Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Intersect
Intersect Çeviri Türkçe
576 parallel translation
Vem um doutor observar-te. Trabalhou no processo de codificação do Intersect. O computador que o Bryce destruiu.
Bryce'ın yok ettiği ve şu an senin kafanda olan bilgileri çözmek için.
- O Paciente X? Aquele que sabe todos os segredos do Intersect, trabalha no Buy More?
Gizli hastamız, bütün gizli sırları bilen kişi, Buy More'da çalışabilir mi sence?
O que é que não imaginavam? Uma pessoa que tenha visto todas as imagens do Intersect.
Bütün sırları sadece bir kişinin görmesi.
Se tirasse os segredos da tua cabeça, ela perdia o Intersect.
Eğer biligiler kafandan alınabilseydi, o da bunları elinden kaçırmış olacaktı.
Eu quero é a imensa fortuna que o Intersect humano vai render.
İnsan bir bilgisayarın bana kazandıracakları için burdayım.
O novo Intersect estará pronto a funcionar daqui a 6 meses.
Yeni İntersect altı aya kadar işleve konulacak.
Olá, Bryce, porque me enviaste o Intersect?
"Hey Bryce, neden gizli bilgileri bana gönderdin?"
E eles querem o Intersect, Chuck. Eles querem-te a ti.
Ve bilgisayarın peşindeler, Chuck.
O Intersect foi uma missão.
"Bilgisayar" bir görevdi.
Só então me apercebi que era um ataque interno, para descarregar e destruir o Intersect.
Bunun, bilgisayarı yok etmek için yapılan, içten bir saldırı olduğunu sonra anladım.
Ele não saberia nada sobre o Fulcrum, ou sobre o Intersect, ou Sand Wall.
"Dayanak", Bilgisayar veya "Kum Duvarı" hakkında birşey bilmeyen birine.
Apenas, vocês sabem, eu, o gajo do Intersect.
Hani şu Bilgisayar çocuk.
Descarreguei a informação do Intersect e destruí o computador.
Bilgileri ordan alıp bilgisayarı havaya uçurdum.
Onde estão os ficheiros do Intersect?
Dosyalar nerde?
O que aconteceu ao Intersect?
Bilgilere ne oldu?
O Fulcrum pensa que tu és o Intersect.
"Dayanak" seni bilgisayar sanıyor.
Deves estar familiarizado com este, chamava-se Intersect.
Bir bilgisayar bakmıştım. Belki duymuşsundur, hani içinde gizli bilgiler olan.
Livra-te da armação na cabeça, novato, ambos sabemos que o Intersect, precisa de tanto espaço aí em cima, quanto lhe pudermos arranjar.
Kafanı çalıştır, yeni çocuk. İkimiz de İntersect için daha fazla boş yer gerektiğini biliyoruz.
A nossa decisão para revistar o barco foi baseada na informação, que recebemos do Intersect.
Baskın kararı tamamiyle İntersect'ten alınan bilgiyle verildi.
Comprometes-te ou não com o Intersect?
Kendinin veya İntersectin kimliğini tehlikeye attın mı?
O Intersect está certo acerca disto.
İntersect bu konuda haklı.
Alguém precisa de proteger o Intersect, não é?
Birinin İntersecti koruması gerek değil mi?
Estou a ligar para informá-lo que a versão beta, do computador Intersect foi bem sucedida.
İntersectin beta versiyonun başarıyla tamamlandığını bildirmek için aradım.
Isto significa que o novo Intersect, deverá estar pronto e a funcionar brevemente.
Bu yeni İntersectin yakında hazır olacağı anlamına geliyor.
Ele trabalhou no processo de encriptação do "Intersect", O computador que o Bryce destruíu, aquele que está na tua cabeça.
Bryce'ın yok ettiği ve şu an senin kafanda olan bilgileri çözmek için.
O paciente X, que sabe todos os segredos do "Intersect", trabalha na "Comprem Mais".
Gizli hastamız, bütün gizli sırları bilen kişi, buy more'da çalışabilir mi sence?
O que nunca imaginaram? Uma pessoa a conseguir ver todas as imagens do "Intersect".
Bütün sırları sadece bir kişinin görmesi.
Se ele conseguisse arrancar aqueles segredos da tua cabeça Então ela perdia o "Intersect", então ela tinha de agir rápidamente.
Eğer biligiler kafandan alınabilseydi, o da bunları elinden kaçırmış olacaktı.
Estou aqui pela quantidade de dólares, que o "Intersect" humano me facultará.
İnsan bir bilgisayarın bana kazandıracakları için burdayım.
O novo Intersect estará a funcionar em 6 meses.
Yeni bilgisayar altı aya kadar işleve konulacak.
Com o Dr. Zarnow morto, Chuck, esses segredos do Intersect não vão a lado nenhum.
Dr.Zarnow ortadan kalktığına göre o bilgiler hiç bir yere gitmiyor.
- Sim, ele é o teu Intersect. - Sim.
Sanki onun beyninde de senin bilgisayarın var.
Levem o Chuck ao complexo do Alahi, para conseguirem a informação do Intersect, sobre o sistema de segurança.
Alahi'nin villalarına Chuck'ı da götürün ki bazı acil durumlarda işe yarasın.
O Intersect sabia acerca da ligação entre o Peyman Alahi e os cartéis de ópio.
Bilgisayarda Peyman Alahi'nin afyon ticareti ile alakası olduğu bilgisi mevcut.
Tenho muito mais a dar a esta equipa, além do Intersect.
Bu ekibe sadece bilgisayarlık yapmaktan daha fazla katkılarım oldu.
Não me estou a gabar. O Intersect é que está a fazer todo o trabalho pesado.
Yani ben övünmüyorum, bütün ağır işleri beynimdeki bilgisayar yapıyor.
O Intersect fez bem em alertar-nos.
Bilgisayarımız bizi uyarmakta haklıymış.
Chuck Versus the Alma Mater Chuck contra a Universidade Então não sabem porque estou no Intersect.
Yani benim İntersect'te ne işim olduğunu bilmiyorsunuz.
Bem, não apareceste no radar da NSA até o Bryce te mandar o Intersect.
Bryce sana o maili gönderene kadar NSA'in radarında yoktun.
Obrigado. Reduziste-me bastante tempo de investigação, Intersect.
Beni bir ton araştırma yapmaktan kurtardın, Intersect.
Perguntei ao Fleming sobre Stanford. Sobre porque estava eu no Intersect.
Fleming'e neden benimle Stanford'la ilgili bilgilerin İntersect'te olduğunu sordum.
Eu acho que ele deve saber porque estou no Intersect.
Sanırım o neden adımın İntersectte yer aldığını biliyor.
Também sou eu, e pode haver respostas neste disco, sobre porque estou no Intersect.
Evet, ben de öyleyim ve bu cd'de neden İntersectte olduğum hakkında cevaplar olabilir.
Se ele tinha uma boa razão para fazer com que eu fosse expulso, talvez tivesse uma boa razão para entrar no Intersect, também.
Beni okuldan attırmak için iyi bir sebebi varsa İntersecti çalmak için de vardı belki.
Não, Chuck, aquele tipo estava doente com ou sem o Intersect na tua cabeça.
Ellie'nin hayatını riske attım. Hayır, Chuck senin beynindeki İntersect olsa da olmasa da o adam hastaydı.
O Intersect esteve certo em identificar o Mason Whitney.
İntersect, Mason Whitney'inin kimliğini doğru saptamış.
Porque me mandaste o Intersect?
Bunu neden yaptın? Neden o bilgileri bana gönderdin?
O Intersect.
Bilgisayardan.
Porque o Intersect foi uma missão.
"Bilgisayar" bir görevdi.
Então, levamos o Intersect.
O zaman bilgisayarı da alırız.
Porque estou eu no Intersect?
Benim İntersect'te ne işim var?