Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Metê
Metê Çeviri Türkçe
842 parallel translation
Vou metê-Io num bote.
Bir sandala koyacağız.
Vou metê-lo no autocarro.
Seni otobüse bindireyim.
Não faremos mal em metê-los todos dentro.
Sanirim bunlari gözaltina alsak iyi olacak.
- Então volta a metê-lo lá dentro.
- Onu geri koy.
Podes metê-la nesse avião, Cricket?
Onu uçağa bindirir misin Cricket?
Ias metê-la num avião.
Onu uçağa bindirecektin.
Está sempre a metê-lo em todo o lado.
Burnunu her zaman bir şeylere sokar.
Creio lembrar-me de ouvir que uma tia queria metê-la num convento.
Teyzesinin onu manastıra göndermek istediğine dair şeyler duymuştum.
Quando anoitecer, metê-los-emos num pequeno bote... e remaremos até ao seu navio. Venham comigo.
Karanlık basınca, onları küçük tekneye alır, kendi gemilerine götürürüz.
Não, não quero metê-lo em sarilhos. Deixe-o!
Hayır, başını derde sokmak istemem.
Vá lá, vamos buscar o Harry e metê-lo aqui dentro.
- Evet? Harry'i getirip, içine atalım.
Vão metê-las no manicómio!
Sizi hapishaneye atacaklar!
Estou convencido que é muito fácil metê-la num buraco com uma só tacada.
Topu bir kerede deliğe sokmanın kolay olduğuna inandım.
Antes de voltarmos ao hospital, quero que me ajude a metê-lo no tanque.
Hastaneye gitmeden önce, tanka alalım.
Eles poderão olhar para as respectivas mulheres, se elas estiverem bem arranjadas, e metê-las na ordem.
İşimiz bitince evli erkekler eşlerinin yüzüne bakıp, makyajlılarsa tabi, onlara haddini bildirecekler.
Ele convenceu-me a metê-la na máquina.
Parayı makineye attırdı.
Devia levá-los para a esquadra e metê-los na cadeia.
Hepinizi hemen deliğe atmalıyım.
Necessitaria de um... um fato a sua maneira. Um para metê-lo em casa, na cama...
Onun tarafında seçilecek... ve eve alınacak biri.
podemos metê-los no bolso, discretamente.
sizin elinizin biraz uzun olduğunu.
Quero metê-lo na cadeia.
Onu hapse tıkmak istiyorum.
Basta metê-Io na casa de banho.
Banyoya götür onu.
Que tal metê-lo na caldeira misturá-lo com a sucata, derrete no forno e passa a chassis para um Buick?
Hurdalarla beraber onu oradaki kazana atıp eritirsek belki de bir Buick şasesi olur? !
Não vai ser fácil, mas vou metê-lo de novo na corrida.
Kolay olmayacak... ama senin yarışa dönmeni sağlayacağım.
- Posso metê-Io lá à socapa.
- Tamam, seni içeri sokarım.
Deve metê-lo à boca.
Atmanız gerekiyor.
O truque é metê-los à boca para caírem no meio da língua, de modo a beneficiar todo o paladar.
Dilinizin tam ortasına atmanız gerekiyor ki içindekilerin hepsinden yararlansın. Corie.
Estou vagamente desiludido por ter sido tão fácil metê-Io dentro.
Sizi bu kadar kolay kandırmak beni biraz hayal kırıklığına uğrattı.
Não consigo metê-lo na cabeça, não entra, mas posso tentar.
Kalın kafam almıyor ama uğraşıyorum. Yavaş yavaş anlat.
- Eu pensava metê-lo num filme.
- Bunlarla ne yapacaksın?
Vou metê-lo na cama.
Onu yatırıp hemen dönerim.
Devíamos metê-los numa jaula e cobrar bilhetes.
Bunları kafese tıkıp, parayla göstermeli.
Custou-te metê-los na carroça?
Cesetleri yüklemek zor oldu mu?
Eu disse-lhe que esse uniforme ia metê-lo em sarilhos.
- Bu üniformanın başına bela açacağını söylemiştim.
Vamos só levá-lo, metê-lo num hotel e voltamos imediatamente.
Onu oteline götüreceğiz, yatağına yatıracağız ve... hemen geri döneceğiz.
O choque levou o meu pai a erguer as mãos calejadas num protesto contra a injustiça de Deus e a minha mãe a gritar a sua aflição de mãe ao ver o filho das suas entranhas metê-los a todos assim em tão maus lençóis.
Babam şokun etkisiyle, rukerlerini göğe açarak oradaki adaletsiz Bog'a yakardı. Annemse kederiyle bu-hu-huing yapıyordu karnından çıkmış tek çocuğunun herkes tarafından terk edilmesi karşısında.
Dizem que uma noite destas vão levar a alma do Richie... e metê-la num saco para a oferecer ao diabo.
Bir gece gelip Richie'nin ruhunu alacaklarını söylüyorlar... Ve sonra onu bir torbaya koyup, şeytana vereceklerini söylüyorlar.
" Quero metê-lo na algibeira É o meu chocolate
Hepsini cebime doldurmak istiyorum.
Achas que podes metê-las no saco e encontrar-te comigo esta tarde?
Onları çantama koyup akşama buluşmaya ne dersin?
Vou metê-lo em primeiro suplente.
Bu sizi ilk listeye sokacaktır efendim.
- Metê-lo na sala de estar.
- Oturma odasına koy.
Volte a metê-lo na cela.
Hücresine geri götürün.
Vais amarrá-Io, amordaçá-Io e metê-Io na retrete.
Onu bağlayacak, ağzını tıkayacak ve odaya atacaksın.
Vou apanhá-lo e metê-lo onde ele pertence, mesmo se tu não o fizeres.
Siz yapmasanız bile, ben onu bulup, ait olduğu yere tıkacağım.
Vamos metê-la no cesto.
Şimdi onu potaya sokacağız.
Se esperar, talvez consiga metê-lo mais logo.
Bakalım sizi bir yere sıkıştırabilir miyiz?
Não sei, mas queo metê-lo numa das celas até que chegue o médico.
Hiçbir fikrim yok. Belki bir doktor bulabiliriz diye mola verdik.
E queres metê-la na nossa cama?
- Hem de bu yatakta uyuyacak?
Para bem deste jogo, deviam metê-lo na prisão de San Quentin.
Maçın selameti için, onu kodese atmaları lazımdı.
Depois quis foder-me por trás mas não conseguia metê-la!
Sonra beni arkadan sikmek istedi ama onunkini içeri sokamadı.
Vamos metê-la no camião e seguir para Dallas.
Fili kamyona koyup Dallas'a gideceğiz.
Consegui metê-la no carro, não sei como. - E a Greta fez o resto.
Geriye de Greta kalmıştı.