English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Jip

Jip Çeviri Türkçe

186 parallel translation
Arranjei transporte para...
Tamam, jip hazır...
Egan, arranja-me um jipe com motorista.
Egan, bana şoförlü bir jip ayarla.
Arranje um jeep e um motorista para este homem e leve-o a Laval.
Bir jip ve şoför ayarla gördüğün bu adam Laval'a gitmek istiyor.
Bom menino, Jip.
Aferin sana, Jip.
Chee-Chee, Polynesia, e o Jip também vêm.
Hayır. Chee - Chee, Polynesia ve Jip de geliyor.
Jip tem este incrível olfato, e Polynesia tem os melhores boletins meteorológicos pelos pássaros que passam.
Jip'in inanılmaz bir koku duyusu var. Polynesia'nın hava raporları kuşlar ve balıklardan geliyor.
- Não sabia que o trovão tinha cheiro.
Ve Jip fırtına kokusu aldığını söyledi. Fırtınanın kokusu olduğunu bilmiyordum.
Preste atenção, Jip tende a exagerar.
Ama Jip'in abartmak gibi bir huyu vardır.
- O jipe está logo ali.
- Unutmadan, jip burada.
Vamos mover este veículo para aquí.
Bu jip bu tarafta ilerleyecek.
Vim de automóvel, mas regresso a pé.
Ne jip, ne araba, kaldık yine yaya...
O Brigadeiro Lathbury e o Coronel Frost já sabem do esquadrão de jipes?
Tümgeneral Lathbury ve Albay Frost özel jip filosuna ne olduğundan... -... haberdarlar mı?
Tivemos sorte em arranjar um jipe, porque, no dia anterior, o único que tínhamos avariou-se.
Jip bulduğumuz için şanslıydık çünkü bir gün önce elimizdeki tek jip bozulmuştu.
- Mete lá um jipe com guindaste. Rápido.
- Oraya hemen vinçli bir jip götür.
Subam para o jipe!
Jip'e binin.
No camino, o jipe bateu num buraco.
Ve oraya giderken jip bir çukura girdi.
Arranja-me um jipe vai ter comigo às oficinas daqui a meia hora.
İhtiyacım olan şey bir jip. Yarım saat sonra tamirhanenin arkasında buluşalım. Anladın mı?
- A quem pertencerá este jipe?
- Acaba bu jip kimin?
Podíamos, com artilharia pesada. E este jipe vai colocá-los no sítio certo.
Eğer ağır bir silahımız olsaydı bu jip tam da olması gereken yerde.
Milhares deles com jipes e tanques, a matar-nos!
Binlerce kişi hem de, jip ve tanklarla gelmişler!
O nosso jipe vai pelos ares e a carrinha dele não pega.
Bizim jip havaya uçuyor ve onun minibüsü çalışmıyor. Harika.
Dois carros e um Jeep,
İki araba ve bir jip,
2-Denver-4-Sam-9-5-9. É um jeep do final dos anos setenta.
2D4S959, 70lerin sonu bir Jip.
O jeep pertence a um Bunker Weiss.
Jip Bunker Weiss'ınmış, dostumdur.
Pegue dois jipes e uma semana de rações.
Yanınıza iki jip ve bir haftalık erzak alın.
Não podemos ficar aqui por muito tempo, e o jipe já era.
Burada uzun süre kalamazdık, üstelik jip de işe yaramıyordu.
Antes de ir, você tem que preencher uma declaração... para o jipe, o rádio e os telefones.
Gitmeden önce jip, telsiz ve telefon için zayiat formunu doldurman gerekiyor.
Primeiro que tudo não é um carro, é um jeep.
Öncelikle o bir araba değil, bir jip.
Entrem no jipe, ou rebento-lhes a cabeça.
Jip'e binin, yoksa kafanızı uçururum.
Tudo que não seja um jipe é um carro maricas.
Jip dışındaki her şey korkak işidir.
Aquele jipe é um tipo de carro armado.
O eski dediğin jip aslında bir tür zırhlı araç olarak yapılmış.
Um Jeep registado, Para Philip e Diane Evans, Roswell, New Mexico.
Philip ve Diane Evans adına kayıtlı bir jip, Roswell, New Mexico.
- Lá atrás...
Jip nerede?
Eles foram mortos esta manhã num acidente de jeep.
Bu sabah bir jip kazasında öldüler.
O Coronel Cassidy pediu-me para enviar duas cartas de condolências de 2 soldados que ele disse terão morrido num acidente.
Albay Cassidy benden jip kazasında öldüğünü iddia ettiği iki er için ailelerine mektup yazmamı istedi.
Perco, preciso de um jipe.
Perc, jip gerekecek.
Loas Angeles, Utah, o Jeep.
Los Angeles, Utah jip.
Volta para o Jipe, não precisas de fazer parte disto.
Jip e git, bunun bir parçası olmak zorunda değilsin.
Sobreviveu ao acidente com o jipe... depois Hans e Fritz pegam suas botas.
İIk önce jip kazasında ölmemişsin... sonra Hans ve Fritz botlarını almışlar.
A caminhonete... A caminhonete decepou-lhe grande parte da metade inferior.
Jip vücudunun alt kısmını parçalamış.
O seu corpo foi apanhado de tal maneira que está viva quando não deveria estar, E a caminhonete está mantendo-a inteira.
Vicudu öyle bir sıkışmış ki şu an hayatta olmaması gerekirken o hayatta, ve jip onu tek parça tutuyor.
O jeep está a funcionar.
Jip çalışıyor!
num Jeep Grand Wagoneer de 1986.
1 986 model Grand Wagoneer Jip.
Tem dois carros ali e um SUV cinza.
İki araba ötede büyük gri bir jip var.
- Eu compro-te um jipe.
- Sana bir Jip satın alırım.
Bela carrinha.
İyi jip.
É uma daquelas raras mulheres capazes de guiar o Ford Expedition, a carrinha que se guia como um carro de luxo.
Ford Expedition jip kullanabilecek nadir kadınlardansın lüks bir araba gibi kullanılan jipi.
- Parece que chegou outro jipe.
- Bir jip daha geldi gibi.
Costumava ser um capa contra o pó num Hammer.
Eskiden bir Hummer Jip'in brandasıymış.
Peço perdão.
Kusura bakma ama, Gregg jip parçalamada uzmandır.
A chave está no jeep?
Jip burada mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]