English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Mulder

Mulder Çeviri Türkçe

3,571 parallel translation
O que pretende, Agente Mulder?
Ne istiyorsunuz Ajan Mulder?
- E chegaram aos pulmões através de fumo? - Certo.
- Ve duman halinde Mulder'ın akciğerlerine girmiş?
Mas o Mulder não fuma e o Scobie também não fumava.
Ama Mulder sigara içmez ki. Scobie de içmezdi.
- Como está o Mulder?
- Mulder nasıl?
Penso que isto pode salvar a vida do Mulder.
Bence Mulder'ın hayatını kurtarabilir.
Dizem que o vício é mais forte do que o vício da heroína.
Nikotin bağımlılığı eroinden güçlüdür derler. Mulder.
Quanto a ti não sei, mas considero tudo isto deprimente.
Biliyorsun Mulder, seni bilmem ama bunların hepsi can sıkıcı buluyorum.
Agente Mulder?
- Ajan Mulder?
Howard, este é o agente Mulder do FBI.
Howard, bu Bay FBI'dan Ajan Mulder.
Agradeço o contorno diferente com que conduz a investigação, mas esta história do pássaro?
Ajan Mulder, bu soruşturmaya getirdiğiniz farklı anlayış için size minnettarım ama tüm bu kuş hikayesi...
- A minha filha Katie, a minha mulher Ellen. - Ainda bem que aqui está.
Ajan Mulder, bu kızım Katie ve karım Ellen.
Por favor, diz-me que posso ir para casa.
- Mulder. - Mulder, lütfen bana eve gidebileceğimi söyle.
Quando me encontrares morta, com o meu corpo desidratado sentado e a olhar sem vida através de um telescópio para universitários bêbedos a urinar e a vomitar para a sarjeta, lembra-te que os meus últimos pensamentos foram sobre ti, como eu te queria matar.
Mulder. Mulder, beni ölü bulduğunda benim kurumuş, teleskopa dayanmış cansız bedenim üzerine sarhoş çocuklar işemiş ve kusmuş olacaklar ve bilmeni isterim senin hakkındaki son düşündüğüm şey seni nasıl öldürmek istediğim olacak.
- Isto é um espectáculo de aberrações.
Bu bir ucube gösterisi Mulder.
Falo contigo depois.
Hiçbir şey Mulder.
Não deixe para segundo lugar a casa e a família.
Aile kurma fırsatını kaçırmayın Bay Mulder.
O agente Mulder vai a caminho daí para te explicar.
Ajan Mulder sana açıklamak için yola çıktı.
- Estou livre.
- Mulder özgürüm.
- Sim, mas não é um Ficheiro Secreto.
- Evet. Yalnız o bir Gizli Dosya değil Mulder.
As seis prostitutas desaparecidas não estão mortas.
Demek istediğim kayıp altı fahişe ölmemiş Mulder.
- É o agente Mulder.
- Ellen ben Ajan Mulder.
Confessou todos os crimes :
Hepsini itiraf etti Mulder.
Sei que a querias encontrar lá.
Mulder, onu bulmak istediğini biliyorum.
Agentes Mulder, Scully, está aqui um Sr. Harold Piller para falar convosco.
Harold Piller adına biri sizi görmek istiyor.
- Agente Mulder.
- Ajan Mulder.
- Mulder, por favor.
- Mulder, lütfen.
Porque é irrefutável.
- Bunu söylemek kolay, Mulder.
De tudo o que o está a impedir de se lembrar do que realmente aconteceu naquela noite.
Ajan Mulder'in o gece olanları hatırlamasını engelleyen her şey.
No entanto, o agente Mulder só fez a terapia de regressão em 1989.
Ajan Mulder'a ancak 1989 yılında regresyon hipnozu uygulanmış.
Alguém deve isso ao Mulder.
Bence birileri Mulder'a borçlu.
E o Mulder merece paz, tal como qualquer outra pessoa.
Mulder'ın, bu konunun kapanmasına herkes kadar ihtiyacı var.
- Mulder. - Sou eu.
Mulder.
- Mas ela tinha o original.
Ama annendeki belgenin aslıymış Mulder.
Este é o documento oficial que pôs fim à procura da tua irmã.
Belge kız kardeşinin arama çalışmalarının sona erdirilmesi için Mulder.
Disseste-me que achas que ele matou o teu pai.
Mulder, bana onun babanı öldürdüğünü söylediğini sanmıştım.
Há aqui alguma coisa para ver.
Bence görülecek bir şey var, Ajan Mulder.
Quer isso desde 1973, quando acabou com as buscas da irmã do Mulder.
Bunu 1973'ten beri istiyorsun. Ajan Mulder'ın kız kardeşini aramaktan vazgeçmeleri için emir verdin.
Então, deixou o Mulder acreditar que ela estava viva?
Demek bunca yıldır Mulder'ın onun sağ olduğuna inanmasına izin verdin.
Quando é que surgiu esta história, Mulder?
Bu hikaye ne zaman ortaya çıktı Mulder?
Falei com ele, com o Fumador, o C.G.B. Spender, ou lá como se chama.
Mulder, onunla konuştum. Sigara içen Adam'la. C.G.B. adı her neyse.
Porque é que mentiria agora? Pensa bem.
Mulder, bu saatten sonra neden yalan söylesin?
Descobri.
Buldum Mulder.
É quase meio-dia.
Mulder, neredeyse öğlen oluyor.
Onde é que foste?
Mulder, nereye gittin?
O que aconteceu?
Mulder, ne oldu?
Remissão espontânea, não é coisa de que nunca se tenha ouvido falar.
Tamam, hastalık kendiliğinden azalıyor, Mulder. Bu tamamen duyulmamış değil.
- Não é um caso.
- Bu bir olay değil, Mulder.
O jornal na sua porta, o email para o Mulder, a demonstração elaborada da cura do cancro deste rapaz.
Kapındaki gazete. Mulder'a e-mail. Bu çocuğun kanser tedavisinin ayrıntılı gösterilişi.
- A si, Agente Scully. Estou farto da casmurrice do Mulder, das suas ideias imbecis para derrubar o sistema.
Mulder'ın inadından yoruldum.
- Onde tens estado?
Selam, Mulder.
Espera.
Mulder, bekle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]