Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Nail
Nail Çeviri Türkçe
388 parallel translation
Elevaria um escravo à posição de médico do Governador?
Bir köleyi Vali'nin doktoru olma şerefine nail eder misin?
Irá ter o prazer de a conhecer.
Gelecekte bir zaman onunla tanışma zevkine nail olacaksınız.
Senhores, todos conhecem a Miss Marsden, julgo eu.
Baylar, hepiniz sayın Bayan Marden'le tanışma şerefine nail olmuştunuz, sanırım.
O Conde Rakonin solicita o privilégio de lhe falar, Sua Alteza.
Kont Rakonin sizinle konuşma şerefine nail olmak istiyor efendim.
Se forem todos como você, não têm hipótese de ganhar a guerra.
Senin gibiler yok burada, bu savaşı kazanma şansına nail olamayacaksın. Göreceğiz.
Há muito que ansiava por ter este prazer.
Ben de bu şerefe nail olmak istiyordum.
Não tive o prazer.
- Ne yazık ki henüz o zevke nail olamadım, oturmaz mıydınız?
Tive a honra, senhor, de servir com Bedford Forrest.
Bedford Forrest'a hizmet etme gururuna nail oldum.
Acho que não fomos apresentados.
Maalesef o zevke nail olmadım.
Tive o prazer de prender o seu cliente há um ano.
Bir yıl önce, müvekkilinizi tutuklama şerefine nail olmuştum.
Tens a certeza que mereço tal honra?
Böyle bir şerefe nail olmaya lâyık olduğuma emin misin?
Receberá todas as honras, para si e os seus.
Her türlü onura nail olacaksın.
Soldados, estão reunidos aqui, nas planícies de Axios... por meu pai, Felipe... para serem levados à maior glória e riqueza... que nenhum exército, desde que o mundo existe... até hoje alcançou.
Askerler, burada, Axios'un bu düzlüklerinde babam Philip tarafından bir araya getirildiniz. Dünya kurulalı beri hiçbir ordunun daha ulaşamadığı, en büyük şerefe ve zenginliklere nail olmak için topladı sizleri.
- Ainda não tive o prazer.
- Daha bu şerefe nail olamadım.
Cavalheiros... que posso eu dizer raramente um homem alcança esta digna posição de coronel honorário temporário.
Baylar, ne diyebilirim ki? Geçici fahri albaylık gibi bir mertebeye erişmek bir erkeğe her zaman nail olmaz.
Não, não tive o prazer.
Hayır, henüz o şerefe nail olmadım.
e me permitiu ser organista da Igreja Matriz, honrado com a benevolência de Sua Excelência.
Şu anda ne olduysam onun sayesinde. Bir kilise orgcusu. Ekselanslarının ilgisine nail olmuş biri.
Hoje à noite vai preparar o terreno e terá a honra de ser o primeiro em contacto com o inimigo.
Bu gece, araziyi düzenleyeceksin. Ve düşmanla ilk teması kuran kişi olma şerefine nail olacaksın.
- Há cura para roer as unhas?
- ls there a cure for nail biting?
Ainda não teve a honra de conhecer Vossa Majestade.
Henüz Haşmetmeapla tanışma şerefine nail olmamıştı.
Tens o raro privilégio atribuído aos chefes executivos dos estados e nações.
Ancak devlet başkanlarına verilen bir ayrıcalığa nail oldun.
Tens o privilégio de devolver a vida de um ser humano através dum terno acto de misericórdia.
Merhametinle bir insanı hayata döndürme ayrıcalığına nail oldun.
Posso também ter a honra de servir o chá? Sim, obrigado.
Çay sunma onuruna nail olabilir miyim?
Meu nome é Ratchett. Tenho o prazer de falar com HercuIe Poirot?
Acaba Bay Hercule Poirot ile mi konuşma şerefine nail oldum?
Glória a Deus nas alturas, e na Terra, paz e boa vontade entre os homens.
Tanrı katına nail olalım... Ve insanoğlu dünyada barış ve alçak gönüllülükle yaşasın.
Com quem tenho a honra de falar?
Kiminle konuşma şerefine nail oluyorum?
A quem tenho a honra de falar?
Kiminle konuşma şerefine nail oluyorum?
Um ano volvido, aos 15 de Junho... do ano de 1773... era dada a Redmond Barry a honra de conduzir ao altar a Condessa de Lyndon.
Bir yıl sonra, haziranın 15'inde... 1773 yılında... Redmond Barry, Lyndon Kontesini kiliseye götürme şerefine nail oldu.
Tenho a honra de me dirigir à viúva do grande Agripa?
Yüce Agrippa'nın karısına hitap etme şerefine nail olabilir miyim?
Bem, vocês os quatro têm a duvidosa honra de terem sido escolhidos entre mais de 200 candidatos a este seminário.
Siz dördünüz nasıl olduysa 200 kişi arasından bu seminer için seçilme şerefine nail oldunuz.
Estou aqui por tê-lo mandado para a prisão?
Seni hapse yolladığım için bu şerefe ben mi nail oldum?
Em reconhecimento dos seus conhecimentos e liderança, e do seu carácter exemplar, é com muito prazer que lhe atribuo a patente de Cadete-major, com todas as responsabilidades e privilégios associados.
Ve öğrenciliğinizin, liderliğinizin, örnek karakterinizin tanınması adına... Öğrenci Binbaşısı rütbesini tüm sorumluluk ve ayrıcalıklarıyla size sunmak onuruna nail oluyorum.
Quantos chulos fazem isso?
Kaç pezevenk buna nail olabilir?
Com este anel... prometo ser fiel a voce.
... nail olmak istiyorum. Sana hep hakikatli olacağım.
- Não honrei a mula do meu vizinho.
- Ben hiç komşumun kıçına nail olamadım. - Ateşi yakın!
Mas já tivemos o prazer de conhecer o Dr. Roylott.
Fakat biz zaten Doktor Roylott'a tanışma şerefine nail olduk.
Eu estou muito agradecido por ter tantos convidados ao jantar. Esta é uma noite importante para mim e para toda a familia Lobas.
Bu gece burada birçok misafir ağırlama şerefine nail olduğum için onur duydum.
- Julgo não ter tido esse prazer.
- O şerefe nail olduğumu sanmıyorum. Aksine.
Estamos gratos pelo privilégio de o termos conhecido, pois creio que todos nós ficámos enriquecidos com o exemplo que ele nos deu.
Onu hayatımızda tanıma şerefine nail olmanın gururunu yaşıyoruz. İnanıyorum ki hepimiz, onunla olduğumuz anların hayatımıza değer katıp onu yücelttiğinde hem fikiriz.
Mas não fui bem eu que fiz... as honras.
Sadece gerçek şerefe nail olan... ben değildim.
Não. Lamento. Ainda nunca tive esse prazer.
Hayır, üzgünüm, daha o şerefe nail olamadım.
Os miúdos não se importam se estou vivo ou morto, por isso, tem de ser o Buck.
... nail olan başka birisi çıkmadı.
- Não, por acaso nunca conheci.
- Bu şansa hiç nail olamadım.
O "54 -" do Massachusetts solicita a honra de liderar o ataque ao forte Wagner.
54. Massachusetts Alayi öncü kuvvet olma şerefine nail olmak istiyor.
Posso ter o gosto de saber o teu nome antes de te trespassar?
Seni kılıçtan geçirmeden önce adını öğrenme şerefine nail olabilir miyim?
Uma raça andrógina, os J'nail, nos contatou para pesquisar o misterioso desaparecimento de uma nave auxiliar.
Çift cinsiyetli bir ırk olan J'naii ile, gizemli bir şekilde kaybolan mekiklerinin akıbetini araştırmak için... bağlantıya geçtik.
Riker e a piloto j'nail vão medir o buraco do espaço nulo.
Komutan Riker ve J'naiili pilot... sıfır-uzay cebini haritalandıracak.
Talvez eu queira guardar esse prazer para mim, um dia.
O zevke bir gün ben nail olmak isteyebilirim.
Ninguém tem tal distinção.
Kimse bu şerefe nail olmamıştır.
Eu zelarei aqui por ser o último Vice-Rei britânico...
Bu onurlu törene nail olacak son genel valinin ben olmasını sağlamaya geldim.
- Julgo não ter tido esse prazer.
- O şerefe nail olduğumuzu sanmıyorum.