Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Mayor
Mayor Çeviri Türkçe
1,330 parallel translation
- O Mayor val á exposição?
- Başkan sergiye geliyor mu?
Ao nosso estimado Mayor e aos distintos convidados, quero agradecer-lhes muito por partilharem este serão magnifico.
Sayın belediye başkanımız ve değerli konuklar bu harika akşam aramızda olduğunuz için çok teşekkür ederim.
Tens a certeza que o Mayor Goodman vai estar de acordo com isso?
Vali Goodman'ın buna kızmayacağına emin misin?
Por outro lado, se ele ceder, ficas com um informador no círculo privado do "Mayor".
Eğer senin tarafına katılırsa... Belediye Başkanı'nın ekibinde bir köstebeğin olacak.
O "Mayor" disse-me o mesmo.
Belediye Başkan'ı da aynı şeyi söyledi.
Mas imporei um limite no que toca a trair o "Mayor" por esse tipo.
Başkanın arkasından giden bir çizgi çekiyorum bu adam için.
Não posso exercer o meu cargo e trair o "Mayor".
Başkanı bıçaklayarak oturduğum yerde oturamazsın.
O "Mayor" lixou-o, porque a verba estava no orçamento.
Başkan işi piç etti, çünkü bütçede bununla ilgili madde vardı.
O "Mayor" adiou-as até ao próximo Verão.
Başkan bu parayı gelecek yaza kadar erteledi.
Vou candidatar-me a "Mayor".
Belediye başkanlığına soyunacağım.
Vou candidatar-me a "Mayor".
Belediye başkanı olmayı düşünüyorum.
Eleger um "Mayor" branco em Baltimore, querida? Faz o teu preço.
Beyaz bir adamı Baltimore'da seçtirmek, tatlım, fiyatı sen belirle.
Muito melhor antes da reunião do gabinete do "Mayor".
Belediye Başkanının kabine toplantısından önce iyi geçtiğini söyleyebilirim.
Ninguém do gabinete do "Mayor" lhe falou na testemunha que foi assassinada?
Belediye başkanının ofisinden tanığın katledilmesi ile ilgili seni kimse aramadı mı?
Não falou directamente com o "Mayor" sobre isto?
Ve sen bundan Belediye Başkanına bahsetmedin mi?
Já tenho o "Mayor" atrás de mim.
Zaten Belediye Başkanının dişleri k.çımda.
O "Mayor" não me disse nada.
Belediye Başkanı bana bir şey demedi.
- Chamo um repórter ou dois, ataco o "Mayor", talvez pela calada, talvez publicamente.
Bir iki muhabir çağırıp, Belediye Başkanını gömeceğim. Belki kaydettirmem, belki de kayıt ettiririm. Bilemiyorum.
Pegando nestas palavras, acho que o nosso "Mayor" gostaria de falar.
Bu konu hakkında sanırım Belediye Başkanımız bir kaç söz söylemek ister.
Ordens do "Mayor".
Başkan'ın emri.
Acha que o "Mayor" assinou algum documento?
Başkan'ın kağıt falan imzaladığını düşünüyor musunuz?
Adoro o meu "Mayor".
Başkanımı seviyorum.
Depois, telefona ao "Mayor" e diz-lhe que tem um repórter a espiolhar as aulas da Academia.
Kesinlikle. Ondan sonra başkanı kendin arayıp gazetecilerin şu akademi sınıfı ile ilgili olarak sorular sorduğunu söyleyeceksin.
A seguir, o "Mayor" aparece e anuncia que haverá aulas em Janeiro faça chuva ou faça sol.
Departmanın içinde tut. Bundan sonra da Başkan çıkıp akademi sınıfını ocakta mutlaka başlatacağını söyleyecek zaten.
"Mayor", era uma questão orçamental.
Sayın Başkan bu bir bütçe sorusuydu ama.
É claro que o "Mayor" tem uma explicação, uma desculpa, se quiserem, para um registo semanal de delitos que vai na direcção oposta - ao dos outros oito bairros.
Diğer sekiz bölgeye nispeten ters yönde giden olay tablosu için herhalde Binbaşının bir açıklaması vardır.
O "Mayor" quer que eu assuma a culpa do atraso das aulas da Academia. - Estás a brincar comigo!
Binbaşı şu ertelenen akademi sınıfı için benim çıkıp konuşmamı istiyor.
Ela entra, mostra a mama, bate-nos com o pompom e entrega as malditas estatísticas com uma redução que condiz com o que prometemos ao "Mayor".
İçeri girer, göğüslerini biraz gösterir.. ... ortama biraz hava katar ondan sonra da bizim, Başkana düşürme sözü verdiğimiz rakamları bize uzatır olur biter.
"Mayor", está na hora da Eunetta sair.
Sayın Başkan. Eunetta'nın gitmesi lazım.
Como diabo queria que eu soubesse que o "Mayor" ia encostá-lo à parede?
Başkanın seni böyle ateşe atacağını nerede bilebilirdim ki?
O "Mayor" ajudá-la-á.
Başkan onu geri çekiyor.
O "Mayor" tem uma sondagem nova. Os adversários aumentaram no último ano.
Belediye Başkan'ı yeni bir anket yaptırmış, tüm eksiklerini gösteriyor adam geçen seneye göre bayağı sıçramış.
Não foi directamente ao "Mayor", mas aos oficiais que estavam no Subcomité.
Direk Belediye Başkan'ına söylemedim. Ama alt komitenin önünde bir sürü yüksek rütbeli polis vardı bilemiyorum, yaşanan olayın mazur görülecek bir yanı yok.
A falar em público, confessando-se desiludido com o "Mayor".
Evet, Belediye Başkanı, gazetecilere onun hakkında ne kadar hayal kırıklığına uğradığını filan söylüyordu.
Ele quer ver o "Mayor" a ser pressionado.
Belediye Başkanını köşeye sıkıştırmak istedi, bilirsin ya?
Fui falar com o "Mayor" e o "Sr. Reforma é mais do que um chavão do meu mandato" recebe-me, agradece-me a preocupação e leva-me à porta. Fim!
Ben iş yapan belediye başkanına oy veririm ve, "bay reform-benim-yönetimim - için-slogandan-daha-fazlasıdır" kıçımı okşayıp, endişelerim için teşekkür edip bana kapıyı gösteriyor.
Então, com o crime como tema, o grande pai branco vai salvá-los contra o combatente "Mayor" negro numa cidade com 65 % de negros?
Son. Yani suç söz konusu olduğunda büyük beyaz baba kurtarıcı rolünü oynuyor. Şehrin % 65'nin siyah olduğu yerde, Görev halindeki belediye başkanına karşı?
Primeiro, sei que o "Mayor" tem problemas com os seus principais apoiantes.
En önemli destekçileri ve tabanıyla sorunlar yaşadığını duydum.
E terceiro, Tony Gray esteve quase a dizer que estava a pensar candidatar-se a "Mayor".
Ve üçüncüsü, Tony Gray, Beşinci bölgeden kendisinin de Belediye Başkanlığına soyunacağını söyledi.
É curioso que fales nele. Ele não está contente com o "Mayor".
Bu adamdan bahsetmen komik çünkü onunda belediye başkanından pek memnun olduğunu sanmıyorum.
Talvez resolvamos isto discretamente, damos a volta a qualquer relatório que apareça e o Mayor perdoa e esquece.
Belki de bu karışıklığı düzeltebiliriz. Suçu da gazetecilere atarız. Ve belediye başkanı bağışlar ve unutur.
- Gabinete do Mayor.
- Belediye başkanının ofisi.
- Comissário Burrell para o Mayor.
- Komiser Burrell, belediye başkanı Royce'u arıyor.
Já informou o "Mayor"?
Başkana söyledin mi?
E não falou com o "Mayor"?
Bunlar için Başkan'a gitmedin yani?
Essa é boa! "Mayor" Tommy.
Belediye başkanı, Tommy.
- "Mayor", eu não... - O que quer que faça?
- Sayın Belediye Başkanı ben...
Não me pode queimar desta maneira com o "Mayor".
Lanet olsun.
- "Mayor"...
Sayın Başkan.
- Obrigado, "Mayor".
Teşekkürler Efendim.
- Com licença, Mayor.
Affedersiniz, başkan.