Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Krusty
Krusty Çeviri Türkçe
855 parallel translation
Ou o Krusty tem de chamar o seu amigo, o Cabo Punição.
Ya da Krusty'nin arkadaşı Corporal sizi yine cezalandırmaya gelecek.
Krusty, que tem o programa que nos trás o Itchy e Scratchy...
- -Krusty, bize öğleden sonra Itchy Scratchy'yi sunan programın sahibi....
- Krusty!
- Krusty!
- Está na hora do Krusty.
- Krusty Zamanı.
Comédia, o teu nome é Krusty.
Komedi'nin adı Krusty.
O herói do meu filho, Cruddy, Crummy... o Palhaço Krusty!
Çocuğumun kahramanı, Cruddy, Crummy Palyaço Krusty!
Palhaço Krusty, estás preso por assalto à mão armada.
Palyaço Krusty, Silahlı soygun nedeniyle tutuklusun.
Queres dizer, o Palhaço Krusty?
Oh, Palyaço Krusty'i mi kastediyorsun?
Baseei toda a minha vida nos ensinamentos do Krusty.
Bütün hayatımı Krusty'nin öğretileri üzerine kurdum.
O Palhaço Krusty está preso... após um assalto ao Kwik-E-Mart local.
Palyaço Krusty akşam üstü... Kwik-E-Mart'i soyduğundan dolayı parmaklıklar ardında bulunuyor.
- Krusty!
Krusty!
Krusty, como pudeste?
Oh, Krusty, nasıl yapabildin?
- Obrigado, Krusty.
Sağol, Krusty.
O Palhaço Krusty, o adorável ídolo de inúmeras pessoas, agora não passa de um simples criminoso.
Palyaço Krusty, sayısız çocuğun sevgili idolü, şimdi sıradan bir şüpheliden farklı bir şey değil.
Krusty escalou o seu caminho até ao topo de um mini-império... com dúzias de produtos, incluindo uma linha de produtos de porco.
Krusty kendi özel domuz ürünleri de dahil olmak üzere düzinelerce ürünleriyle, mini bir imparatorluk kurarak zirveye yerleşti.
O ataque de coração, quase fatal, em directo, do Krusty em 1986.
Krusty'nin yakında geçirdiği en ölümcül olay, 1986'da canlı yayında geçirdiği kalp kriziydi.
Mas depois de um triplo bypass e um pacemaker, o Krusty voltou.
Fakat küçük bir üçlü by-pass ve kalp piliyle Krusty kendine geldi. Ancak, o değişken bir palyaçoydu.
Como o seu programa tinha sido considerado... por pais e educadores... como uma confusão televisiva para mentes fracas, este novo Krusty dedicou uma parte de cada programa... para combater a iliteracia no livro...
Gösterisi aileler ve eğitimciler tarafından ayıplandığında, Televizyon kargaşasında, bu yeni Krusty her gösterisinde, ufak bir bölümü, gençlere ders vermeye ayırdı.
A prisão de Krusty provocou ondas de choque... por toda a Springfield, deixando igrejas, sinagogas e mosteiros, com sentimentos de desilusão em todas as classes de cidadãos.
Krusty'nin tutuklanması, camiler, kiliseler ve sinagoglar da dahil, bütün Springfield'de şok etkisi yaratırken, hayatın her kesiminden vatandaşları hayal kırıklığına uğrattı.
Peço a todos os membros meio decentes da nossa comunidade... para reunir tudo o que esteja relacionado com o Krusty, esse palhaço príncipe da corrupção, e junte-se a mim, numa incineração pública!
Toplumumuz bütün saygıdeğer üyelerinin, bozulmanın prensi palyaço Krusty'e benzeyen tüm mallarının toplanmasını, ve bunları halkla birlikte yakarken, bana katılmalarını istiyorum!
Então, estará o Palhaço Krusty prestes a largar... as suas roupas largas... pelo uniforme apertado da Penitenciária de Springfield?
Peki, Palyaço Krusty sarkan pantolonlarını Springfield Hapishanesinin, nispeten daha dar üniformasıyla değiştirecek mi?
Diz que não foste tu, Krusty.
Yapmadığını söyle, Krusty.
- Palhaço Krusty, como se declara?
Palyaço Krusty, nasıl savunacaksın?
O Krusty nunca faria nada disto.
Krusty asla böyle bir şey yapmaz.
Que fique registado que a testemunha... eventualmente... apontou para o...
Oh, adamım. Tanığın nihayetinde Palyaço Krusty'i, gösterdiği kayıtlara geçsin.
Aqui mesmo! Lembranças do Krusty!
Hey, tam burada!
Comprem-nas e queimem-nas!
Krusty hatıraları! Satın alın ve yakın!
Krusty, pode, por favor, prestar atenção à Prova B.
Krusty, lütfen dikkatinizi B kanıtına verir misiniz.
Está a ver isto, Krusty? Isto é um B.
Bunu görüyor musun, Krusty?
Consideramos o arguido, o Palhaço Krusty... culpado.
Sanık, Palyaço Krusty'i... Suçlu bulduk.
Ele é muito menos patronato que o Krusty costumava ser.
Krusty'den çok daha az patronluk taslıyor.
Sempre que víamos o Krusty, estávamos a ver um bandido.
Bütün Krusty'i izlediğimiz saatler, aslında bir düzenbazı izliyorduk.
Eu sei que o Krusty é inocente.
Krusty'nin masum olduğunu biliyorum.
Acho que posso provar a inocência do Krusty, mas preciso da tua ajuda.
Krusty'nin masumluğunu kanıtlayabilirim, ama yardımına ihtiyacım var.
Não te lembras do cartão de melhoras que mandámos ao Krusty?
Krusty'e gönderdiğimiz geçmiş olsun kartını hatırlamıyor musun?
O Krusty não sabe ler.
Krusty okuyamaz.
Como é que o Krusty podia ler uma revista se ele não sabe ler?
Krusty nasıl olur da okumayı bilmeden bir dergi okuyabilir?
O Krusty foi tramado!
Krusty'e iftira atılmış!
Mas sei quem deve saber, o melhor amigo do Krusty, o Ajudante Bob!
Ama bilebilecek birini biliyorum... Krusty'nin dünyadaki en iyi arkadaşı, Figüran Bob!
E ainda assim não deixo de pensar no pobre Krusty.
Ama hala zavallı Krusty'i düşünmeden yapamıyorum.
Nem um milésimo do que gosto do Krusty.
Krusty'i sevdiğimin milyonda biri kadar.
Eu e a minha irmã... estivemos a fazer uma pequena investigação, e parece-nos que o Krusty foi tramado.
Görüyor musun ablam ve ben ufak bir araştırma yaptık ve bize Krusty'e iftira atılmış gibi gözüktü.
Mas o Krusty não podia chegar perto daquilo... por causa do pacemaker.
Ama Krusty, kalp piliyle onun yanına bile yaklaşamaz.
Bem, sabes, Bart. Por muito que eu goste do Krusty, ele nunca levou muito a sério as ordens do médico.
Şey, biliyorsun, Bart. Krusty'i ne kadar sevdiğimi, ama o asla doktor tavsiyelerini ciddiye almazdı.
O Krusty era iletrado, e o gajo que roubou a loja... estava a ler a revisão de livros de Springfield.
Krusty kara cahildi, ve dükkanı soyan adam Springfield kitap incelemelerini okuyordu.
Vamos lembrarmo-nos do Krusty, não como um criminoso, mas como um brincalhão, que apitava a sua buzina... e andava no seu pequeno carro.
Krusty'i, sert bir suçlu olarak değil de, Ufak arabasıyla gezip kornasını çalan sevgili palyaçomuz olarak hatırlamaya çalışalım.
O Krusty não roubou a loja!
Krusty o dükkanı soymadı!
O Krusty usava sapatos grandes, mas ele tem pés pequenos, como todas as pessoas generosas!
Krusty büyük sarkık ayakkabılar giyiyordu, ama ayakları küçüktü bütün iyi kalpli insanlar gibi!
Foi por isso que tramei o Krusty!
Bu yüzden Krusty'e iftira attım!
- Krusty, sou homem o suficiente para admitir que errei, e desculpa ter-te acusado em tribunal.
Krusty, Hatamı kabul edecek kadar cesurum, ve seni mahkemede gösterdiğimden dolayı üzgünüm.
Do Krusty!
Krusty!