Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Mercury
Mercury Çeviri Türkçe
249 parallel translation
A Mercury Theatre tem o orgulho de apresentá-los. "
Mercury Tiyatrosu, onları sunmaktan gurur duyar. Belki de ben onun...
Sim, no Teatro Mercury, em Londres... num sábado à tarde, chuvoso.
Evet, yağmurlu bir cumartesi öğleni Merkür Tiyatrosu'nda. - 40 saniye.
As asas de Mercúrio o acompanhem.
Mercury'nin kanatlari çabuk götürür.
Daqui Comando Mercury.
Burası Mercury Kontrol.
Ficamos no Comando Mercury para a contagem decrescente.
Geri sayım için Mercury Kontrolde kalıyoruz.
Agora passamos ao Comando de Naves Mercury para a contagem final.
Son geri sayım için Mercury Uzay gemisi Kontrolünde - kalacağız.
Nós não queremos lutar, mas se tiver de ser, nós temos as pedras, nós temos os homens e nós temos o druida!
Savaşmak istemiyoruz, ama mecbur kalırsak adamlarımız ve taşlarımız var! Mercury adına!
Levamos o Mercury.
Mercury'yi alalım.
Eu cuido do Mercury.
Arabana iyi bakarım.
O casal viaja num Mercury cinzento, ültimo modelo.
Çiftin gri bir Mercury ile kaçtıkları bildirildi.
Lá está o Mercury cinzento!
İşte o kahrolası gri Mercury.
Estamos até muito confortáveis aqui, se comparados com os programas Gemini e Mercúrio.
Yukarıda çok rahatız. Gemini ve Mercury projelerine kıyasla hareket alanımız çok daha fazla.
E estávamos com muita sorte por tê-lo connosco mais tarde no teatro Mercury.
Ve daha sonra merkür'de o da bize katılığı için şanslıydık.
Tira daqui o Mercury verde.
Bu yeşil Mercedes'ten kurtul. Hey, Bruce.
Mercury Johnson, Vinnie Avila.
M.Johnson ile V. Avila.
É impossível atingir o Mercury. O Vinnie devia ter levado um ferro.
Sisi yumruklar gibi vurdu ona Mercury.
Os astronautas do Programa Mercúrio!
Amerika'nın Mercury astronotları!
Concidadãos, os astronautas do Programa Mercúrio!
Sevgili vatandaşlarım... Amerika'nın Mercury astronotları!
O Programa Mercúrio foi extinto.
Mercury programı sona erdi.
'89 Mercury Sable, air bag standard.
'89 Mercury Sable, hava yastığı.
Um Mercury lindo.
Güzelim Mercury.
E o "Mercury Theater", com Orson Welles.
- Evet. - Ve Orson Welles'le, the Mercury Theater.
Deke é um dos astronautas da Mercury 7, senhoras e senhores.
Deke, Mercury 7 astronotlarından biri hanımlar ve beyler.
Um Mercury é um bom carro.
Mercury cidden iyi arabadır.
Encostei o Mercury ao passeio... e abri os vidros eléctricos.
Mercury'i çektim yanına hemen tuşa basıp açtım camları.
Um guarda do parque identificou que conduziam um Mercury coupé de 1948-1950... de cor castanho-avermelhada.
Park bekçisi 1948-1950 model Mercury kahverengi araba kullandıklarını görmüş.
Um deles tem um Mercury coupé castanho-avermelhado.
Birinin kahverengi Mercury'si var.
Tem um coupé castanho-avermelhado de 1949.
49 model kahve Mercury'si var.
Os primeiros gajos a chegarem ao Mercury coupé foram o Breuning e o Carlisle.
Mercury'ye ilk ulaşan Breuning ve Carlisle idi.
Chamo-me Ford Lincoln Mercury.
Adım Ford. Ford Lincoln Mercury.
Ford LlNCOLN MERCURY
Ford LINCOLN MERCURY
O agente postal Ford Lincoln Mercury.
Tahsildar Ford Lincoln Mercury.
Agente postal Ford Lincoln Mercury.
Tahsildar Ford Lincoln Mercury.
Então, Ford Lincoln Mercury?
Ne dersin, Ford L. Mercury?
Vou tentar levar-nos para as crateras de Mercúrio.
Mercury'yi deneyeceğim.
- Vem cá um jornalista daqui a pouco. - Pra que diabos vem cá?
- Mercury News'den bir gazeteci geliyor.
Um hamburger Lua Azul, anéis de Saturno e um batido de Mercúrio por 3.99.
Biliyorsun, Mavi ay burger, Saturn halkaları ve bir Mercury milk shake sadece 3.99.
Não há actividade com cartões de crédito, ninguém viu o carro dele.
Kredi kartı kullanılmamış. '97 model Mercury Villager'ı da görülmemiş.
Ele disse que trazia um Mercury Sable bege e que me ia buscar ao "Coffee Haus", às 19h00.
Peki o olduğunu nereden biliyorsun? Bej bir Mercury Sable'le gelip beni 7'de kafeden alacağını söyledi.
E a perturbação causada pela facção... Foi classificada como uma ameaça à segurança pública de classe Mercury.
Transit geçiş bölgesini dağıtmaları, Mercury derecesinde alarma neden oldu.
Presumo que seja pentotal de mercúrio, regulamentado pelo governo?
Bir tür Mercury penathol, devlet üretimi.
Todas as missões espaciais da história, como a Gemini, a Mercury, o Skylab ficaram abaixou da zona de radiação.
İnsanlık tarihinin bütün görevlerinde, Gemini, Mercury, Sky Lab, Space Shuttle radyasyon kuşağının altında kalmıştır.
É um Mercury Cougar de 77, bege e abandonado.
Terk edilmiş bej bir 77 Mercury Cougar.
A Mercury pertence à Ford.
Mercury'yi Ford üretiyor. Ben kullanırım.
Já mencionei que ficámos com a suite do Freddie Mercury?
Freddie Mercury süitinde kaldığımızı söylemiş miydim?
Vocês têm alguma suite do Freddie Mercury?
Freddie Mercury süitiniz var mı?
Daqui a pouco vais dizer que que Mercúrio está a pôr-se.
Bir süre sonra bana Mercury'nin geri çekiliyor olduğunu söyleyeceksin.
E encontraram um carro sinistrado perto de Mercury.
Mercury yakınlarında bir araba enkazına rastladınız.
As asas de Mercúrio o acompanhem.
Mercury'nin kanatları çabuk götürür.
No Teatro Mercury?
Merkür Tiyatrosu'ndaki mi?
Esta para Mercúrio.
Ve Mercury.