Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Métatron
Métatron Çeviri Türkçe
240 parallel translation
Olhai o Métatron!
Cebraile kulak verin!
Eu sou o Métatron.
Ben Cebrailim.
Métatron é o porta-voz de Deus.
Cebrail Tanrı'nın sesidir.
Quando afirma ser o Métatron, ficam especados a olhar.
Birine Cebrail olduğunu söyle ve onlarda sana Charlton Heston filminden çıkmışlar gibi boş gözlerle baksınlar.
Meu Deus, outro anjo como o Métatron.
Oh, Tanrım... Cebrail gibi başka bir melek daha.
Como conhece ela o Métatron?
Sen nasılda... O Cebraili nereden biliyor?
Métatron, ela está...
Cebrail, yoksa o...
Isto é a caligrafia de Metatron.
Bu Metatron'un el yazısı.
Metatron?
Metatron mu?
- Metatron.
Metatron.
Cas, onde podemos encontrar esse Metatron?
Cass, Metatron'u nerede bulabiliriz?
Eu acho que esse Metatron pode impedir muito mal.
Metatron'un bu kötülükleri durdurabileceğini düşünüyoruz.
Do arcanjo Metatron.
Baş melek Metatron'dan. İşaretle ve yala.
O que quer Metratron dizer?
Metatron ne demek?
Como é que eu poderia não conhecer o Selo de Metatron?
Metatron Mührü'nü nasıl bilemem?
Tu sabes que tenho o Selo de Metatron.
Metatron Mührü'nün bende olduğunu biliyorsun.
Tu tens o Selo de Metatron. Com ele, posso invocar o deus.
Metatron Mührü sende, tanrıyı çağırabilirim.
Ou demónios ou Metratron ou o quer que seja que aconteceu com o Cass.
- Ya da şeytanlar veya Metatron hatta Cass'a ne olduğu. - Neden?
E da próxima vez que virmos a Naomi ou o Metratron ou quem quer que seja o culpado disto, nós vamos conseguir alguma justiça, mas por agora, vamos combater isto.
Naomi, Metatron'u ya da bundan sorumlu kimse tekrar gördüğümüzde intikam alacağız ama şu an bununla savaşmalıyız dostum.
Metatron enganou-me.
Metatron beni kandırdı.
Dean, Metatron, ele, ele tirou a minha Graça.
Dean, Metatron özümü aldı.
Ele aparece cada vez que Metatron faz uma das suas... tipo... nota de editor.
Metatron bu notları her yazdığı yerde beliriyor.
E tu achas que esse tal Metatron está escondido nas montanhas com um bando de indianos?
Sence bu Metatron bir grup Kızılderili ile dağlarda mı saklanıyor?
O Metatron está aqui.
Metatron burada.
- Metatron?
Metatron?
Este é o Metatron?
Metatron bu mu?
Metatron é um anjo.
Metatron o bir melek.
- Este é que é o Metatron?
Bu Metatron.
- Não sou como eles.
Metatron bu mu? Ben onlardan biri değilim.
- És o Metatron?
Sen Metatron musun?
O Metatron? !
Meşhur Metatron?
Metatron! Marv!
Metatron, Marv.
- Metatron?
- Metatron?
A Naomi levou o Metatron.
Naomi Metatron'u kaçırdı.
- Como é que conheces o Metatron?
Metatron'u nereden biliyorsun?
O Metatron?
Metatron, deliliklerle dolu adam.
- Onde está o Metatron?
Dean? Metatron nerede?
O Metatron está a tentar fazê-lo.
Metatron cenneti düzeltmeye çalışıyor.
O Metatron não quer arranjar nada!
Metatron hiçbir şeyi düzeltmeye çalışmıyor.
- Vi-o na cabeça do Metatron.
Metatron'un zihninde gördüm.
O Metatron foi neutralizado.
Metatron etkisizleştirilmiş durumda.
- O Metatron mentiu.
- Metatron yalan söyledi.
Graças ao Metatron, temos milhares de malucos, por aí perdidos.
Metatron'un sayesinde gücünü kaybetmiş, aklı karışık birkaç bin tanesi dünyada geziyor.
Tens de focar-te na tabuleta dos Anjos para ver se descobres algo sobre o feitiço que o Metatron usou para esvaziar o Paraíso.
Bak bakalım Metatron'un cenneti boşalttığı büyü ile ilgili bir şey bulabilecek misin?
Metraton está a tentar consertar o céu.
Metatron cenneti düzeltmeye çalışıyor.
Metraton não está a tentar consertar nada.
Metatron hiçbir şey düzeltmeye çalışmıyor.
Metatron. Ele pegou a minha Graça
Metatron, özümü aldı.
Eu tenho os meus. Vamos falar do teu parceiro Metraton
Dostun Metatron hakkında konuşalım.
Eu não sei nada sobre o feitiço do Metraton.
Metatron'un büyüsü hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Todos sabemos que ajudas-te o Metatron a entrar no céu, colaboraste com ele.
Metatron'a cennete girmek için yardım ettiğini biliyorum. Onunla iş birliği yaptın.
A maioria do proto-Elamita é abstracto, mas fui capaz de decifrar uma frase das notas do Metatron.
Yeniden düzenlenen Elam soyut bir yazı ama Metatron'un notlarından bir bölümü çözmeyi başardım.