Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Marks
Marks Çeviri Türkçe
700 parallel translation
A letra é muito pequena.
"10,000 Marks..."
Se adivinharem problemas, acredite, atacam... e não querem saber do que Marx disse.
İnanın bana, belayı görünce saldırıya geçerler. Marks'ın ne dediği umurlarında bile olmaz.
A minha primeira paixão foi a minha professora, a Menina Marks.
İlk tutulduğum kadın, ilk okul öğretmenimdi. Bayan Marx.
Espero que tenha notado que a dediquei a si, Menina Marks.
Umarım, size ithaf ettiğimi de anlamışsınızdır, Bayan Marx.
Para nós, a ciência humana deve voltar a ser o que ela era para Marx, um instrumento político, uma verdade combatente.
Beşeri bilimler Marks için neyse, yine o hale dönmelidir. Yani siyasi bir araca, mücadeleye götüren bir gerçekliğe. Mücadeleye götüren bir gerçeklik.
- Só disse que não leram Marx. - Estiveste mal.
Marks'ın tamamını doğru düzgün okumamışlar diyorum.
Sou um contabilista e trabalho na Whitehall e Marx.
Muhasebeciyim. Whitehall Marks'tan geliyorum.
Tenho que voltar para a Whitehall e Marx.
Whitehall Marks'a geri dönmem gerek.
No que diz respeito à Whitehall e Marx, está a trabalhar com o Max Bialystock, certo?
Whitehall Marks seni Max Bialystock'ın yanında çalışıyor biliyor, değil mi?
Pode deixar de ir. Está fantástica Drª Marks.
Onları niçin bırakmıyorsunuz ki zaten, bence harika görünüyorsunuz Dr. Marks.
Drª Marks?
Dr. Marks?
Sou a Elaina Marks.
- Evet. Selam, ben Elaina Marks.
Uma coisa de cada vez Drª Marks.
Her şey zamanla, Dr. Marks.
Depois da tripulação fazer o seu discurso no convés do Oriskany e de ser recebida a bordo pelo Capitâo Earl Marks, serâo levados para uma breve inspecção médica.
Ekip, Oriskany güvertesine çıkıp konuşmalarını yaptıktan... ve Kaptan Earl Marks tarafından karşılandıktan sonra tıbbi kontrol için geminin alt kısmına götürülecek.
Já não podemos prevenir o assassinato da terceira... mas quem sabe o da quarta, Dolores Marks.
Üçüncü cinayeti engellemek için çok geç kaldık. Fakat ya dördüncü? Bakalım.
Foi assassinada no parque MacLaren.
Dolores Marks. McLaren Park'da öldürülmüş.
Chama-se Rainha da Noite. É preciso comê-la... senão traz azar.
"Queen of marks" diye bilinir onu yemelisin yoksa kötü şans getirir
KARL MARX - MANIFESTO DO PARTIDO COMUNISTA
Karl Marks "Komunist manifestosu"
Um Marxista lacaio dos russos e de Cuba, ou o chefe mais popular duma revolução democrática.
Ya Rusya'da Küba'nın sahte Marks'isti, ya da... popüler bir demokratik devrimin en popüler lideri.
Para Marks Co., Charing Cross Road, 84.
Marks Co., 84 Charing Cross Road.
Atenciosamente, FPD, por Marks Co.
Saygılarımla, FPD, Marks Co.
Reparei que a vossa última factura diz : " B. Marks. M. Cohen.
Son faturada fark ettim ki... kitapçının sahipleri "B. Marks ve M. Cohen" miş.
O Sr. Marks e o Sr. Cohen insistiram que o dividíssemos entre nós, sem incluir os patrões.
Bay Marks ve Bay Cohen, gelenleri, kendilerini dâhil etmeden... aramızda bölüşmemizde ısrar etti.
Atenciosamente, Frank Doel, por Marks Co.
Saygılarımla, Frank Doel, Marks Co.
Somos cinco na loja, sem incluir o Sr. Marks e o Sr. Cohen.
Bay Marks ve Bay Cohen'i saymazsak dükkânda beş kişiyiz.
Os presentes de Páscoa para a Marks Co. Chegaram há uns dias.
Paskalya paketiniz birkaç gün önce geldi.
Há quase dois anos que trabalho como catalogador na Marks Co... e quero agradecer-lhe a minha parte nas encomendas que tem enviado.
Neredeyse iki yıldır Marks Co.'da katalog görevlisi olarak çalışıyorum. Gönderdiğiniz paketlerden payıma düşenler için teşekkür etmek istiyorum.
Tenho querido escrever-lhe para agradecer a minha percentagem das maravilhosas... encomendas de comida que tem mandado para a Marks Co.
Ne zamandır size yazarak Marks Co.'ya gönderdiğiniz nefis yiyecek paketlerinden... ailemin payına düşenler için teşekkür etmeyi istiyordum.
Não nos pergunte como conseguimos, pois faz parte do serviço da Marks.
Nasıl becerdiğimizi sorma, Marks'ın hizmetlerinin bir parçası say.
Naturalmente, foi um grande choque para o Sr. Cohen, em particular, por ter acontecido logo após a morte do Sr. Marks.
Doğal olarak bu Bay Cohen için çok sarsıcı oldu. Hele kısa süre önce de Bay Marks'ın vefat ettiği düşünülürse.
Atenciosamente, P.P. Marks Co.
Saygılarımla, P.P. Marks Co.
E faleceu o Sr. Marks, o dono da loja.
Dükkânın sahibi Bay Marks'da öldü.
Mas a Marks Co.
Ama Marks Co. hâlâ orada.
"Lembre-se, apenas ele faz a diferença."
Remember, "X" marks the spot
"A minha sobrinha entra numa peça com o seu filho", diz a Sra. Marks.
Yeğenim sizin oğlunuzla aynı temsildeymiş dedi, Bayan Marks.
Cerrano apanha. Lança. Marx vai para a terceira.
Cerrano topu içeri fırlatıyor, Marks 3. kaleye ulaşıyor.
"quando Edward Pengelley anunciou, há três semanas, o seu noivado com a sua secretária de 25 anos, Edwina Marks".
"Edward Pengelley, 25 yaşındaki sekreteri Edwina Marks'la olan nişanını, üç hafta önce duyurmuştu."
Se o Edward Pengelley tivesse matado a mulher, Hastings, a culpa sensibilizá-lo-ia para os comentários das pessoas se ele anunciasse o seu noivado com a Sra. Edwina Marks.
Eğer Edward Pengelley, gerçekten de karısını öldürmüş olsaydı, Hastings,... insanların ne diyeceklerini aklında bulundururdu. Matmazel Marks'la olan nişanını açıklar mıydı?
David!
MARKS :
Vais desistir de um filme de três milhões de dólares?
MARKS : Ne yani 3 milyon dolarlık filmi bırakıyor musun?
Esquece o contrato!
MARKS : Kontratı unut!
- Não quero ouvir isso!
MARKS : Hayır, bunu duymak istemiyorum.
O Leonard Marks é o produtor, ele explicar-lhe-á tudo.
Leonard Marks benim yapımcımdır.
Tenho um recado do Sr. Marks.
GUARD : Bay Marks'ın size bir notu var.
Encontrou algumas marcas mais antigas indíciando aprisionamento?
Did you find any older marks... indicating the use of restraints?
O número de Sidney Marks, por favor.
Sidney Marks'ın numarası, lütfen.
Podíamos ter sido os Wall-Marks.
Wal-pazarında olabilirdik.
- Comprei na Marks Spencer em Paris.
Paris, Marks Spencer'dan almıştım.
- Marx, Engels, Lenine e Estaline...
- Evet, Marks, Engels, Lenin ve Stalin...
Está com o Sr. March?
- Merhaba. Marks Hocadan vatandaşlık dersi alıyor musun?
O Frankie Marks.
Frankie Marks.