Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Jelly
Jelly Çeviri Türkçe
125 parallel translation
Chamávamos de "Creeping Jelly".
Süründüren jöle derdik bunlara.
Coco Coconut? Mocha Jamoca? Peanut Butter'n Jelly?
- Hindistan cevizi moka camoka, fıstık yağı, muz - nane.
Deus há-de castigar-te, Jelly Roll.
Allah cezanı verecek, Jelly Roll.
O Jelly Roll ia odiar-te por pensares em tal coisa.
.. bir fikir ortaya attığında, Jelly Roll senden nefret ederdi.
Sim, vai ter com o Jelly Roll.
O, Jelly Roll'e gidiyor.
Como é esse Jelly Roll?
Bu Jelly Roll ne gibi bi'şey?
Acertou-lhes em cheio nas testas.
Ama silahı bana O fırlattı, Jelly Roll.
Mas ele atirou-me a arma, Jelly Roll.
Ben senin adamlarını asla vurmazdım.
Podes confiar nele, Jelly Roll. Ele está comigo.
- Ona güvenebilirsin Jelly Roll ; o benimledir.
Como é que o Jelly Roll disse que ele se chamava?
- Jelly, kendisiyle konuşanın kim olduğunu söyledi?
O Jelly Roll diz que ninguém consegue deitar-lhe as mãos.
Jelly Roll, "sizin elleriniz ona dokunamaz", demişti.
Foi o Jelly Roll que nos traiu.
Jelly Roll mu dur, nedir o bize kazık attı ;
Ainda bem que o Jelly Roll nos avisou.
Bizim Jelly Roll, bozkırda adımlıyor.
E ali vem o Jelly Roll e o seu bando para ajustarem contas.
O, Jelly Roll ve adamlarıyla hesaplarına geçirmişlerdir. - Para!
Toma, Jelly Roll.
Sen de burdasın, Jelly Roll.
Geléia!
Jelly!
Eu te amo, Jelly.
Seni seviyorum Jelly.
Jelly Roll Morton embarcou a bordo do Virginian, em Boston.
Jelly Roll Morton, Virginian'a bindi.
Jelly Roll, qual é a razão para uma viagem até à Europa a bordo de um vapor?
Jelly Roll, buharlı bir gemi ile Avrupa'ya yolculuk yapmanızın nedeni nedir?
"Jelly, há uma pessoa que toca melhor piano do que tu."
"Hey, Jelly, senden daha iyi piyano çalan birisi var."
"Caramba, Jelly, foste tu que inventaste o Jazz!"
Kahretsin! Jelly, sen cazı icat eden kişiydin!
Jelly Roll Morton não tocava, ele acariciava aquelas notas.
Jelly Roll Morton çalmadı, notaları okşadı.
Jelly Roll Morton passou o resto daquela viagem trancado no seu camarote.
Jelly Roll Morton, bu yolculuğun geri kalanını kamarasına kapanıp geçirdi.
Jelly!
Jelly!
Olha, Jelly.
Jelly, dinle.
Espera lá fora, Jelly.
Jelly, dışarıda bekle.
Tem o Jelly gordo e o Jimmy Boots com ele.
Şişko Jelly ve ortağı Jimmy Boots yanında.
Jelly, espera aqui e não ouças aquilo que dissermos.
Jelly, şurada kal. Konuştuklarımızı dinleme.
Conseguia que o Jelly fizesse isso por nada.
Jelly bedavaya yapabilir. Ne işe yarıyorsun?
Vá buscar o Jelly.
Jelly'i kullan.
Encontraram o bilhete, Jelly?
Jelly, not buldunuz mu?
Tenho de... Cagar?
Jelly, benim hemen tuvalet mi?
Fui eu que fiz aquilo, Jelly?
Jelly, bunu ben mi yaptım?
- É o meu casamento, Jelly!
- Jelly, bu, düğünüm.
Jelly, eu não vou a reunião nenhuma!
Jelly, toplantıya falan gitmeyeceğim.
Já passámos por isto antes, Jelly.
Bunu daha önce de yaşadık.
Eu não posso fazer isto!
Jelly, bunu yapamam.
Quem é o que está com o Jelly?
Jelly'nin yanındaki kim?
Só vejo o Jelly, o capanga dele, e algum idiota que ninguém conhece.
Tek gördüğüm ; adamı Jelly ve kimsenin tanımadığı itin teki.
Partiste-me o coração, Jelly.
Kalbimi kırdın Jelly.
Ele era... tipo... "Sven jelly".
O sanki, sanki jöle gibiydi.
Cabra Jelly-já?
Karanfil Sohbetli Kaltağı mı?
- O Jelly deve estar a chegar.
- Hayır. Jelly beni bir saat içinde alır.
O chefe do Jelly?
Jelly nin patronu mu?
Jelly, que faz aqui? Olá, Sr. Doutor.
- Jelly, Burada ne yapıyorsun?
Vou para casa do Jelly.
Jelly'nin evine gidiyorum.
Ouve, Jelly, é só escolher números.
Dinle, Jelly, sadece sayıları seçersin.
É uma corrida livre.
Çünkü bu açık bir yarış. - Jelly.
Jelly, onde está o Paul?
Jelly, Paul nerde?
Jelly, que é que...?
Jelly, sen ne- -?
Para ser sincero, o Jelly não foi muito convincente e eu...
Jelly bana çok içten gibi gelmedi. Ben de- -