Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Mente
Mente Çeviri Türkçe
16,954 parallel translation
"Os laços entre nós e outra pessoa existem apenas na nossa mente."
"Bir insanla aramızdaki bağlar sadece zihnimizde mevcuttur."
Achas que este símbolo vai fazer algo para a cena da mente?
- Aynen. Şu sembolün beyin sürtüklüğü şeyiyle bir ilgisi var mı?
Tenta comunicar com a tua mente... e com o teu coração.
Kalbin ve zihninle uzan.
Mente-me.
Bana yalan atabilirsin.
Mente a quem está à tua volta.
Etrafındakilere de yalan atabilirsin.
A uma dada altura, Khutulun, tens de escolher entre o teu coração e a tua mente.
Bir noktada, Khutulun kalbinle aklın arasında bir seçim yapman gerekecek.
O teu corpo fica aqui, a tua mente viaja.
Vücudun kalır ama zihnin seyahat eder.
Ajuda ter uma imagem agradável na mente, como um bebé, se é que os toleram.
Zihninizde güzel şeyler canlandırırsanız işe yarar. Bebek gibi mesela. Tabii tahammül edebiliyorsanız.
Controlo da mente.
Zihin kontrolü.
O controlo da mente está em tudo e em todo o lado.
Zihin kontrolü her şeyde ve her yerdedir.
Deves ter percebido a mensagem quando entrei na tua mente.
Muhtemelen mektubumu zamanında alacaksın.
Lembras-te do feitiço que usaste para entrar na mente do teu amigo?
Arkadaşının zihnine girmek için kullandığın büyüyü hatırlıyor musun?
Vamos criar esse lugar juntos, na tua mente.
O yeri zihninde beraber yaratacağız.
Acabaste isto na tua mente?
Aklından mı bitirdin?
Porque não viajas para aqui, se consegues entrar na minha mente?
Tamam o zaman neden buraya seyahat edivermiyorsun? Eğer oradan bana Inception yapabiliyorsan?
Demelza tem uma mente própria, senhor.
Demelza kendi kararını verebilir bayım.
Talvez a minha mente tenha escorregado.
Belki aklımdan uçtu.
Eu deveria saber como a mente do diabo funciona?
Şeytanın aklının nasıl çalıştığını ben nereden bileyim?
O funcionamento interno duma mente depravada.
Muhtaç bir beynin içten çalışma şekli falan.
Hudson, o Instituto da Mente e Memória de Nova Iorque, que vem a fazer experiência com opto-genéticas como potencial tratamento para todo o tipo de coisas.
New York Akıl ve Hafıza Enstitüsü her türden hastalık için potansiyel tedavi olarak optogenetik deneyleri yapıyormuş.
- Por falar em dinheiro, o Instituto da Mente e Memória de NI acabou de receber um investimento de $ 500 milhões.
Para demişken, New York Akıl ve Hafıza Enstitüsü yakın zamanda 500 milyon dolarlık bir yatırım almış. - Sahi mi? - Evet.
"Mente com facilidade," "Tendências sociopáticas."
"Kolayca yalan söyleyebiliyor. Sosyopat yatkınlık."
tudo da minha casa, eu tentava apagar a ideia deles da minha mente com uma leitura leve do livro de profanações que levei emprestado do Houston.
Her şeyi dairemden temizlerken ben de onların düşüncesini aklımdan Huston'ın kara kaplı defterinden ödünç aldığım şeye göz atarak silmeye çalıştım.
De todos os seus trabalhos, o Projecto Cofre da Mente era aquele em que ela tinha mais orgulho.
Tüm yaptıkları arasında Eloise'in en çok gurur duyduğu işi Akıl Kasası Projesiydi.
- Então se morrer, - mas a sua mente estiver num computador?
Yani ölüyorsun ama beynin bir bilgisayarda kalıyor mu?
Para o primeiro precisas de criar um arquivo da mente.
Birinci aşamada bir beyin dosyası oluşturuyorsun.
Que o arquivo da mente interaja com o programa que precisa de ser suficientemente sofisticado para para duplicar as complexidades da mente humana.
- O beyin dosyası, yazılımla etkileşime giriyor ki bu yazılım, insan aklının karmaşık yapısını kopyalamak için geliştirilmeli.
A Eloise fez arquivos de mente a centenas de pessoas.
Eloise yüzlerce insan için beyin dosyaları oluşturdu.
A Eloise não era só a criadora do Projecto Cofre da Mente.
Eloise Akıl Kasası Projesinin şefi değildi yalnızca.
Estava constantemente a actualizar o seu arquivo de mente.
Beyin dosyasını sürekli güncelledi.
Cada arquivo de mente tem o seu próprio cofre, certo?
Her beyin dosyasının kendi küçük kasası var, değil mi?
Portanto, a Eloise estava a vender arquivos de mente?
Yani Eloise beyin dosyalarını satıyor muymuş?
Será que alguém descobriu que ela andava a vender arquivos de mente?
Biri beyin dosyalarını sattığını fark mı etti acaba?
Tenho em mente outras palavras que usaria antes dessa.
- Facia mı? Faciadan önce kullanılabilecek birçok kelime var o durum için.
O que vai na tua mente?
Aklında ne var?
Pronto. Limpa a tua mente, concentra-te no controlo da dor, está bem?
Pekala, aklını boşalt, acı kontrolüne odaklan, tamam mı?
Ias dizer, "ler a mente dele".
"Aklını okumak" diyecektin.
O que tens em mente?
Bu haltı nasıl becereceğimize dair fikrin var mı?
- Já tenho alguém em mente.
- Aklımda biri var. - Kim?
A tua mente morre. ... e acho que está a tentar apoderar-se desta operação, como uma... ténia no nosso intestino.
- Bence bu ekibi ele geçirmeye çalışıyor.
Olha só tu, a ler a minha mente.
Aklımı okuyorsun.
Talvez seja toda a ambição que te turva a mente.
Belkide aklını meşgul eden o hırsındır.
Essa tua mente perversa...
Senin şaşkın aklın.
Essa maravilhosa mente perversa... vai ajudar-me a espalhar a boa nova.
O sevimli, şaşkın aklın... haberleri yaymam için bana yardım edecek.
A Kate mente por mim em troca de coca suficiente, mas o que vais fazer tu em relação a um álibi?
Kate, kokain karşılığında benim için yalan söyleyecek. Mazeret konusunda sen ne yapacaksın?
Não é bem o que eu tinha em mente.
Evet. Söylerken bunu kastetmemiştim.
Infiltrou-se na minha mente.
Kafamı karıştırmaya çalışıyor.
A sério, queria dizer a tua mente.
Ama cidden, zekanı diyorum yani.
- Consegues ler-lhe a mente?
Hayır.
O que tens em mente?
Aklında ne var?
- Quando tem o crânio de alguém, controla a sua mente.
- Ne gücü?