Translate.vc / Portekizce → Türkçe / México
México Çeviri Türkçe
5,607 parallel translation
Mas e se formos para o México?
Meksika'ya gitsek nasıl olur peki?
E se formos para o México e escalarmos aquele trilho no monte Ajusco?
Meksika'ya gidip, Ajusco Dağ'ına tırmanmaya ne dersin?
É ela que me está a chamar para o México.
Beni Meksika'ya çağıran kişi de o.
- O que vem fazer ao México? - Férias em família.
Aile tatili.
Se esta viagem ao México provou alguma coisa, foi que tem de ser sempre ele a tomar as decisões.
Bu Meksika gezisinin kanıtladığı tek şey, kararları alacak kişinin o olması gerektiği.
- Uma vez que estamos no México, faz sentido que estas coisas sejam maias ou astecas.
Meksika'da olduğumuza göre, bu şeylerin Maya veya Aztek olması mantıklı olur.
Estava a ajudar um tal de ranger Gonzalez em relação a uma série de mortes sangrentas ao longo da fronteira dos Estados Unidos com o México.
Gonzalez adında bir korucuya danışmanlık yapıyordum. Amerika Meksika sınırı boyunca olan kanlı seri cinayetler hakkında.
Sonhei que o Earl tinha sido alvejado e eu tinha ido para o México à procura de uns tipos.
Rüyamda Earl'in vurulduğunu gördüm ve adamların peşinden Meksika'ya gittim.
O Graham estava no México a substituir a mercadoria.
Graham, Meksika'da zulasını yeniliyormuş.
Boa sorte para tirares isso do México.
Cesetleri Meksika'dan çıkartmakta iyi şanslar size.
Estão no México.
Meksika'dalar.
Ia entrar numa cena de fraturação no México.
Meksika'daki bir kaya sondajı işletmesine girecektim.
Ias a caminho do México para começares a tua vida.
Meksika'ya gidiyordun, göze batmadan kendi işini başlatacaktın.
- O que fazem no México?
- Meksika'da ne çeviriyorlar?
Ouve lá uma coisa, amigo, no México tudo está à venda.
Sana bir şey söyleyeyim dostum. Meksika'da her şey satılıktır.
Não sei bem o que os meus irmãos foram fazer ao México.
Ağabeylerimin Meksika'da neler çevirdiğini... -... aslında bilmiyorum.
- Só sabia que era no México.
Tek bildiğim Meksika idi.
- Nem sabe onde estão no México?
- Meksika'nın neresinde olduklarını bile söyleyemiyor musun?
São as mesmas leituras que o Dr. Selvig e Dr. Foster detectaram no Novo México e em Londres.
Doktor Selvig ve Doktor Foster'ın New Mexico ve Londra'da ölçtüğü değerlerle aynı.
Não tenho um nome, mas posso confirmar que esteve no Novo México a lutar ao lado do Thor e dos amigos dele.
İsim bulamadım ama New Mexico'da olduğunu doğruladım. Thor ve dostlarıyla birlikte savaşıyordu.
Vi-a a lutar no Novo México com o Thor.
Thor'la birlikte New Mexico'da savaşırken görmüştüm.
Descobrimos uma grande carga aérea para o México.
Meksika'ya yüklü bir bilet parası harcamış.
O único motivo de andar a agir assim é... por ter planeado uma viagem ao México para o Dia dos Namorados.
Son zamanlarda garip davranmamın tek sebebi sevgililer gününde Meksika'ya bir tatil planladığım içindi.
Ao México?
Meksika mı?
México, eu e tu?
Meksika, sen ve ben mi?
Gabe, eu nunca fui ao México.
Gabe, ben hiç Meksika'ya gitmedim.
Ele estava a planear uma viagem para o México...
Çek ellerini üzerimden. Sorun değil. Meksika'ya gezi plânlıyormuş.
É um medicamento experimental, disponível apenas na Europa e no México. Usado para tratar pessoas em fases terminais de demência vascular.
Sadece Avrupa ve Meksika'da satılabilen, bunama tedavisinde kullanılan henüz deney aşamasında olan bir ilaçmış.
O Det. Paul foi ao México com mãe para comemorar o aniversário.
Dedektif Paul annesini doğumgünü olduğu için Meksika'ya götürdü.
Há três dias atrás, a Ana foi encontrada morta na cidade de fronteira, Arquero, no México.
Üç gün önce, Ana ölü keşfedildi Arquero, Meksika sınır kenti içinde.
Eu fui até Arquero, no México.
Ben Arquero, Meksika'ya olmuştur.
Não pode ser coincidência. Doc, foi até ao México e estamos a trabalhar no mesmo caso.
Doktor, ve biz aynı davada çalışıyoruz aşağı Meksika'ya bütün gitti.
No México e na prisão.
Meksika daki hapishane de
Um ataque simultâneo aqui, no México, e ao "El Mozo" na prisão.
Aynı anda Meksika ya ve, Hapisanedeki EL MOZO ya saldırmalıyız.
Estamos a verificar o Oeste, do Alasca até ao México.
Manitoba'nın batısını araştırıyoruz, Alaska'dan Meksika'ya.
"... uma empresa tão envenenada por lucros que até mesmo as poucas almas boas que ainda se lembram porque vieram para a área da saúde, são silenciadas "... ele viajou para o México, começou a surfar, e assentou em Baja,
"Bu şirket kar etme isteğiyle öyle zehirlenmiş ki, neden sağlık sektöründe olduğunu hatırlayan birkaç iyi ruhu susmaya mahkum ediyor." Sonra Meksika'ya gitmiş, sörf yapmaya başlamış, Baja'ya yerleşmiş.
Eu. Vou ao México.
Meksika'ya gideceğim.
Para o México, sim.
Meksika.
Que tal o México?
Meksika nasıldı?
Esta cena no México, esquecido no deserto como fiquei, eu sabia que era a minha única hipótese.
Meksika'daki gerginlikten çölde öyle terk edildikten sonra tek fırsatım olduğunu biliyordum- -
Bem, menos para o México.
Meksika dışında ama.
Detesto o México.
Meksika'dan nefret ediyorum.
O México?
Meksika mesela?
- O México.
- Meksika.
É por isso que vão para o México?
Bu yüzden mi Meksika'ya gidiyorsunuz?
- O que vem fazer ao México?
Meksika'ya gidiş gayeniz nedir?
Estamos no México.
Meksika'dayız.
Aproveitem o México.
Meksika'nın tadını çıkartın.
Devia ter-te contado sobre o México.
Sana Meksika'yı söylemeliydim.
- O México, o café...
Meksika, kahve...
ARQUERO, MÉXICO
♪