehull hastanesi yeni çocuk hastalıkları servisinin isim haklarını satışa çıkarttı.
Ele devia estar num hospital, ligado a uma máquina.
Hastanede, kolunda serumla yatıyor olması gerekirdi.
Se alguém manda um dos meus para o hospital, eu mando...
- Birisi benden birini hastanelik etti ben ise... - Anladım.
Ele não iria para um hospital.
Hastaneye de gidemez.
Ele estava no hospital a tratar do braço quando o Clint desapareceu.
Santa Clara'daki yetkilileri uyaracağım. Mae, Simmons'ı ara.
Precisam de si no hospital.
Hastanede size ihtiyaçları var.
- Vamos levá-lo para o hospital.
Sizi hastaneye götürüyoruz.
- Só há este hospital?
- Sadece bu hastane mi var?
Morreram mais dois hoje, no hospital.
Gündüz iki kişi de hastanede ölmüş.
Temos alojamentos para médicos aqui no hospital.
Hastanede doktor odamız var.
Venho buscar-vos, a si e à sua mulher, às sete. A menos que o hospital precise de si antes.
Daha öncesinde hastanede size ihtiyaç olmazsa saat 07.00'de eşinizle birlikte geri döneceğim.
A Kate, a mulher do hospital.
Hastanedeki kadın.
Isto não é uma prisão, menina Mathison. É um hospital.
- Burasi hapis degil Bayan Mathison.
A vítima do ataque em Sturbridge deu um nome falso no hospital.
Saldırının kurbanı, hastaneye sahte bir isim vermiş.
Localizei o Hanano quando ele saia do prédio... e feri-o para que fosse levado ao hospital.
Hanano'nun yerini belirledim, binadan çıktığı anda onu hastaneye götürmesini sağlayacak kazaya sebep oldum.
O Renard recebeu uma chamada sobre o Hanano no hospital.
Renard Marwan Hanano'nun hastanede olduğuna dair bir telefon aldı.
Ninguém no hospital podia saber quem era.
Hastanedeki kimse onu tanıyamazdı.
Tem estado no hospital desde então.
O zamandan beri hastanede.
Eu estava no hospital à espera de ser cosido quando ela foi morta.
Cassidy öldürüldüğünde hastanedeydim, bana dikiş atılmasını bekliyordum.
Foi ao hospital?
Hastaneye gittiniz ni?
E veio aqui ao hospital?
Bu hastaneye mi gelmiş?
Mas isso não explica a cantoria no hospital.
Ama bu, hastanedeki koroyu açıklamıyor.
Acho que ela receava que, se fosse a essa consulta, podia ficar no hospital, pois isso já tinha acontecido.
Bu randevuya giderse hastanede kalabileceğini düşünüyor ve bu yüzden gergin hissediyordu bence. Çünkü daha önce de kalmıştı.
Só se via o contorno do hospital contra o céu negro.
Tek görülen, karanlık gökyüzünde hastanenin dış cephesiydi.
Uma lanterna solitária, num dos quartos do hospital, enquanto médicos e enfermeiros corriam de doente para doente.
Oradaki hastane odalarında bir fener ile doktorlar hastaları kontrol ediyordu.
A TEMPESTADE PERFEITA HOSPITAL EVACUADO
BÜYÜK KASIRGA HASTALAR TAHLİYE EDİLDİ
Estas imagens do meu iPhone, ao aproximarmo-nos do hospital, apenas um dos quase 300 doentes que, um a um, foram levados para lugar seguro.
Yaklaşık 300 hastadan birinin güvenli alana götürüldüğü bu görüntüler iPhone'umla çekildi.
Trabalhava à noite num hospital para animais como técnica veterinária.
Geceleri bir hayvan hastanesinde veteriner teknisyenliği yapıyormuş.
Somos Bibliotecários. No hospital de Boston.
Birisi onu girişteki merdivenlere atıp gitmiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]