Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Ic
Ic Çeviri Türkçe
18,268 parallel translation
Está suspenso durante a investigação do ministério público.
İç işleri bürosunun soruşturmasının kararıyla görevden alınıyorsun.
Vou representá-lo no ministério público.
İç işleri bürosunun karşısında seni temsil edeceğim mutlaka.
As vossas camas, as vossas túnicas, as vossas ceroulas, todos aqueles maravilhosos mosteiros que têm nos mais maravilhosos e adoráveis lugares do mundo.
Yataklarınızı, cübbelerinizi, iç çamaşırlarınızı,.. ... dünyanın en nadide ve güzel yerlerindeki o şahane manastırlarınızı.
A guerra civil neste país, na prática, nunca terminou.
Bu ülkedeki iç savaş gerçekte hiç bitmedi.
A tua intuição de Cão Infernal sente algo errado no sobrenatural?
Cehennem tazısı iç güdülerin doğaüstü yolunda olmayan bir şeyler hissediyor mu?
Não podemos permitir uma guerra civil na Liga.
Birlik iç savaşına izin veremeyiz.
Isso é deprimente.
Fena iç sıkıcı.
A Segurança Nacional auditou-nos em 2013, após o Empreendimento, parece que a mãe fez um cheque de 1 milhão de dólares para uma mulher chamada Samantha Clayton.
2013'te İç Güvenlik, Girişim'den sonra vergi denetimi yapmış ve annem Samantha Clayton diye bir kadına bir milyon dolarlık bir çek yazmış.
Sei que vai esclarecer que estava sob coação.
Eminim sendika avukatın iç işlerine sana şantaj yaptıklarını anlatabilecektir.
Esse trabalho pode colocar-me por dentro.
Bu iş, iç daireye girmemi sağlayacaktır.
Ficas muito em contacto com a terra?
Doğayla iç içe misin?
Porque, de acordo com o Pike, a Procuradoria deixará passar quando eu trabalhei com o Darhk, porque eu estava... protegendo a Laurel.
Çünkü Pike'ın söylediğine göre iç işleri Darhk için çalışmam konusunu Laurel'ı korumak için yaptığım için görmezden gelebilirmiş.
Eu trato disto por vocês.
Bunu sizin için hemen halledeyim. Al, bunu iç.
Peter, que raio aconteceu à minha roupa interior?
- Peter, iç çamaşırıma ne yaptın böyle? Hepsi genişlemiş.
Muito bem, vou comprar mais roupa interior.
Pekâlâ, ben biraz daha iç çamaşırı almaya gidiyorum.
Eu venci a Guerra Civil.
- Ben de İç Savaş'ı kazandım.
Dou-te dez dólares se usares a mesma roupa interior durante um mês. Paga.
1 ay boyunca aynı iç çamaşırını giyersen sana 10 dolar veririm.
Aqui tens cinquenta, vai mudar de roupa interior.
Git, iç çamaşırını değiştir.
Em vez disso coma um pouco de sambar.
Biraz da çorba iç.
Esse medo virou paranoia, o que levou a uma guerra civil.
Korkunun beraberinde getirdiği paranoya, iç savaşa yol açtı.
O que só pode levar a uma guerra nova.
Ki bu onları iç savaşa sürükledi.
Bebe isto e descansa.
Bunu iç ve biraz dinlen.
Isto deve levar a uma câmara interior.
Burası bir iç bölmeye açılıyor olmalı!
Bebe um pouco de água, sim, bom rapaz.
Biraz su iç küçük dostum.
Sabes, já que gostas tanto do Sol, podes levar-lhe as cuecas.
Madem Sol'ü bu kadar çok seviyorsun belki de gidip iç çamaşırlarından bir tane almalısın.
Isso são calções ou cuecas?
O şort mu iç çamaşırı mı?
O Carlos não usa cuecas.
Carlos asla iç çamaşırı giymez.
"Desliza cá para dentro", "Poder-Lubri", "Meno-aplauso".
"Kaygan iç" "Yağlanabilir" "Bay alkış"
É dos Assuntos Internos.
İç İşleri'nden.
Dos Assuntos Internos.
İç İşleri memuru.
O interior não está melhor que a costa.
İç kesimler de kıyıdan daha iyi durumda değil.
Mas também há lobbies, tensões internas, escândalos, vendettas e ameaças.
Evet, ama aynı zamanda lobileri iç gerilimleri, skandalları, düşmanlıkları ve tehditleri de.
Ele sobrevive, se não tiver hemorragias internas.
Evet, yaşayacak. İç kanaması yoksa tabii.
Vê a minha cueca ali?
İç çamaşırlarımı gördünmü?
Há uma caixa embaixo.
İç çamaşırların altında bir kutu var.
São boas notícias, porque não há lesões reveladas pelo exame ou quaisquer hemorragias.
Bu iyi haber çünkü taramada iç organ yaralanması yok. İç kanama veya beyin sarsıntısı gözükmüyor.
Aqui temos de matar o nosso zombie interior.
Burada iç zombinizi öldürmek zorundasınızdır.
- São da Segurança Interna!
- Bir dakika, bu adam İç Güvenlikten.
Está a pensar que a Resistência entrou na Segurança Interna?
Direniş İç Güvenliğe mi sızdı diyorsun yani?
Senhora, se tem problemas de segurança, relate à Segurança Interna imediatamente.
Hanımefendi, güvenlik sorunları yaşıyorsanız hemen İç Güvenliğe haber vermeniz gerek.
Se tiver algum problema, pegue no telefone e marque zero para chamar a Segurança Interna, senhora.
Bir sorun ile karşılaşırsanız telefonu kaldırıp sıfırı tuşlayın ve İç Güvenliğe bildirin lütfen. - Olur.
Nenhuma patrulha da Segurança Interna, nem Drones.
İç Güvenlik görünmüyor. Hava araçları da.
A Segurança Interna é apenas... Treinada para ser discreta.
İç Güvenlik elemanları tedbirli olmak için eğitildiler.
Segurança Interna.
İç Güvenliktenim.
A Segurança Interna está ali à frente.
İç Güvenlik sokağın karşısında.
- É a Segurança Interna!
- Bir dakika, bunlar İç güvenlikten. - Bizimle alakaları yok.
Dwight Ford.
İç güvenliğe 9 ay önce katılmış.
Vai buscar o arquivo da Segurança Interna... e vê se consegues o endereço do Dwight Ford.
İç Güvenlik dosyasına bak ve bana Dwight Ford'un adresini getir.
Bebe um copo.
Bir şeyler iç.
- Não vai ajudar.
Şunu iç.
Toma. Bebe.
Al, iç şunu.