Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Latour
Latour Çeviri Türkçe
108 parallel translation
O Latour venerava-o.
LaTour ona tapardı.
- Está a tentar insinuar que o Latour o poderá ter matado?
LaTour'un onu öldürdüğünü mü söylüyorsun?
- Não estou a falar do Latour.
LaTour'dan bahsetmiyorum.
O Latour venerava o coronel. Isso é verdade, não é?
LaTour Albay'a hayrandı, öyle değil mi?
O Latour.
LaTour.
- Que fala do Latour como se...
- LaTour hakkında sanki- -
Estou confuso. Não compreendo a sua atitude em relação ao Latour.
LaTour'a karşı tutumunuza çok şaşırdım.
Não falaremos mais do Sr. Latour por agora.
LaTour'dan bahsetmeyi şimdilik bırakalım.
- O André Latour, o criado.
Andre LaTour, Albay'ın uşağı.
Latour!
Merhaba, LaTour.
Latour.
LaTour!
- O Latour vai-me mostrar o jardim.
LaTour bana bahçeyi gösterecek.
É o quarto do Latour.
LaTour'un odası.
Do Latour?
LaTour'un mu?
- Onde está o Latour?
LaTour nerede?
Lembre-se disto, Latour :
Şunu hatırla, LaTour.
Vi o Latour.
LaTour'u gördüm.
É possível que o Latour a odeie por ter feito com que eIe fosse desleal ao seu patrão?
LaTour'un senden nefret etmesinin nedeni efendisine ihanet etmen olabilir mi?
- O que havia entre você e Latour?
- Seninle LaTour arasında ne var?
Às 21h30, viria a pedir ajuda e, uns minutos mais tarde, morreria de forma dolorosa, antes de ser encontrado pelo seu camarada de armas e fiel criado, André Latour.
9 : 30'da yardım istediği duyuldu. Ve birkaç dakika sonra acı içinde öldü. Sadık hizmetkarı Andre LaTour'un kollarına erişemeden öldü.
Ouvirão que, na noite de 6 de Maio, teve lugar uma discussão em que participaram o coronel Paradine, a Sra. Paradine e André Latour.
6 Mayıs gecesi, Albay Paradine Bayan Paradine ve Andre LaTour arasında bir tartışma olduğunu öğreniyoruz.
Chamem André Latour.
Andre LaTour'u çağırın.
André Latour.
Andre LaTour.
- André Étienne Latour.
- Andre Etienne LaTour.
O Latour mentiu descaradamente sobre a discussão.
LaTour kavga hakkında yalan söylüyor.
Não se lembra facilmente das coisas, pois não, Latour?
Çok kolay hatırlayamadınız, değil mi LaTour?
André Latour, sob juramente, nega ter ouvido o coronel Paradine dizer uma e outra vez, a si e a quem quer que o estivesse a ouvir, que estava farto da vida e que desejava estar morto?
Andre LaTour, Paradine'in tekrar tekrar sizin duyacağınız şekilde bu hayattan bıktığını ve ölmek istediğini söylediğini inkar mı ediyorsunuz?
Não, Latour.
Hayır, LaTour.
Digo-Ihe, Latour, que a sua história é um rol de mentiras.
Sizi itham ediyorum LaTour, hikâyeniz yalanlarla dolu.
Se não se importa, Latour, gostaria de rever aquela noite.
Eğer sizin için sorun olmazsa, sizinle birlikte o gecenin üzerinden bir daha geçmek istiyorum.
É muito conciso, Latour.
Çok net cevap verdiniz, LaTour.
Dr. Juiz, quando o Latour deu o testemunho, as palavras dele foram : "O coronel disse-me que me fosse embora", não "que se afastasse dele".
Efendim, LaTour ifadesini verdiğinde "Albay gitmemi istedi." ibaresini kullandı.
Latour, costumava ajudar o coronel a deitar-se. Não era assim?
LaTour, Albay'a yatarken de yardım ederdiniz, öyle değil mi?
- Diga-me, Latour, alguma vez viu alguém morrer envenenado?
Söyleyin bana LaTour. Daha önce zehirden ölen başkasını gördünüz mü?
ou o seu marido se conseguiu envenenar de qualquer maneira, ou foi o Latour ou foi você.
Ya kocan kendini zehirledi. Ya LaTour yaptı. Ya da sen.
Eu ainda não terminei com o Latour.
LaTour'la işim henüz bitmedi.
Muito bem, Latour,
Evet, LaTour.
Responda-me, Latour.
Cevap verin, LaTour.
Devo compreender, Latour, que, depois da discussão de 6 de Maio, não voltou a ver o coronel Paradine com vida?
Doğru anlamış mıyım LaTour, 6 Mayıs'taki tartışmadan sonra Albay Paradine'i bir daha canlı görmediniz?
Quando é que lavou e secou aquele copo, Latour?
Kadehi ne zaman yıkadınız ve kuruladınız, LaTour?
Latour, sabe qual é a pena para o crime de perjúrio?
LaTour, yalan yere yemin etmenin cezasından haberdar mısınız?
Digo-Ihe, André Latour, que o Paradine tinha um motivo para estar furioso consigo naquela fatídica noite.
Paradine'in o ölümcül gecedeki öfkesinin nedeni olarak sizi suçluyorum.
- Latour, ao dizer-nos o que o coronel Paradine ouviu, está a implicar que esteve envolvido numa relação adúltera com a Sra. Paradine?
LaTour, Albay Paradine tarafından duyulanlar sizin ima ettiğinize göre Bayan Paradine ile aranızdaki yetişkinsel ilişkiyle mi ilgiliydi?
Tinha falado com o meu marido sobre o criado dele, o Latour.
Kocamla uşağı LaTour hakkında konuştum.
Não queria que o Latour continuasse em casa.
LaTour'un evde kalmasını istemiyordum.
Por que não queria que Latour permanecesse em sua casa?
Neden LaTour'un evde kalmasını istemiyordunuz?
De que é que não gostava no comportamento do Latour?
LaTour'un hangi davranışını sevmezdiniz?
Muito bem, Sra. Paradine, ouviu a versão do Latour sobre a discussão no quarto do seu marido na noite de 6 de Maio.
Şimdi, Bayan Paradine LaTour'un 6 Mayıs'taki tartışma için anlattıklarını duydunuz.
O que aconteceu realmente quando o Latour entrou no quarto?
Gerçekte LaTour odaya girdiğinde neler oldu?
- O Latour odeia-a.
LaTour senden nefret ediyor.
É tudo, Latour.
Hepsi bu kadar, LaTour.