Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Macã
Macã Çeviri Türkçe
2,226 parallel translation
Tarte de maçã.
Elmalı tart.
Parece que a Buffy veio à Grande Maçã.
Görünüşe göre Buffy, New York'u ziyaret etmiş.
- Estava de olho nessa maçã.
- O elmaya ben göz koydum.
Querem uma maçã brilhante, vermelha e apetitosa para pôr na tarte?
Pastaya koymak için güzel, parlak kırmızı bir elma ister misin?
Voltarei ao meu Martini de maçã e aos meus lobistas bem pagos.
Elmalı Martini'mi ve bol maaşlı işimi istiyorum.
Por favor, consegues convencer uma maçã de que é uma laranja.
Lütfen, sen bir portakalı elma olduğuna ikna edebilirsin.
Bom, depois li que a Gwyneth Paltrow chamou à filha Apple ( maçã )... e achei que era um nome excelente porque sabes como eu adoro maçãs.
Her neyse, Gwyneth Paltrow'un çocuğuna "Elma" ismini verdiğini okudum ki bence pek havalı, çünkü elmayı ne kadar sevdiğimi bilirsin değil mi?
Boa sorte com a maçã, Josh.
Elmayla iyi şanslar Josh.
Olha, fofinho, vê se arranjas uma maçã.
- Gidip biraz daha içki getireyim. Tamam.
Para provares que és tão americana como torta de maçã, e a obesidade infantil para quem ela contribui...
Şirketin mahvına sebep oldun, Stinson! Barney'i hiç bu kadar korkmuş hâlde görmemiştim.
Mas vou reciclá-los! E um dia, enquanto tomares um sumo de maçã, vais-te perguntar, "Onde é que este copo esteve"?
Peki, ama onları geri dönüşüme vereceğim ve sonra bir gün elma suyu içerken "Bu kavanoza neler olmuştur?" diye merek edeceksin.
Bem, esse era o dia da apanha da maçã. Não havia necessidade de gritar nesse dia.
O gün şükran günüydü ve bağırmak yakışık almazdı.
Não tem maçã-de-adão.
Adem elması yokmuş.
Não tem maçã-de-adão. Essa é nova.
Bunu da ilk defa duydum.
Não tem maçã-de-adão.
Adem elması yok.
A cartilagem da tiróide, também conhecida como maçã de Adão na anatomia masculina, ainda está intacta.
Erkek anatomisinde Adem elması olarak da bilinen tiroit kıkırdağı bozulmamış.
Olhem só este sumo de maçã.
Şu elma sularına bakın.
Sumo de maçã?
Elma suyu mu?
Não viemos por causa do sumo de maçã.
Biz buraya elma suyu için gelmedik.
Podes vir cá fora com três pás, duas picaretas, 500 balas e uma garrafa de cidra de maçã?
Buraya hemen üç kürek, iki kazma, 500 mermi ve bir şişe elma şarabı getirir misin?
Já provaste a bolacha de maçã, gengibre e noz-moscada da Sra. Bean?
Hiç Bayan Bean'in muskatlı, zencefilli, elma kurabiyelerinden yedin mi?
Sumo de maçã.
Elma suyu.
Dilúvio de sumo de maçã.
Elma suyu taşkını.
Onde foste buscar essa bolacha de maçã, gengibre e noz-moscada e por que razão tens um falso chapéu de bandido?
Bu muskatlı, zencefilli, elma kurabiyesini nerden buldun ve neden başında sahte bir haydut maskesi var?
Eva comeu a maçã proibida manifestando a vontade de conhecer e aprender.
Havva, bilgiye ve öğrenmeye olan isteğinden ötürü elmayı yemiştir.
- Era a Eva com a maçã. E foi a sua perdição.
Elmalı Havva ve sende onu mahvettin.
Mas disse que havia um kalacampi, o verme escondido na maçã.
Ama bir kalacampi'nin, yani elmanın içinde bir kurt olduğunu söyledi.
A Grande Maçã não será a mesma sem a senhora.
Big Apple sensiz eskisi gibi olamayacaktır.
Se o mundo fosse uma maçã, seria mais fino do que a pele.
Yer küreyi bir elmaya benzetirsek yer kabuğu o elmanın kabuğundan daha ince olurdu.
Estou semi-nua com uma maçã na cabeça.
- Yarı çıplağım ve kafamda bir elma var.
Tenho Martinis de maçã, de pastilha elástica e de tandoori.
Elmam var, balonlu sakız var, bir de tavuk şiş var.
- Molho de maçã?
- Elma suyu?
Estou a esculpir uma maçã da Mary, para quando sair.
Kurtulunca vermek için kendisine elma oyuyorum.
Queres uma maçã?
ihtiyacın olan bişey?
- Sabe a maçã.
Oh, elmalı.
Uma maçã estúpida em plástico.
Plastik elmaya.
O quinto Município da cidade de Nova Iorque, mas ainda mais notório do que os esquecidos ignorados do bairro da Big Apple ( Grande Maçã. )
New York'un en unutulmuş en ihmal edilmiş ilçesi olarak kötü bir nama sahiptir.
Maçã caramelizada.
- Elma şekeri.
Só é necessário uma maçã podre para estragar toda a colheita.
Yalnızca bir çürük elma, hepsini çürütür.
Consegues dizer "maçã"?
"Elma" diyebilir misin?
Bem... Torta de maçã quente.
Sıcak elmalı pasta.
Como um verme, corroendo uma maçã podre.
Çürük bir elmaya usulca sokulan bir solucan gibi.
Sou o Preston Lacy, e este é o Maçã do Meu Cú.
Ben Preston Lacy, ve buda "Götümün elması".
- E a maçã?
- Elma nerde?
Não gostas de maçã e manteiga de amendoim?
Sen fıstık ezmesi ve elmayı sevmezmisin?
- Ainda tens a maçã no teu rabo?
- Götünde hala elma varmı?
Acertou na maçã de Adão.
Tam adem elmana gelmiş.
É só um sumo de maçã.
Bu azıcık elma suyu.
Trouxe da de maçã.
Bu bir elma.
" Porque te conheço e sei que tu és uma maçã podre na cesta. - São todos maçãs podres na família.
Yine de senin ailemizin yüz karası olduğunu düşünüyorum.
Art, quero uma xicara de café e um pedaço daquela torta de maçã.
Art, ben bir kahve ve elma turtası alayım.