Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Intento
Intento Çeviri Türkçe
75 parallel translation
Assassinato do Presidente Lincoln e intento de tirar a vida do Secretário Seward.
THE NEW SOUTH Başkan Lincoln'e suikast, Bakan Seward'u öldürme girişimi.
- Seis meses mais por intento de fuga.
- Kaçmaya teşebbüsten 6 ay daha alırdın.
Não discutirei o que está por trás disso. Ficarei eu inocente do intento.
Ne oluyor diye sormayacağım, sorarsam kendimi suçlarım sonra.
Bom, fiquemos atentos a isto. Vai, gentil Catesby, e, como se tratasse de algo trivial, sonde do senhor de Hastings o seu juízo acerca do nosso intento.
O zaman şöyle yapalım, aziz Catesby sen git, Lord Hastings'i şöyle belli etmeden bir yokla bakalım bizim bu tasarımızla ilgili eğilimi nedir.
Mas imaginas tu que ele tem tal intento?
Peki emin misin? Sence niyeti bu mu?
De fato, nada omiti que pudesse favorecer vosso intento E quando minha eloquência terminou, mandei os que amavam o bem de seu país bradar : "Viva Ricardo, legítimo Rei da Inglaterra!"
Konuşmam bittiğinde : "Şimdi." dedim " Vatanını seven bağırsın,'Tanrı Richard'ı korusun, İngiltere'nin yüce kralını korusun!
Mudei meu intento.
Ah, Stanley.
Acredito que terá que felicitar ao Sam por ter feito um intento tão bom.
Bence Sam'i böyle iyi bir deneme yaptığı için kutlamak gerekir.
Acha que desistiriam do intento, se soubessem que seriam apanhados?
Yani, sence yakalanacağını bilseydi, vaz mı geçerdi?
Em vista da terrivel emergência actual, eu intento de...
Mevcut acil durumun değişmesi...
Não conseguirá o seu intento!
Bu suçlamayı geçiremezsin.
Pense no intento que precisará para dissuadi-lo.
Düşünsenize, onu deliliğinden vazgeçirmek ne büyük beceriklilik olurdu.
Que seu favor e proteção não me faltam neste meu primeiro intento.
Yardımın ve himayen bu ilk sınavımda başarısız olmamı engellesin.
Alguns destes intelectuais estenderam o rumor... de que mudança de idéia depois, em um intento... de demonstrar que entrou na razão.
Bazı entelektüeller, sonraları fikirlerini değiştirdiğini söyledi. Aklının başına geldiğini göstermeye çalışıyorlardı.
Tirei a chave do quarto da mão da Nancy, no intento de a abrir e pedir ajuda.
Kapıyı açıp yardım almaya kalkışmaması için,... Nancy'nin elinden kapının anahtarlarını aldım.
Intento encontrar a estação de trem.
Tren istasyonunu bulmaya çalışıyorum.
Era o nosso único intento.
Bizi ilgilendiren de onlardı zaten.
ls não este somethin'? "Sem intento do mal."
"Kötü niyetten uzak."
Sr. Greene, me perguntava... se seria teria a delicadeza de dar sua opinião sobre meu intento.
Bay Greene, benim çalışmalarıma göz atmak nezaketini gösterir miydiniz?
Se ela devolver minhas jóias desistirei de meu intento e renegarei minhas ilegais propostas.
Mücevherlerimi verirse kur yapmayı bırakacağım ve böyle uygunsuz bir şey yaptığım için özür dileyeceğim.
Um rei emana tal divindade, que a traição apenas pia seu intento... e não põe em atos sua vontade.
Bir kralın çevresini saran öyle bir tanrısallık var ki hainlik ancak uzaktan bakacaktır, yapacağı kötülüğe.
Pheebs, esse é exactamente o oposto do intento da minha música.
Pheebs, bu benim müzik düşüncemin tam tersi
Condenado em 16 de junho de 1998 por homicídio agravado, dois cargos de intento de homicídio, assalto com arma mortífera, roubo, conduzir sob os efeitos do álcool e imprudência ao conduzir.
16 Haziran'98. Ağırlaştırılmış cinayet, iki cinayete teşebbüs, ölümcül silahla saldırı. Soygun, madde etkisindeyken araç kullanma, dikkatsiz araç kullanımı.
Morramos no intento, se não lhes derramarmos o sangue.
Kana kan. Ölüm ya da leke.
- Bom intento.
- İyi deneme.
O intento estava prestes a abortar até lhes ocorrer um engenhoso plano. - Qual?
Bütün planları suya düşmek üzereyken akıllarına dahiyane bir plan geldi.
Sem mencionar o intento quase bem-sucedido do Alvarez.
Tabii Alvarez'in intihar girişimini saymazsak.
O intento de homicídio do governador James Devlin à mãos de um ex-empregado do correcional Oswald há conmocionado a campanha eleitoral em pleno e a todo o estado.
Oswald Islah Tesisinin eski bir çalışanı tarafından Vali James Devlin'e düzenlenen suikast girişimi tüm eyalet çapındaki seçim kampanyası çalışmalarında bir şok dalgası yarattı.
Apesar de ter falhado o intento, ainda pode ser condenado a 8 anos, no mínimo,
Niyetin gerçekleşememesine rağmen en az 8 yıl hapis cezası var.
" Por que motivo o intento ou razão, que em mim é coisa natural,
" Maksat ya da sebep, neden bana bağlı
Sua esposa tem uma demência terminal. Intento lhes ajudar aos dois.
- Eşi demansın son safhasında
Está tudo quão são pode estar. Intento mantê-lo assim. - Uma intervenção poderia matá-lo.
Şu andakinden daha sağlıklı olamaz Onu bu halde tutmaya çalışıyorum.
Intento não interferir com as investigações de Controle de Riscos.
- Risk İdaresinin soruşturmalarına karışmamaya çalışıyorum
- foi um intento de suicídio?
- Bu intihar girişimi miymiş?
- Intento que alguém me substitua.
Yerime bakacak birini bulmaya çalışırım.
Nada. Que é uma boa garota. Intento ajudá-la.
Tatlı bir kız.Ona yardım etmeye çalışıyorum
Só intento encontrar a fonte das infecções. - Importa-lhe?
Sadece enfeksiyonun kaynağını öğrenmeye çalışıyorum
Até os dois anos de idade, a cria não precisará comer folhas só viverá do leite de sua mãe... mas isso não a detém em seu intento por imitá-la.
Yalnızca iki aylık yavru, yemeğe ihtiyaç duymaz. O hala annesinin sütüyle idare ediyor. Fakat bu onu annesini taklit etmeyi denemesi için durdurmayacaktır.
O intento do Blue por fazer amigos foi abortado.
Mavi'nin arkadaşlık yapmak atakları baltalanmıştı.
Intento solucioná-lo.
- İlgileniyorum.
Intento estudar para ter um trabalho e que possamos ir deste buraco!
Sen ne yaptın? İş bulabilmek ve bu çöplükten kurtulabilmek için çalışıyordum.
- Não. Intento ficar grávida.
Gebe kalmaya çalışıyorum.
Se quiser, intento localizá-lo.
İstersen onu hemen bulmaya çalışırım.
Intento me concentrar.
Odaklanmaya çalışıyorum.
Intento ser o mais neutro possível. Não.
Çok tarafsız olmaya çalışıyorum.
- Intento ajudar a um menino doente.
Hasta bir çocuğa yardım etmeye çalışıyorum.
Possivelmente mora no intento.
Ya başaracak ya da uğraşırken ölecek.
falhaste 9 intentos, que tal um último intento?
dokuz kere denedin son bir denemeye ne dersin?
Bom intento, moço.
İyi deneme evlat.
- Intento lhe tirar isso
Evet.
- Intento te ajudar.
Seninle yüzleştiğim yok.