Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Manual
Manual Çeviri Türkçe
2,176 parallel translation
Preciso de autorização para uso de arma e tenho de rever o manual de tácticas outra vez.
Silah taşıma iznine ihtiyacım var ve taktik kılavuzuna yeniden göz atmalıyım.
Que fantástica obra manual.
Vay be. Ne fantastik bir işçilik.
Não é propriamente um manual de instruções.
Tam olarak bir kullanma kılavuzu sayılmaz.
Um velho manual da Harley, bastante raro.
Şimdi bulmak çok zor olan eski bir Harley kullanım kılavuzu.
Isso é o número 5 do manual de interrogação, não é?
Bu, ordu sorgu kitabındaki 5. Madde değil miydi?
Estamos com sorte, tens um manual.
Şanslıyız, kullanma kılavuzu var.
Não, estimulação manual de um falo é um acto sexual.
Hayır! Birini düşünerek yapılan şey, sekse dair bir davranıştır.
A saturação de oxigénio está a cair. Tirem-no do ventilador e ponham-lhe o saco de respiração manual. Tenho de entrar já.
bebeğin hayati göstergeleri düşüyor tamam, ventilasyondan çıkarıp içeri girmem lazım.
Isto não consta do manual comportamental.
Bunun Amerikan Barosu kitapçığında yer aldığını sanmıyorum.
É tudo manual?
Elle mi yapıyorsunuz?
Devia estar tudo no vosso manual de regras e procedimentos, que vos é exigido por Lei.
Bağlı olduğunuz kanunun istediği prosedür ve prensipler kılavuzunda bunların hepsinin yazılı olması lazım.
Quer ver o nosso manual de regras e procedimentos?
prosedür ve prensipler kılavuzunu mu görmek istiyorsunuz?
Alarme manual desligado.
Manuel alarm hizmet dışı.
Tens de passar a manual.
El cihazıyla halletmen gerek.
Está bem, se te der a varinha, só poderei fazer magia manual.
Sana değneğimi verirsem sadece elle büyü yapabilirim.
Basta ter um conhecimento superior de magia manual e dois semestres de Geometria Avançada.
Tek gereken süper bir el büyüsü bilgisi ve iki sömestr İleri Yerleştirme Geometrisi.
E sem um manual.
Kullanma kılavuzu bile yokken.
Sim, por falar em mau... vocês estão prestes a testemunhar a inauguração do misturador de cores "Color Blendo 3000". Leste o manual de instruções?
Sıkı demişken, boya mikseri Color-Blendo 3000'in... ilk yolculuğuna tanık olmak üzeresin.
Quero confirmação manual antes de activar qualquer sistema tão abrangente.
O kadar kapsamlı bir sistemi harekete geçirmeden önce birinin onaylamasını istiyorum.
Era um manual de sexo, escrito evidentemente no século XIX por um padre.
Bir seks kılavuzuydu, anlaşılan 19. yüzyılda bir rahip tarafından yazılmıştı.
Lemos o manual de uma ponta à outra e depois, quando voltámos a East Great Falls, tive a bela ideia de escrever o meu próprio livro e adicionar as minhas observações, experiências e conselhos e deixá-lo na biblioteca para outros desgraçados virgens do ano a seguir.
O kitabı baştan sona okuduk ve sonra East Great Falls'a döndük. Aklıma, kendi kitabımı yazmak gibi parlak bir fikir geldi. Kendi gözlemlerimi, deneyimlerimi ve tavsiyelerimi ekledim ve kitabı bizden alt sınıflardaki bahtsız bakirler için kütüphaneye bıraktım.
Isto não é um manual de sexo.
Bu bir seks kılavuzu değil.
É um manual de vida.
Bu bir hayat kılavuzu.
O que fez foi muito melhor do que um manual.
Orada yaptığın, derslerde anlatılabilecek kadar iyiydi.
Ainda que sejam muito bons no desvio das atenções ou na destreza manual, não conseguem fazer desaparecer um avião de logística de operações secretas.
Ne kadar iyi oldukları hiç fark etmez. El hızı ve ya yanıltma ile, bir gizli operasyon mühimmat uçağını yok edemezsiniz.
Leste mesmo o manual inteiro, não foi?
Bütün kılavuzu gerçekten de okudun, değil mi?
Pronto, prometo ler o manual este fim-de-semana, mas o que é o sector bronze?
Tamam, bu haftasonu kılavuzu okuyacağıma söz veriyorum ama... bronz sektör nedir?
Na realidade, não me lembro de estar no manual.
Aslında kılavuzda öyle bir şey olduğunu hatırlamıyorum.
Porque não está o sector bronze no manual?
Peki bu bronz sektör niye kılavuzda yok?
Sabes que precisas mesmo de ler o manual.
Kılavuzu gerçekten okuman gerek.
- Bem, está no capitulo 197 do manual.
Kılavuzun 197. bölümündeydi.
Vês, eu sei o que isso é. Não precisei de ler o manual. É onde estão as coisa perigosas.
Kılavuzu okumadım ama, bütün tehlikeli şeylerin orada olduğunu biliyorum.
Ela tem razão. Leu o manual.
Kılavuzu okumuş.
- Fixe. Namorar com gajos mais velhos é um Manual de Instruções de Modelos.
Vay be harikasın, yaşlı erkeklerle çıkmak mankenlerin ders kitabında yazar.
Peguei no manual de instruções na internet.
Kapsamlı bir kullanım kılavuzunu internetten indirip kağıda döktüm.
Estou certo que em algum lugar da internet há um manual de como fazer partos, mas não quer dizer que conheça um útero.
Kat, eminim internette bir yerlerde nasıl bebek doğurtulacağının da kılavuzu vardır, ama bu rahme giden yolu biliyorsun demek değildir.
Aqui está a miúda que achas que pode converter o carro com um manual encontrado na internet.
İşte gelmiş. İnternette bulduğu kılavuzla arabasını dönüştürebileceğini zanneden küçük hanım.
No manual do carro, há alguma hipótese de ter um sistema de comunicação de emergência a bordo?
Bu tip araçlarda emniyet için, telsiz kodu bulunuyordu, değil mi?
Posso fazer uma revisão manual desde aqui.
Elle kontrolü buradan da yapabilirim.
É uma espécie de guia de utilizador ou manual.
Bu el kitabı herhalde.
No manual do tanque, Yigal.
Tankın kullanım kılavuzunu bul, Yigal.
Ainda estou a tentar obter o desbloqueio manual do elevador.
Asansörü manual olarak etkisizleştirmeye çalışıyorum.
Só estou a dizer que, a regra um do manual do parceiro é : não deixe o parceiro pendurado.
Söylediğim sadece, bilirsin, Yardımcı pilot'un el kitabının ilk kuralı : Pilotunu balyalama.
- É. No 6º dia da última missão eu estava recitando o 3º capítulo do Manual de escoteiro.
Evet son görevin 6. gününde Cub Scout el kitabının 3. bölümünü ezberden okuyordum.
Bom trabalho, Paula. Faça no modo manual e pronto.
Aferin, Paula. mod kontrolden de geçtikten sonra gidebilirsin.
Uma das primeiras coisas que se aprende durante o período de treinos não está no manual.
Eğitimde öğrendiğiniz en önemli şeylerden birini hiçbir kitap yazmaz.
Vamos ver o trabalho manual da Dra. Yang.
Bakalım, Dr. Yang'in el becerisi nasılmış.
E nenhuma parte de si quer deitar fora este manual que todos lhe impingiram?
Hiçbir parçan herkesin zorladığı bu kanunnameyi fırlatmayı istemiyor mu?
Costumava estudar o manual de operações na carrinha da UC.
Adam minibüste oturup bütün gün ajanlık kitabını okurdu.
Crise psicótica do manual.
Tabii...
- Iniciar a ventilação manual.
Tamam, elle ventilasyona başlıyorum.