Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Luther
Luther Çeviri Türkçe
1,229 parallel translation
Ouve, Luther. Não quero saber no que te meteste.
Bak Luther, neye bulaştığını bilmek istemiyorum.
- É o Luther Whitney um dos maiores ladrões do mundo.
- Luther Whitney, dünyanın en büyük hırsızlarından biridir.
Luther Whitney.
Luther Whitney.
Luther, porque foi isto tão difícil?
Luther, neden bu o kadar zordu?
Para quê tanto trabalho?
Bunca zahmet niye, Luther?
Traí-te duas vezes, Luther.
Sana iki kez ihanet ettim, Luther.
Meu Deus, Luther.
Aman Tanrım, Luther.
Luther é o meu Presidente para o bem e para o mal.
Luther, O benim Başkanımdı. Haklı, ya da haksız.
Luther.
Luther, efendim.
Sabe o caminho para minha casa?
Evime nasıl gidildiğini biliyor musun, Luther?
O tipo que matou Luther King.
Luther King'i vuran.
O Luther não comeu!
Luther yemek yemiyor!
Luther, ouve isto é um tribunal, nada de moscas amanhã.
Luther, dinle. Burası mahkeme. Yarın o sinekleri getirme.
Luther Driggers.
Luther Driggers.
Se recusasse o Luther Podia zanga-Io, ao ponto de esta a ver?
Eğer Luther'i reddederse adamın da kızıp ne yapabileceğini biliyorsun...
Arranja-me bilhetes para o Luther Vandross.
Bana iyi birşeyler getir. Luther Vandross biletleri gibi.
- Ele não tem nada de cultura. - A cultura que se lixe!
Luther Vandross kültür değil ki.
Em nome de Lúcifer, de Baal e de Belial ordeno que apareça!
Luther, Bialy ve Levinson adına sana ortaya çıkmanı emrediyorum!
Há negros e hispânicos que escrevem sobre o Martin Luther King ou o César "comuna" Chavez e são recompensados.
Bir zenci, bir İspanyol, Martin Luther King... ya da komünist Chavez hakkında yazsa ödül almaz mıydı?
- Não sou nenhuma criança! - Ele tem razão. Dá-lhe a tua comia.
Luther haklı, bu saçmalıkları aklından çıkar.
Nós somos os intrusos, Luther.
İşgalciler biziz Luther.
- Luther, atrás de ti!
Luther, arkanda!
Não... aqui o soldado pode passar por nativo.
- Bakın Luther yerliler arasına karışabilir.
Luther... Se pudesse ir contigo... ia.
Luther seninle gidebilseydim, giderdim.
Enquanto levavam Luther Heggs da prisão de Kern, para a penitenciária do estado de Huntsville.
Eyaletin en tehlikeli suçlularından biri olan Luther Heggs eyalet hapishanesine götürülürken kaçmayı başardı.
Parece que o Luther lhe pregou uma sova valente.
Bak Luther, şu köpeği nasıl da dövmüş. Texas Ranger Otis Lawson.
Agente Lawson, pode dizer-nos quais os últimos desenvolvimentos relacionados com Luther Heggs?
Memur Lawson son gelişmeleri bize aktartır mısınız?
Gostaria de dizer que perseguirei pessoalmente Luther Heggs, e levá-lo de rastos até à penitenciária, que é onde esse estupor deve estar.
Şunu söylemek istiyorum... Luther Heggs'i şahsen yakalayacağım ve onu hapse geri göndereceğim. Yani ait olduğu yere.
O Luther e eu já não somos chegados como dantes.
Luther ve ben artık eskisi kadar iyi arkadaş değiliz.
Porque tu e o Luther são compinchas de há longa data.
Çünkü sen ve Luther çok eski arkadaşlarsınız.
Arranja pessoal e vem ter comigo ao Motel El Coyote, do lado de lá da fronteira, amanhã à noite.
Ekibi oluştur ve yarın El Coyote'de görüşelim. Pekala Luther.
O Luther tem um trabalho, e parece-me dos bons.
Luther'ın bir işi var. İyi bir işe benziyor.
- Já estávamos preocupados contigo.
Luther, senin için endişelenmeye başlamıştık.
O Luther deve estar a chegar.
Luther her an gelebilir.
Pensei que a esta hora o Luther já estivesse aqui.
Luther'ın çoktan gelmesi gerekiyordu.
Luther, o que fazes aqui?
Luther. Burada ne arıyorsun?
Luther, até que enfim, não te vejo há séculos.
Selam Luther. Uzun zaman görüşemedik dostum.
Meu Deus, Luther, pensámos que já não ias aparecer.
C.W. Asla gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım.
Nunca te conheci a entrares em planos mal acabados.
Evet, Luther. Böyle yarım yamalak iş yaptığını bilmiyordum.
Qual é a tua pressa?
Acelen ne Luther?
Meu Deus, Luther, até parece que te deram as chaves deste sítio.
Tanrım, Luther. Birisi sana bankanın anahtarlarını vermiş olmasın?
O que foi, Luther?
Sorun nedir Luth?
Afasta-te, dá-me espaço para trabalhar, sim?
Biraz çekil, Luther. Çalışmak için bana biraz yer ver.
Luther, estás bem?
Luther, iyi misin?
Primeiro, quem és tu, e o Luther Heggs está aí?
Birincisi kimsin sen ve ikincisi Luther Heggs içerde mi?
Sou o Jesus. E o Luther está aqui, sim.
Ben Zeus ve evet Luther burada.
Eu sei que isto parece uma loucura, mas acho que o Luther, o C.W. e o Jesus...
Çok aptalca olduğunu biliyorum ama bence Luther, C.W. ve Zeus...
Meu Deus! Onde se enfiou o Luther?
Aman Tanrım!
Parece que tens razão, Luther.
Sanırım haklı olabilirsin Luther.
- O Luther.
Luther'ın.
Foi à casa de banho.
Luther, nereye gitti? Tuvalete gitti.