English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Keiko

Keiko Çeviri Türkçe

227 parallel translation
- Keiko.
- Keiko.
Shino KEIKO TSUSHIMA
- KEIKO TSUSHIMA Eşi
Alferes Ro, Keiko O'Brien, Guinan e eu estamos retornando a Enterprise depois de uma visita fascinante ao planeta Marlonia.
Teğmen Ro, Keiko O'Brien, Guinan ve ben, Marlonia gezegenine yaptığımız büyüleyici ziyaretin ardından Atılgan'a dönüyoruz.
Keiko.
Keiko.
Essas são as plantas que a Keiko estava carregando.
Bunlar Keiko'nun mekikten getirdiği bitkiler.
Como estão seus amigos, Keiko, Guinan e Ro?
Arkadaşların Keiko, Guinan ve Ro nasıl?
Keiko, a minha mulher, viu o nosso alojamento e começou a falar em visitar a mãe em Kumamoto.
Karım Keiko odamızı gördüğünde Kumamoto'daki annesini ziyaret etmekten bahsetmeye başladı.
Não, ainda andaria a assassinar Cardassianos ou Bajorianos que os Kohn-Ma prendem por desacato.
Kalanını zaman halleder. Keiko...
Keiko querida, é o quê?
Keiko... Sevgilim, bu ne?
Tentem chegar a horas, daqui em diante. Chamo-me Keiko O'Brien.
Kimse incinmeyecek Kira.
- Havemos de nos safar, imagino. Embora esteja a contar os dias para o regresso da Keiko.
- Üstesinden geleceğiz, gerçi Keiko geri dönene kadar gün sayacağım.
- Keiko, por favor. Não vás assim.
- Keiko, Bu şekilde gitme.
- Tens de dizer à Keiko e à Molly... - Vai dizer-lhes pessoalmente.
- Keiko ve Molly'e söylemelisin ki...
Sei que a Keiko ficou triste quando viemos para a estação.
İstasyona gelmemizden dolayı, Keiko'nun mutlu olmadığının farkındayım.
Estou tão ansioso pela visita da Keiko e da Molly como você.
İnan bana, ben de senin kadar Keiko'yla Molly'nin ziyaretini bekliyorum.
A Keiko.
- Keiko.
Keiko!
Keiko.
- Sou eu.
- Keiko, benim.
Mas, mesmo que seja tarde de mais, há uma coisa que quero que saibas.
Bunun için çok geç olsa bile, bilmeni istediğim bir şey var, Keiko.
E eu? Preciso de si, Keiko.
Sana ihtiyacım var, Keiko.
A minha mulher anda a replicar vestidos mais longos ultimamente.
Karım Keiko, son zamanlarda uzun elbiseler çoğaltıyor.
- Lamento imenso, Keiko.
- Gerçekten çok üzgünüm, Keiko.
- Keiko...
- Keiko...
Imagino que a Keiko está muito chateada com o encerramento da escola.
Sanırım Keiko okul kapandığı için çok üzgüdür.
Se um porão de carga vazio faz a Keiko feliz, sou todo a favor.
Bir tane boş kargo ambarı Keiko'yu mutlu edecekse, ben varım.
Para a Keiko, imagino.
Sanırım Keiko için.
Não é só para a Keiko.
Sadece Keiko için değil.
É o chefe de operações, eu sou médico e a Keiko é botânica.
Sen operasyon şefisin, ben doktorum, Keiko da bitkibilimci.
Keiko, há uma expedição de agrobiologia que parte para as montanhas Janitza em Bajor, em 15 dias.
Keiko, iki hafta sonra Bajor'da Janitza dağlarına tarım bilimi gezisi düzenlenecek.
Vai ser botânica, Keiko.
Bitkibilimci ol, Keiko.
A Keiko está numa conferência em Rigel IV.
Keiko Rigel dörtteki bir konferansa gitti.
- A Keiko ficaria orgulhosa de si.
- Keiko seninle gurur duyacak.
A Keiko está bem?
Keiko... O iyi mi?
Reparei em si e na Keiko em frente à escola esta manhã. Passa-se alguma coisa?
Bu arada sizi ve Keiko'yu bu sabah okulun önünde gördüm.
A Keiko gosta muito dele.
Keiko o çocuğa çok düşkün.
Falamos com a Keiko, mas ela não se importa.
Keiko aldırmaz.
Quando olhava para ela só conseguia pensar que não era a minha Keiko.
Ona bakarken tek düşünebildiğim, benim Keiko'm olmadığıydı.
Esperei que a Keiko, ou sei lá quem, fosse para a cama, e comecei as buscas.
Yatması için Keiko'yu bekledim, sonra araştırmaya başladım.
Keiko...
Keiko...
Desde que a Keiko foi para Bajor, já jogámos 106 partidas de raquetebol.
Şef, Keiko Bajor'a gittiğinden beri 106 defa raketbol oynadık.
Então quanto tempo mais ficará a Keiko em Bajor?
Pekala... Keiko Bajor'da daha ne kadar kalacak?
Julian, há uma mensagem no meu quarto para a Keiko, se...
Julian, odamda Keiko için bir mesaj var, eğer...
A Keiko teve a Molly.
Keiko, Molly'yi doğurmuştu.
A nave da Keiko não tarda a chegar.
Bak, Keiko'nun mekiğini beklediğimizde önce burada olacak.
Se não o fizermos, a Keiko desfaz-me a mim.
Eğer yapmazsak, Keiko beni parçalar.
A Keiko vai ter outro bebé.
Keiko'nun bir bebeği daha olacak.
- A sério? A Enterprise estava danificada. Ele e a Keiko estavam lá presos quando chegou a hora.
Atılgan hasar görmüştü ve doğum zamanı geldiğinde O ve Keiko mahsur kalanların arasındaydılar.
Julian, agora que a Molly é mais velha, esperava poder voltar a passar algum tempo com a Keiko.
Sorun şu ki, Julian Molly artık biraz büyüdü. Keiko ile yeniden biraz daha fazla zaman geçirebileceğimizi umuyordum.
Keiko chama o Dr. Bashir.
Keiko'dan Dr. Bashir'e.
A fenda espacial?
Benim adım Keiko O'Brien. Sizlerin öğretmeniniz olacağım.
- Bem, Keiko!
- Keiko!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]