Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Irisa
Irisa Çeviri Türkçe
183 parallel translation
- Irisa, qual é o problema?
- Irisa, ne oldu?
A minha companheira de viagem chama-se Irisa. Tu serviste?
Yol arkadaşımın adı ise Irisa.
Nolan e esta é a Irisa.
- Nolan ve bu da Irisa.
A Irisa e o Tommy agiram sob as minhas ordens.
Irisa ve Tommy benim emrimi uyguluyorlardı.
- A Irisa deu-te esse livro?
- O kitabı sana Irisa mı verdi?
Tive a Irisa.
Irisa vardı.
Tu libertaste-me a mim e à Irisa.
Irisa ile beni özgür kıldın.
Vais dizer-lhe que a Irisa está morta.
Ona Irisa'nin öldüğünü söyleyeceksin.
Ela tem que estar em segurança.
Irisa güvende olmak zorunda.
A Irisa estava com ele?
- Irisa onunla mıydın?
Porque é que ela não o impediu de a atacar?
Irisa neden sana saldırmasına engel olmadı?
Absoluta e a Irisa estava com ele.
- Evet. Irisa da onunlaydı.
Vais lhe dizer que a Irisa está morta.
Ona Irisa'nin öldüğünü söyleyeceksin.
Olha, a maioria das pessoas, Irisa, não fazem tudo sozinhas.
Çoğu kişi her şeyi yalnız başlarına yapmazlar Irisa.
Irisa!
Irisa!
Sabes, a maior parte das pessoas, Irisa, não fazem tudo sozinhas.
Çoğu kişi her şeyi yalnız başlarına yapmazlar Irisa.
- Irisa!
Irisa!
Não viste a Irisa por aí, pois não?
Irisa'yı hiç gördün mü acaba?
A Irisa é uma miúda.
Irisa daha bir çocuk.
A Irisa está a tratar disso agora.
Irisa hallediyor şu an.
- Isso não é o diário da Irisa?
- O Irisa'nın günlüğü değil mi?
Não admira que ela não queira falar contigo.
Irisa'nın seninle konuşmak istememesine şaşmamalı.
- Nolan, a Irisa não seria capaz...
- Nolan, Irisa böyle bir şey...
Se isto é sobre a Irisa e das suas naves com túneis mágicos, não quero ter nada a ver com isso.
Eğer bu Irisa ve büyülü uzay gemileri hakkındaysa hiçbir alakamın olmasını istemiyorum.
Agora, queres que deixes aqui o Tommy ou a Irisa para manter-te debaixo de olho?
Tommy ya da Irisa'yı sana göz kulak olması için bırakmamı ister misin?
Irisa, deixa-me ver.
- Irisa, bırak da bakayım.
O Tommy tem uma cabeça dura.
Irisa'yı ıskalamışsın.
Falhaste a Irisa.
Hayır, ıskalamadım.
E se fosses tu a receber a chamada e fosse a tua menina?
- Ya aynı şey Irisa'nın başına gelseydi?
Pertence à Irisa.
Bu Irisa'nın.
Recebeu uma pista sobre a Irisa.
- Irisa'yla ilgili ipucu buldu.
O que quer que tenha infetado a Irisa, também te infetou.
Irisa'yı etkileyen şey sende de var.
- O deus que está a puxar os fios da Irisa.
- Irisa'yı kontrol eden tanrı. - O tanrı değil.
Estas coisas devem eliminar os cultistas do apocalipse tempo suficiente para libertarmos a Irisa.
Bu şeyler, biz Irisa'yı kurtarana kadar kıyamet günü tarikatçılarının hakkından gelecektir.
Não é o que a Irisa quereria.
Irisa bunu istemezdi.
Já agora, a tua maneira também consegue resultados. És bom para a Irisa.
Senin yolunla da sonuç alıyoruz tabii.
És bom para a cidade.
Irisa'ya iyi geliyorsun. Şehir için de iyisin.
A Irisa que conheceste desapareceu.
Tanıdığın Irisa artık yok.
E perguntas-te tu porque é que a Irisa te anda a evitar.
Bir de Irisa'nın neden senden uzaklaştığını düşünüyorsun.
Irisa.
- Irisa. Anlıyorum.
Irisa, mexe-te!
Irisa, gel!
Irisa?
Irisa?
Irisa, este é Eddie Braddock.
Irisa, bu Eddie Braddock.
- A Irisa encontrou-me.
- Irisa buldu beni.
Como está o Tommy?
Tommy ve Irisa nasıl?
A Irisa?
Irisa'yı vurduğuma inanamıyorum.
Onde está ela?
- Irisa nerede?
A Irisa precisa de mim.
Irisa'nın bana ihtiyacı var.
Irisa.
Irisa.
Irisa...
Irisa...
Esta é a Irisa.
Bu Irisa.