English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Major

Major Çeviri Türkçe

8,117 parallel translation
É por isso que o promovi a major.
Bu yüzden onu binbaşılığa terfi ettim.
O Major Rogers veio desejar-lhe um Feliz Natal, senhor.
Binbaşı Rogers mutlu bir Noel zamanı dilemek için geldiler, efendim.
Deixou de ser Major Rogers desde que combateu os Franceses e os seus aliados nativos.
Fransızlar ve yerel müttefikleriyle savaştığından beri Binbaşı Rogers değil.
Feliz Ano Novo, Major.
- Mutlu Yıllar, Binbaşı.
O Major Hewlett está determinado em oferecer-te como presente a um oficial Britânico de New York.
Binbaşı Hewlett seni New York'taki bir İngiliz subayına hediye etmeye kararlı.
O Major Andre foi chamado pelo Lord Cornwallis.
Efendi Cornwallis, Binbaşı Andre'yi çağırmıştı.
- Eles dizem... que vou trabalhar para um Major John Andre.
- Diyorlar ki Binbaşı John Andre için çalışıyormuşum.
Major Rogers... Receio que nos tenhamos de retirar para a noite. Não, não, Charles.
Binbaşı Rogers korkarım bu geceye son vermek zorundayız.
Major Valda, mostre aos doutores que combinação de artefactos podia refrescar a memória do agente Nielsen?
Binbaşı Valda, doktorlar hangi obje kombinasyonunun Ajan Nielsen'in hafızasını yerine getireceğini araştırsın.
Já conheceu o Major Santiago?
Binbaşı Santiago ile tanıştın mı?
Eu não lhe posso tocar, mas posso entregá-lo ao Major e ambos sabemos o que ele lhe irá fazer.
Ben sana el süremem, ama seni Binbaşı'ya teslim edebilirim ve ikimiz de onun sana ne yapacağını biliyoruz.
- Major.
- Binbaşı.
Major, por favor.
Lütfen, Binbaşı.
Vim entregar isto, cortesia do Major Hewlett.
Binbaşı Hewlett'in hürmetiyle bunu teslim etmeye geldim.
Um Major John Andre mandou-o para o filho da sua criada, que o Major Hewlett se recordou que está ao seu cuidado e pediu-me que trouxesse...
Binbaşı John Andre bunu hizmetçisinin çocuğu için göndermiş. - Binbaşı Hewlett de sizin ilgilendiğinizi hatırlayıp getirmemi istedi.
O Major Hewlett lamenta não poder estar aqui em pessoa para o receber.
Binbaşı Hewlett burada bizzat bulunup sizi karşılayamadığı için özür diliyor.
Pode convencer o major a conceder o perdão ao Selah Strong?
Selah Strong'a af bahşetmesi için Binbaşıyı ikna edebilir misin?
Se tem algum ressentimento para comigo, sugiro que resolvamos isto legalmente com o Major Hewlett, está bem?
Benimle sorunun varsa Binbaşı Hewlett'la yasal olarak çözmeyi öneririm, tamam mı?
Ordens directas do major.
Binbaşının direk emri. Bay Woodhull!
Bem, e que tal saltares para um baleeiro comigo, Major?
Benimle bir filikaya atlamaya ne dersiniz Binbaşı?
Major, abusos de qualquer tipo são repugnantes para mim, e quando soube de uma senhora em aflições, saltei em sua defesa.
Binbaşı, küfür ne olursa olsun bende nefret uyandırır ve sıkıntıda olan bir bayanı duyunca direk o bayanın savunmasına bakarım.
Depois de conferenciar com o Major Hewlett, que também simpatiza com a sua condição concordámos em perdoar o seu marido sob uma condição.
Binbaşı Hewlett'la görüştükten sonra. Durumunuza sempatisi vardır ayrıca. Tek şartla kocanızı bağışlamaya karar verdik.
O Major Hewlett, ele estava determinado em fazer um exemplo disciplinador do que aconteceu na taberna...
Binbaşı Hewlett meyhanede olanlar için bir disiplin örneği ortaya koymaya karar verdi.
Major John Ainsley.
Binbaşı John Ainsley.
Major Rogers, disparou numa troca efectuada sob a bandeira das tréguas.
Binbaşı Rogers, ateşkes bayrağı altındaki onaylanmış bir takasa ateş açtınız.
Não, o jantar de hoje é organizado pelo Major John Andre e ele é um maravilhoso anfitrião.
Hayır, bu akşamki yemek Binbaşı John Andre başkanlığında ve tabii ki muhteşem sofra başkanı var.
Tudo bem, quando voltares ao acampamento, encontra o Major Tallmadge, diz-lhe que és um pilinhas e depois diz-lhe "Genevieve".
Pekalâ kampa gittiğim zaman Binbaşı Tallmadge'i bul ve bir züppe olduğunu söyle sonra da "Genevieve" de.
O que eu ganhei foi um convite para um evento social em casa do Major John Andre.
Kazandığım şey Binbaşı John Andre'nin evinde sosyal bir toplantıya davet.
Este é o mesmo Major John Andre de quem eu decifrei a carta sobre o esconderijo.
Bu, mektuptan güvenli evi deşifre ettiğim aynı Binbaşı John Andre.
O mesmo Major John Andre a quem a minha empregada, Abigail, agora serve.
Hizmetçim Abigail'in şu anda kontrolü altında bulunduğu aynı Binbaşı John Andre.
- Major. Que novidades da troca de prisioneiros?
- Esir takasından ne haber?
Três dúzias a serem enviadas para casa do Major John Andre.
Üç düzine doğrudan Binbaşı John Andre'nin malikânesine gönderilecek.
Fui encarregue pelo Major Hewlett - de investigar uma conspiração na aldeia. - Conspiração?
- Binbaşı Hewlett tarafından şehirde bir komplo çıkarmakla suçlandım.
Major Andre, posso apresentar Abraham Woodhull, um comerciante de Long Island?
Binbaşı Andre, size Long Island'dan tüccar Abraham Woodhull'ı takdim edebilir miyim?
Major Andre.
Binbaşı Andre.
O major não vai gostar. Não vai gostar mesmo nada.
Hem de hiç memnun olmayacak.
Ela disse-me que está a planear esgueirar-se para o quarto do major.
Binbaşının yatak odasına gizlice girmeyi planladığını söyledi.
Este impasse deve cessar imediatamente por ordem do Major John Andre.
Binbaşı John Andre'nin emriyle bu uzlaşmama durumu durdurulup iptal edilmek zorunda.
Coloco estes três homens sob a minha protecção, e o senhor, Major, tem ordens para se apresentar ao Major Andre imediatamente.
Bu üç adamı korumam altına alıyorum. Size gelince Binbaşı... Binbaşı Andre'ye derhal rapor verme emri aldınız.
Naquele dia, quando assumimos, o nosso sargento, o major Vimoto, estava no helicóptero.
O gün, nöbeti devraldığımızda, Kıdemli Başçavuş Vimoto, gözetleme noktasındaydı.
Perdi o filho do sargento, do major sargento de brigada da minha Companhia, no meu primeiro dia de patrulha e na primeira ordem que dei como o único no comando perdi o garoto, senti-me... eu estava devastado...
Başçavuşun oğlunu kaybetmiştim, bölüğümdeki komutanın oğlunu, oraya gittiğim ilk gün ve onlara daha verdiğim ilk emirle, oradaki tek yetkili ben iken, adamın oğlunu öldürtmüştüm ve kendimi kaybetmiştim. Ne yapacağımı bilemedim.
Major.
Binbaşı.
Ei, Major!
Binbaşı!
Major?
Binbaşı?
Raios, é nojento alguém infiltrar-se no fecho-fantasma da Major.
Hay anasını... Yapan Binbaşı bile olsa Hayalet'imin biri tarafından işgal edilmesi iğrenç bir şeydi.
Foi-me dito que podia encontrar aqui a Major Kusanagi.
Binbaşı Kusanagi'yi burada bulabileceğim söylendi ama...
A barragem, o detective morto, as próteses, e até você, Major...
Baraj, ölü dedektif, protezler ve hatta sen Binbaşı...
A Major não era o alvo?
Hedef Binbaşı değil miymiş!
Está bem, Major?
Binbaşı, iyi misin?
Responda-me, Major!
Cevap ver, Binbaşı!
Percebido, Major.
Anlaşıldı Binbaşı Tom.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]