English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Justin

Justin Çeviri Türkçe

3,707 parallel translation
Suspeitamos que estava envolvido em crimes com um homem chamado Justin Cannady.
Justin Cannady isimli bir adamla yasa dışı bir aktivite içerisinde olduğunu tespit ettik.
Sim, o Justin.
Evet. Justin.
O Justin e o Huffner conheciam-se?
Justin ve Huffner birbirlerini tanıyorlar mıydı? O ikisi, neredeyse her gece tıpkı Cliff ve Norm gibi bar tezgahının ucuna otururdu. Evet.
Também não tenho visto o Justin há algum tempo.
Justin'i de bir süredir görmedim.
Bem, se o Justin aparecer, podia ligar-nos?
Justin gelirse, bize haber verir misiniz?
E Justin Cannady trabalhava na Casa da Moeda como triturador.
Justin Cannady de İşleme ve Baskı Bürosu'nda kağıt doğrayıcı olarak çalışıyormuş.
Demiti Justin em Junho.
Justin'i geçtiğimiz Haziran'da kovdum.
As duas pessoas, você e o Justin Cannady?
Bu ikisi, sen ve Justin Cannady?
Não estava tão bêbado, foi ideia do Justin Cannady.
Ayyaş Justin Cannady'nin fikri olmadığı kesin.
Ontem, Justin Marks e Connie Foster, namorados, sumiram a 3,2Km do lugar do primeiro rapto. Um casal? Ele está evoluindo.
Dün Justin Marks ve Connie Foster, iki sevgili ilk kaçırma alanından üç km ötede kayboldular.
Esta manhã acharam o corpo de Justin.
Arttırıyor. Evet, bu sabah Justin'in cesedi bulundu.
Por que ele descartaria Justin durante a noite mas manter sua primeira vítima feminina por dois dias?
Muhtemelen zanlının elinde. Diğer erkek kurbanı iki gün elinde tuttuğu halde Justin'i bir gecede neden gözden çıkardı?
Por favor, por favor, só me diga onde o Justin está.
Lütfen Justin nerede söyleyin.
Já que ele abandonou o Justin, ele deve estar procurando um substituto.
Justin'i bu kadar çabuk reddettiğinden biz konuşurken muhtemelen onun yerine birini arıyor.
Justin Guthrie.
İşte buradasın. Justin Guthrie.
O Justin Guthrie deve ter traduzido o Malbolge, percebeu que tinha a chave para invadir o Leviathan.
Justin Guthrie, Malbolge kodunu çözmüş olmalı. Bunun Leviathan kasasının anahtarı olduğunu anladı.
Sim, sou consultor da Polícia de Nova York e preciso de falar com um dos moradores, chama-se Guthrie Justin.
Evet. Ben de bir NYPD danışmanıyım. Ve buranın sakinlerinden birisi ile görüşmeliyim.
Estou curioso em saber com quem o Justin Guthrie pode ter colaborado no roubo da Diamond Exchange.
Justin Guthrie'nin, elmas mağazasını soyarken kimlerle ortalık etmiş olabileceğini merak ediyorum.
Já sabemos que as capacidades de programação do Justin Guthrie, permitem que realize as mesmas funções do Carter Averill.
Justin Guthrie'nin programcılık becerilerinin Carter Averill'in yaptıklarını yapabilmesine izin verdiğini biliyoruz.
Portanto, diz que o Justin Guthrie cometeu este roubo com outro membro do júri?
Justin Guthrie'nin diğer jüri üyeleri ile bu suçu işlediğini mi düşünüyorsun?
Assim que o Justin Guthrie descobriu o código, as coisas tornaram-se sérias.
Justin Guthrie programlama dilini fark edince işler ciddiye bindi.
- Acha que o Justin Guthrie lhe fez aquilo?
Bunu ona Justin Guthrie'nin yaptığını mı düşünüyorsun?
Se, contudo, recentemente mataram o Justin Guthrie, não devem dar-nos a amostra.
Ancak, eğer yakın zamanda Justin Guthrie'yi öldürdüyseniz DNA örneği vermemelisiniz. Bu akılsızlık olurdu.
Não matou o Justin Guthrie, ontem.
Dün Justin Guthrie'yi öldürmedi.
Recebemos os resultados preliminares de ADN do apartamento do Justin Guthrie.
Justin Guthrie'nin dairesinde DNA'nın sonuçları gelmiş.
Bem, encontrámos o seu sangue no apartamento do Justin Guthrie.
Justin Guthrie'ın apartmanında onun kanını bulduk.
Encontrámos uma amostra de sangue fresco dela no apartamento de Justin Guthrie, ontem.
Daha dün onun taze kan örneğini Justin Guthrie'in dairesinde bulduk.
O sangue que encontrámos no apartamento do Justin Guthrie contém o ADN do Audrey Higuerra, mas veio do seu corpo.
Justin Guthrie'nin dairesinde bulduğumuz kan Audrey Higuerra'nın DNA'sını taşıyor ancak senin vücudundan geldi.
Justin Bieber estava no público.
Justin Bieber'ın seyirci olmasından bayıldığını düşünüyorum.
- Não, precisamos fazer o correcto. - Justin, ouve-me.
- Hayır dostum, doğru olanı yapmalıyız.
Justin!
Justin.
Justin, não importa o que é legal!
Justin, mesele neyin yasal olup olmadığı değil.
Justin!
- Justin!
- Justin, não envolvas o meu pai nisto.
- Justin, babamı bu işe karıştırma!
- Justin, querido, o que há de errado?
- Justin, balım! Sorun nedir?
Esse é o teu primeiro desafio. Mas é melhor apressares-te, Justin.
Bu senin ilk mücadelen ama acele etsen iyi olur, Justin.
Acredito que o mestre Justin acaba de sair com uma das meias da miss Lara.
Efendi Justin'in az önce Bayan Lara'nın çoraplarından biriyle gittiğini sanıyorum.
O meu nome é Justin.
- İsmim Justin. - Justin.
Justin. Um nome nobre, mas meio chato.
Soylu ama bir o kadar da aksak bir isim.
- O meu nome é Justin.
- İsmim Justin.
O Reginald falou - que o jovem Justin está desaparecido.
- Genç Justin'in kaybolduğunu Reginald'dan duyup endişelendim.
Justin, toca o sino para chamar o Legantir.
- Justin, çanın ipini çek de Legantir buraya gelsin.
Pára de sonhar, Justin.
Hayal kurmayı bırak, Justin.
Pergunto-me como está o Justin. Espero que esteja bem.
- Justin'in neler yaptığını merak ediyorum.
Tenho que admitir, o Justin está melhor do que pensei que ele seria.
İtiraf etmeliyim ki Justin düşündüğümden daha iyi yapıyor.
Este é Justin Cannady.
Bu, Justin Cannady.
Você matou o Justin?
Justin'i öldürdün mü?
- Disse Guthrie?
İsmi Justin Guthrie. Guthrie mi dedin?
Justin.
- Justin.
JUSTIN CONNOR VICE-PRESIDENTE Sabes que estou invicto, não sabes?
- Yenilmez olduğum biliyorsun değil mi?
- Justin.
Justin!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]