English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Muito

Muito Çeviri Türkçe

536,276 parallel translation
Isto deve ser muito difícil para si.
Bunun senin için ne kadar zor olduğunu hayal dahi edemem.
Encaminhe-nos ao Apotecário e ficaremos muito gratos.
Şimdi bizi Apothecary'e götür biz de minnettar olalım sana karşı.
A Helen e o Robert têm um casamento muito feliz.
Helen ve Robert'ın çok mutlu bir evliliği var.
Foi muito cortês, tendo tudo em conta.
Bu konuda oldukça kibardın her şey düşünüldü.
Deve estar muito feliz.
Heyecanlı olmalısınız.
Ela está muito confusa, mas vai-lhe passar.
Çok kafası karışık bir kadın ama iyileşecek.
É muito contagioso?
Nasıl bulaşır?
Já nos conhecemos há muito tempo.
Çünkü birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz.
Discrição é uma qualidade muito pouco apreciada.
Ağız sıklığı nadir görülen ve maalesef değeri bilinmeyen bir özelliktir.
Escreve muito mal mas não os consigo parar de ler.
İğrenç yazıyor ama elimden düşüremiyorum.
O Tom é muito bom naquilo que faz.
Neden o? Tom işinde çok iyidir.
Não tens muito tempo.
Çok fazla zamanın yok.
Aprecio muito isso, mais ainda pois quero contratar os teus serviços.
Buna saygı duyuyorum, bilhassa sizi tutmak istiyorum.
A verdade prezo-a muito.
Gerçek. Bunu değerli bulurum.
Durante muito tempo, estive confortado com a ideia que poderia morrer a qualquer momento.
Uzun süredir, her an ölebileceğimi... düşünürken çok rahattım.
Com sorte, o FBI foi muito bom em nos levar direitinhos a ti.
Allahtan, FBI yardım edip, bizi sana getirecek kadar kibardı.
- Primeiro quero pedir desculpa pelo meu atraso, já que vocês são muito importantes para mim.
İlk önce geç kaldığım için özür dilemek istiyorum çünkü hepiniz benim için çok önemlisiniz.
Você é muito importante para mim e tem um nome adorável.
Benim için çok önemlisin ve bu çok güzel bir isim.
A minha filha, claro, às vezes era... Importante para mim. Mas não muito mais que isso.
Kızım tabii ki, bazen benim için önemliydi ama çok fazla değil.
Muito bem.
Doğru.
Muito bem, três batatas com bacon e chilli.
Tamam, üç tane pastırmalı acılı patates.
Muito bem, levaste-as e comeste-as.
Tamam, onları almış ve yemişsin.
Muito bem, acalmem-se.
Tamam, herkes derin bir nefes alsın.
- Mal. Muito mal.
Gerçekten kötü.
Marjorie, estou muito drogada e tenho medo que nunca passe.
Marjorie, kafam gerçekten güzel ve bunun hiç bitmeyeceğinden korkuyorum.
Muito bem, vamos acalmar-nos.
Tamam, herkes sakin olsun.
Estava sóbria há 11 anos, estava num cruzeiro no México, pedi um piña colada sem álcool, dei um gole e percebi que tinha muito álcool.
Benim 11 yıl oldu, Meksika'da bir gemideydim bir bakire Piña colada sipariş ettim, büyük bir yudum aldım ve ancak benim kadar bakire olduğunu fark ettim.
Chamei um nome muito feio à empregada... Vários nomes, na verdade... Mas não dei mais nenhum gole.
Garsonu talihsiz bir isimle çağırdım, bir seri isimle aslında ama başka yudum almadım.
Sabes o que a deixaria muito melhor?
Onu daha iyi ne hissettirirdi biliyor musun?
Muito bem, boa noite.
Tamam, iyi geceler.
Foi muito querido da tua parte.
Çok tatlısın.
É muito grave?
- Durumu nasıl?
Muito grave, tipo devia estar sob proteção.
Gerçekten kötü, koruma altında olması gerekecek kadar kötü.
Certo. Quando eu trabalhava na equipa de captura de fugitivos, muito do meu trabalho envolvia falar com o Gabinete de Prisões.
Kaçak görev gücünde pek çok kez Hapishaneler Bürosu ile görüştüm.
Está a dizer que não era muito bem visto?
Sevilmeyen biri miydi?
Os caçadores ilegais não são muito populares por aqui.
Kaçak avcılar bu bölgede pek sevilmez.
Temos muito que conversar.
Konuşacaklarımız var.
É muito trabalho matar de dia e de noite.
Gece gündüz öldürmek bayağı uğraştırır.
Eu conheço-te muito bem.
Gayet iyi tanıyorum.
Estás muito confortável aqui.
Şu an çok rahatsın.
O suspeito tem sido muito cuidadoso a esconder as vítimas na floresta, mas quando acordou na casa do Paul...
Şüpheli ormanda öldürdüklerini saklamakta çok dikkatliydi, ama Paul'ün evinde uyandığında...
Sou uma pessoa muito sensível.
Çok hassas biriyimdir.
Estás com muito melhor aspeto.
Çok daha iyi görünüyorsun. Yanaklarına renk gelmiş.
- Portátil. Copo de vinho tinto. - Muito bem.
- Dizüstü bilgisayarı olan, kırmızı şarap içen.
Muito obrigada.
Çok teşekkür ederim.
Muito bem, vamos a isto.
Pekala. Hadi şu işi yapalım.
- Evoluíste muito.
- Uzun bir yoldan geldin.
Está muito frio.
Dışarısı çok soğuk.
- A conversa é muito rápida.
- Sohbetimiz çok kısa sürecek.
- É muito bom.
- Güzel.
Sou muito boa a seguir o dinheiro.
O yüzden parayı takip etme konusunda oldukça iyiyimdir. Çalmak konusunda, o kadar iyi değilim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]