Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Kitchen
Kitchen Çeviri Türkçe
277 parallel translation
Com certeza, é o que os Williams imaginam... com todo o tempo que passa na cozinha deles.
Eminim what the Williams think you want... all the time you've been sitting in their kitchen.
Vi acção em Williamsburg, Hell's Kitchen, Yorkville, Weehawken...
Williamsburg'da, Hell's Kitchen'da, Yorkville'de, Weehawken'da...
Continuas o mesmo patife de Hell's Kitchen.
Hell's Kitchen'dan sandığın kadar uzaklaşamamışsın, değil mi?
George Lazan, produtor executivo de "Kitchen Sink" e agora de "L.A. Beat".
George Lazan, Kitchen Sink'in baş yapımcısıyım ve şimdi de, L.A. Beat'in.
Já nem sequer lhe querem chamar hell " s Kitchen.
Hell's Kitchen adını bile kullanmak istemiyorlar artık.
Ainda bem que voltaste. Estava a sentir que era o último irlandês no bairro.
Tanrıya şükür ki döndün adamım.Kitchen'daki son İrlandalıyla berabermişim gibi hissediyorum.
A polícia percorreu o bairro todo a fazer perguntas.
Polisler Kitchen'ın altını üstüne getirip, herkese sorular sordular.
Pensei que os tipos do Kitchen eram duros.
Tanrım, Kitchen'ın çocukları sert olurlar diye düşünüyordum.
O Cavello foi morto no Kitchen de manhã cedo.
Cavello sabah saatlerinde Kitchen'da indirildi.
Queriam alguém para uma missão secreta que conhecesse o Kitchen.
Oradayken bana "Kitchen'da köstebeklik yapabilecek adam bu", diye bakıyorlardı.
HELL'S KITCHEN VERÃO DE 1966
CEHENNEM MUTFAĞl - YAZ 1966
Eu e os meus três amigos éramos inseparáveis, felizes por vivermos no mundo fechado de Hell's Kitchen.
Üç arkadaşım ve ben birbirimizden ayrılmazdık. Cehennem Mutfağı'nın kapalı dünyasında yaşamaktan memnunduk.
Hell's Kitchen era habitado por operários irlandeses, italianos, porto-riquenhos e europeus de Leste ;
Cehennem Mutfağı, İrlandalı, İtalyan, Porto Rikolu... ve Doğu Avrupalı işçilerden oluşan karışık bir nüfus barındırıyordu.
A violência doméstica era o dia-a-dia em Hell's Kitchen.
Cehennem Mutfağı'nda ev içi şiddet eksik olmazdı.
Contudo, não obstante a dureza da vida, as ruas de Hell's Kitchen ofereciam às crianças uma segurança que poucos bairros tinham.
Hayatın tüm acımasızlığına rağmen... Cehennem Mutfağı, sokaklarındaki çocuklara... pek az mahallede rastlanabilecek bir güvenlik sunardı.
Um traficante doutro bairro levava heroína para Hell's Kitchen.
Başka mahalleden bir uyuşturucu satıcısı... Cehennem Mutfağı'na eroin sokmuştu.
Hell's Kitchen era um local de inocência, governado por corrupção.
Cehennem Mutfağı, rüşvetle yönetilen bir masumiyet kalesiydi.
Mas a paixão dele era Carol Martinez, uma mestiça de Hell's Kitchen, irlandesa e porto-riquenha criada pelo pai.
Ama asıl aşkı Carol Martinez'di. Carol, mahallenin yarı Porto Rikolu, yarı İrlandalı meleziydi. Annesi doğumda ölünce babası tarafından yetiştirilmişti.
Hell's Kitchen era governada por um homem chamado King Benny.
Cehennem Mutfağı, Kral Benny adında biri tarafından yönetilirdi.
Mas enquanto gritavam as suas palavras de ordem, eu e os meus amigos acompanhávamos enterros de jovens de Hell's Kitchen que tinham morrido no Vietname.
Ama onlar slogan atarken, arkadaşlarımla... Cehennem Mutfağı'nın Vietnam'dan ceset torbaları içinde dönen gençleri için... düzenlenen cenaze törenlerine katılıyorduk.
Eu sabia, os rapazes de Hell's Kitchen não são tão parvos como dizem.
Cehennem Mutfağı gençlerinin söylendiği kadar salak olmadığını biliyordum.
E diz-lhes que republicanos não são bem-vindos a Hell's Kitchen, nem se querem cá conversas políticas.
Onlara söyle, Cumhuriyetçiler bu mahallede hoş karşılanmaz. Ya siyasi görüşlerini değiştirsinler, ya da sohbetlerinin konusunu.
O plano do Michael assentava muito em Hell's Kitchen para dar informações e calar.
Michael'ın planı Cehennem Mutfağı'ndakilerin... bilgi iletip sessiz kalmalarına dayanıyordu.
Aqui, a Hell's Kitchen!
Tam burası, Cehennem Mutfağı.
"Os Quatro Gladiadores", o pior quarteto de Hell's Kitchen.
Cehennem Mutfağı'nda şarkı söyleyen en berbat kuartet.
Carol ainda trabalha nos Serviços Sociais e vive em Hell's Kitchen
Carol hala sosyal hizmetlerde çalışıyor, Cehennem Mutfağı'nda oturuyor.
O seu corpo está-se a dissolver numa banheira em Hell's Kitchen.
Cesedi bir banyo küvetinde çürüyor!
Ponta-de-lança do Cardiff. Vive em Hell " s Kitchen.
Cardiff'li golcü, şimdi Hell's Kitchen'da oturuyor.
Acham ligue para o Hong Kong Kitchen e encomende pato estaladiço para todos?
Çin lokantasını arayıp hepimize kızarmış ördek mi ısmarlasam?
Alguém está na cozinha com Dinah
"VİRTÜÖZ" Someone's in the kitchen with Dinah
Alguém está na cozinha, eu sei ei... ei... ei
Someone's in the kitchen l know - ow - ow - ow
Alguém está na cozinha com Dinah
Someone's in the kitchen with Dinah
Eu cresci em Hell's Kitchen.
Ben Hells Kitchen'da büyüdüm.
Ela é de Hell's Kitchen, e não da Upper East Side?
Kitchen'lı olduğu, Yukarı Doğu Bölegesi'nden olmadığı için mi?
Afasta-te de Hell's Kitchen.
Hell's Kitchen'dan uzak dur.
Ele pertence ao Rei do Crime agora.
Kitchen artık Kingpin'e ait.
São os advogados cegos de Hell's Kitchen.
Siz Hell's Kitchen'daki kör avukatlarsınız.
Acha mesmo que a corporação Fisk, iria empregar algum inexperiente advogado de Hell's Kitchen, e com um deles sendo um cego?
Fisk Şirketi'nin gerçekten sizin gibi... alt seviyeden, sokak çocuğu.. Hell's Kitchen avukatlarını tutacağını sanıyor musun?
Volte para a cozinha ( kitchen ), Franklin Nelson.
bu yıl için doldurdum. Kitchen'a geri dön, Franklin Nelson.
O advogado cego de Hell's Kitchen?
Hell's Kitchen'daki kör avukat?
Hell's Kitchen é o meu bairro.
Hell's Kitchen benim mahallem.
CENTRO COMUNITÁRIO DE HELL " S KITCHEN
CEHENNEM MUTFAĞl HALKEVİ
A Joyce trabalha no Kaleidoscope Kitchen.
Şuna bak. Joyce, Kaleidoscope Kitchen'da çalışıyormuş.
-... se o podemos gravar no... - Kaleidoscope Kitchen.
- Eğer şeyde yapabilirsek...
Adoro os "K".
- Kaleidoscope Kitchen. Oh, K'ları seviyorum.
Enviámos a nossa equipa ao Kaleidoscope Kitchen fingindo ser uma equipa de outro programa.
Kendi Kippie Kann elemanlarımızı "48 Saat" programının elemanları süsü vererek Kaleidoscope Kitchen'a gönderdik.
E acredita em mim, este sítio era tanto uma pizzaria como Hell's Kitchen é uma igreja.
- Emin değildim. İnan bana, burası bir pizzacıya Hell's Kitchen Bölgesi'ndeki bir kiliseden daha çok benzemiyor.
Não pode cozinhar, liga ao chinês. Não pode sair e foder, liga ao Robert.
Mutfak için yorgunsan Hunan Kitchen'ı, çıkmak için yorgunsan Robert'ı ara.
Aos judeus de Brownsville... aos negros da avenida Lenox, aos italianos da rua Mulberry... as irlandeses de Hell's Kitchen.
Brownsville'den Yahudileri... Lenox Caddesi'ndeki siyahları, Mulberry Sokağı'nın İtalyanlarını... Cehennem Mutfağı'ndaki İrlandalıları.
"Califórnia Pizza Kitchen"?
Kaliforniya Pizza Mutfagi mi?
Os rapazes de Hell's Kitchen não almoçam?
Cehennem Mutfağı çocukları, yemeğinizi aldınız mı?