Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Kati
Kati Çeviri Türkçe
311 parallel translation
Mas você não disse'absolutamente'.
Ama kati konusmadiniz.
Para sermos exactos, a nossa história começa a 4 de Março de 1944.
Kati olmak gerekirse, hikâyemiz 4 Mart 1944'te başladı.
Lembre-se, foi rigorosamente treinado para ser o cavalheiro de um cavalheiro.
Hatırlayın, kati bir şekilde centilmenlerin centilmeni olarak yetiştirildiniz.
Isso é bem verdade, mas qualquer organismo com densidade para sobreviver a três mil milhöes de volts teria de ser feito de material nuclear sólido.
Doğru. Ama üç milyar elektron volttan kurtulacak kadar yoğun olan bir organizmanın kati nükleer maddeden yapılmış olması şart.
Em troca, a máquina projecta matéria sólida instantaneamente em qualquer ponto do planeta.
Karşılığında o makine gezegendeki herhangi bir noktaya anında kati madde gönderebilir.
Então começaram a fazer-me muitos testes.
Derken bir seri kati kontrol başladı.
Tem certeza de não querer ir? - Certeza.
- Kati kararınız nedir?
Vamos brindar ao meu primeiro dia na Mansão dos Baskervilles. E à minha firme crença de que a maldição da família não passa de uma lenda. E que o cão do inferno nunca mais dará medo aos habitantes da charneca.
Baskerville Konağı'ndaki ilk günüme içelim ve kati inancıma bu aile laneti denen şey efsaneden başka bir şey değildir ve Cehennem Köpeği gece bu çalılığa bir daha asla korku getirmeyecek.
Dispomos de total privacidade.
Kati gizlilik içinde olacağız.
Enganei-me no andar.
Kati sasirmisim.
A cabeça inchou e ficou com o dobro do tamanho normal.
Kafasi da iki kati kadar sismisti.
NÍVEL B
B KATI
NÍVEL C
C KATI
... nós rejeitamos categoricamente toda tentativa de fiscalizaçâo, toda tentativa de inspeção do nosso país.
Bu şeref bize çok pahalıya mâl oldu. Ülkemizi denetleyecek, kontrol altına almaya çalışacak her girişimi kati surette reddediyoruz.
Mas ela expressou essa intenção com tanta graça e firmeza... que não lhe pude negar esse direito.
Fakat bu konudaki isteğini, o kadar kati ve nazik bir dille anlattı ki hayır diyemedim.
Esperava-se que ganhasse uma batalha decisiva sozinha, mas não estava equipada para isso.
Bu durum bekleniyordu ancak kati bir zafer için kazanmak için donatılmamışlardı.
Ele era áspero nos seus comentários e não poupava Hitler.
Sözünü sakınmıyordu ve Hitler'den kati surette çekinmiyordu.
O debate sobre a Noruega foi o único debate decisivo que assisti, em 34 anos como membro da Casa dos Comuns, pois tratou-se da única divisão que provocou a queda de um governo.
Norveç münazarası, Avam Kamarası'nda geçirdiğim otuz dört yıl boyunca katıldığım en kati sonuçlu görüşmeydi. Zira, tek bir tümen koca hükümetin çöküşüne sebebiyet vermişti.
Não foi por acaso que Auchinleck escolheu El Alamein para a batalha decisiva em território egípcio.
Auchinleck savaşın kaderini. ve kati sonucu belirleyecek olan El Alameyn'i şans eseri seçmemişti.
Em Julho, na batalha mais decisiva da Guerra do Deserto Auchinleck impediu o seu objetivo.
Temmuzda, Çöl Savaşı'nın belki de en kati safhasında Auchinleck onu durdurdu.
Era uma área de defesa absolutamente vital para o Japão.
Japonya için kati surette hayatî bir savunma alanıydı.
O objectivo disto era garantir-lhes que teriam essa decisão, e, ao mesmo tempo, não começar uma controvérsia entre nós sobre a posição do Imperador.
Bunun kati amacı, bir karara varmalarını temin etmek ve aynı zamanda imparatorun durumu hususunda içimizde yaşanabilecek fikir ayrılığına meydan vermemekti.
Com um número tão reduzido de submarinos era impossível termos qualquer êxito decisivo na Batalha do Atlântico.
Bu kadar az sayıda U-Botla Atlantik'teki savaşta kati bir sonuç elde etmek mümkün değildi.
PRIMEIRO - SALA DE RECLAMAÇÕES MÓVEIS DUROS COMO PEDRAS
BİRİNCİ KAT-ŞİKAYETLER ASMA KAT KATI MEFRUŞAT
Achamos o tema repugnante... E pedimos que cumpra este preceito sempre.
Biz o olayı çok tiksindirici buluyoruz... ve senden özellikle rica ediyoruz, bu kurala kati suretle uymalısın.
Em caso algum... poderá ver minha mãe... ou causar qualquer perturbação antes de sair.
Kati suretle... annemi görmesine... veya ayrılmadan önce evde olay yaratmasına meydan verilmesin.
Especialmente a mim. Mas vou dizer-lhe que finalmente estou a viver a minha vida, de uma vez por todas.
Ama ona söyleyeceğim But I'm going to tell him kati olarak sonunda kendi hayatımı yaşadığımı.
- É tão definitivo.
Çok kati, değil mi?
Não achas que é definitivo?
Kati demez misin sen?
- Absolutamente final.
- Kati ve nihai kararım.
Mas o nosso vizinho mais chegado, não obstante, é um forte aviso, do possível destino de um planeta como a Terra.
Fakat, her şeye rağmen en yakın komşumuz Dünya benzeri bir gezegenin muhtemel kaderiyle ilgili kati bir uyarıdır.
Se tiver uma superfície sólida deve estar situada longe, por baixo das nuvens que vemos.
Kati bir yüzeyi olsaydi yükseklerdeki bulutlarini görebilirdik.
Aqui há mundos com atmosferas finas e superfícies sólidas.
Burada ince atmosferli kati yüzeyli gezegenler var :
Disse expressamente para não o fazer, senhor!
Efendim, size bu konuda kati emirler vermiştim.
CONDUTA DE COMBUSTÍVEL sólido
KATI YAKIT
Miss Stoner... É muito importante que siga religiosamente os meus conselhos.
Bayan Stoner, her hususta benim tavsiyelerimi kati şekilde uygulamanız çok önemli.
Mas tenho certamente outras razões para acreditar que o espectáculo será nada mais que um triunfo.
Ama, gösterinin tam bir zafer olduğuna inanmam için başka kati sebeplerim de var.
- O dobro ou nada.
- Ya iki kati, ya hiçbiri.
Tem o dobro do tamanho e a mesma vista que a sala de estar.
Oturma odasindaki manzara ve iki kati büyüklükte.
Vou só chamar a sua atenção para três pormenores que, em conjunto, são muito conclusivos.
Dikkatinizi üç detaya çekeceğim. Bir araya getirildiğinde oldukça kati.
A melhor rota para o novo continente foi agora estabelecida com segurança. Oeste por Sudoeste, através de 750 léguas até Santo Domingo.
Yeni kıtaya uzanan en emin rota, kati bir şekilde saptanmış olup güneybatı üzerinden batıdaki Santa Domingo'ya uzanan 3.750 km.lik bir hattır.
O lustro tem que ter... 3 vezes o peso do corpo no caso dum adulto como esta vítima
Cesetler için bir agirlik orantisi vardir. Bu kurban gibi orta yasli biriyse vücut agirliginin uc kati.
Nesse caso multiplicamos por 4 o peso do corpo.
Bu yüzden, vücut agirliginin 4 kati.
Dêem a cada piloto um desses antiquados colarinhos com goma.
Dalïs-bombalama pilotlarïna eski moda katï bir yakalïk verin.
"Antiquados colarinhos com goma."
"Yüksek, sïkï, eski moda, katï bir yaka."
Com a crença certa e segura na ressurreição e na vida eterna,
Ebedi hayatta yeniden canlanacağımızın kati inancıyla, sana yalvarıyoruz merhameti sonsuz Tanrım.
Kati.
Kati.
Eu acho que é mesmo definitivo.
Bence acayip kati birşey.
ANDAR DO GABINETE
OFİS KATI
Temos de ser mais específicos acerca disso.
Bu konuda çok katî olmalıyız.
Ainda quero saber... vamos empreender contra a guerra uma ação concreta
Savaşa karşı katî çözümlerinizi öğrenmek istiyorum.