Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Malik
Malik Çeviri Türkçe
838 parallel translation
Queres dizer-me porque acaba de me ligar o director da Inteligência Nacional?
Ajan Malik, ulusal istihbarat müdürünün neden aradığını söylemek ister misin?
Quando sua mão toca o peito de Ali... e as costas de Malik o banho parece um inferno... mas na verdade é um paraíso, e acima de tudo... encontram-se lá corpos belos como sóis e como luas ".
Ali'nin göğsüne ve Malik'in sırtına dokunan hamamcı ne mutludur. Hamam cehennem gibi görünebilir ama aslında bir cennet. Güneş ve ay kadar güzel vücutlar bulacaksın.
SincereIy, EI-Hajj MaIik EI-Shabazz,..... MaIcoIm X.
İçtenlikle, El-Hac Malik El-Şahbaz, Malcolm X.
O Malik precisa de 2g de cloranfenicol.
Malik'e kloramfenikol lazım.
Malik, fizeste análise de sangue à senhora da 5?
Malik, 5'teki hastanın kan örneklerini aldın mı?
Malik, por que é que eu não..
Malik, neden ben...
Malik!
Malik!
- Malik, feliz Acção de Graças.
Malik, Şükran Günün kutlu olsun.
Malik, pareces um cirurgião.
Malik, bir cerrah gibisin.
- Que tal, Malik?
- Ne haber, Malik?
Malik, que se passa contigo?
Malik, senin derdin ne?
- Malik Williams, Professor Phipps.
- Malik Williams, efendim.
Malik Williams. Williams, teria a amabilidade de ler os nomes a seguir aos asteriscos?
Bay Williams, yanında yıIdız olan adları okuma nezaketini gösterir misiniz?
Pamela Burris, Eric Cannon, Kristen Connor, Judith Dantzig Patsy Ewing, Mark Katz Malik Williams. " O quê?
Pamela Burris, Eric Cannon, Kristen Connor, Judith Dantzig Patsy Ewing, Mark Katz Malik Williams. " Ne?
Malik, tens de fazer o texto fluir e, agora, ele não está a fluir.
Malik, bunu akıcı hale getirmen gerek, şu anda akmıyor.
- Malik, anda...
- Ne? - Malik, yapma.
Não és nada, Malik!
Sen bir hiçsin Malik!
È o Malik.
Malik.
Olá, pá. Malik, espera!
Hey, Malik, beklesene.
Entendo que estejas fulo, mas eu não sou assim, Malik.
Kızgın olmanı anlıyorum. Ama ben öyle değilim, Malik.
- O Malik está?
- Malik burada mı?
Cabrão do Malik.
Lanet Malik.
O cabrão do Malik é um merdoso.
O Malik adisi pisliğin teki.
Malik, que faz aí especado?
Malik, ne dikiliyorsun?
Malik.
Malik.
Obrigado, Malik.
Teşekkürler Malik.
Malik, dá-lhe 75 g de manitol.
Malik, damardan 75 g. Manitol ver.
Malik?
Pekala, Malik.
Obrigada, Malik.
Sağ ol, Malik.
Malik, uma ampola de epidural.
Malik, bir ampul epi ver.
Malik, leva a Sra. Dibble para a 3.
Malik, Bayan Dibble'ı 3'e götür.
O Malik vai levar-te para fazeres uma IRM.
Malik seni MRI çektirmeye götürecek.
Malik, posso falar contigo?
Malik, seninle konuşabilir miyim?
Malik, traz uma maca com rodas!
Malik, sedye getir!
Malik!
Hey, Malik?
- Malik, traz um alicate.
Malik, bir tel makası bul.
Malik, traz a serra.
Malik, kemik testeresini getir.
- Malik, segura-lhe na cabeça.
- Malik, gel, onu tut.
Bem Malik. Qual é a sensação?
Peki Moruk nasıl hissediyorsun?
Ei, Malik.
Yo, Malik.
- Bem, o Malik é o primeiro do bairro a ir para a faculdade.
- Biliyorsunmalik buradan ilk koleje giden. - Evet.
Malik, leva-a para o Bloco.
- Malik, onu ameliyathaneye götür.
- Malik, não é justo.
- Malik, bu adil değil.
Malik, certo?
Malik, değil mi?
Bolas, Malik!
Kahretsin Malik!
- Malik, viste o Doug?
- Malik, Doug'ı gördün mü?
- Malik, análise à digoxina.
- Malik, dig seviyesi.
Malik, podes levá-lo às cadeiras?
Malik, bekleme odasına götürür müsün?
Malik, quando escreves um texto, tens de seguir um certo formato.
Malik, makale yazarken belli bir şablon izlemelisin.
Malik?
Malik?
Malik, ajuda aqui.
Malik, bana yardım et.