Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Naples
Naples Çeviri Türkçe
57 parallel translation
podes parar com isso e deixas de me chatear?
Naples'a gidersin.
Sabes, em Nápoles costuma-se dizer...
Bilir misin, Naples'da bir söz vardır.
Mas amanhã ainda o conduzo, porque a Doris quer ir a Naples.
Yarın getiririm. çünkü Doris, Naples'a gitmek istiyor.
Abdicando de jantar e de dormir, estava de volta à casa funerária para examinar um tal de Sr. Paul Lombardo, de Naples, na Florida. Coração.
Yemek yemek ve uyumak yerine cenaze evine geri dönmüş, Naples, Florida'dan gelen Bay Paul Lamabardini'nin cesedini inceliyordum.
- Sou de "Naples".
- Ben de Nepal.
"Naples", Florida.
Nepal, Florida.
E agora Naples.
Ve Napoli'ye bağlanıyoruz.
O que é fixe é que a personagem é de Nápoles, certo?
İlginç olan ise karakter Naples doğumlu, değil mi?
Tenho uma morada em Naples.
Adresi Naples'ta bir yer.
Naples - na Rota 45.
Naples. Route 45.
Mas, sabe? Aposto que ninguém vai no Naples, e ninguém sabe nada sobre panzorotti.
Biliyor musun, bahse girerim kimsenin Napoli'den haberi yoktur ve kimse panzorottinin ne olduğunu bilmiyordur
E disse-lhe, quero ver as tuas "Naples". ( mamas )
Ona naplesi * görmek istediğimi söyledim.
Está agora no Museu Arqueológico de Nápoles.
Bu eser şu anda Naples Arkeoloji Müzesinde,
Foi em Nápoles, Itália.
Naples, Italya'da oldu.
Vive em Naples, Florida.
Florida, Naples'ta yaşıyor.
Naples fica a quanto?
Naples buradan...
Naples, aqui vou eu.
"Bekle beni Naples, geliyorum."
Há quanto tempo vive em Naples?
Ne zamandır Naples'tasın?
A Lila foi comigo a Naples, como minha madrinha.
Lila benimle Naples'a geldi, danışmanım olarak.
- Porque precisavas dela em Naples?
Naples'a kadar gelmesi neden gerekti?
Encontrei o homem que a matou, em Naples.
Naples'tayken, onu öldüren adamı buldum.
Lamento você mandou tudo isso para nossa filial de Nápoles.
Naples şubemize kadar gelmenize üzüldüm.
Foi apanhado há uns tempos a vender Vicodin roubado num barco de Naples.
Eskiden, Napoli'de bir gemide, vicodin sattığı için tutuklanmış..
Está numa coisa qualquer de professores em Naples.
Naples Kasabası'nda derslerle ilgili bir işi varmış.
A minha mãe é de Napoli os meus avôs são de Borno e tenho primos em Palermo.
Annem Naples'li. Büyük büyük babamlar Livorno'da yaşıyor. Ve kuzenlerim Palermo'da.
Confirmei o seu navio, o Maria Crowther, navega para Nápoles.
Gemini ayarladım, Maria Crowther, Naples'dan kalkıyor.
O John chegou a Nápoles.
John Naples'a ulaştı.
A namorada de longa data de Aldous e a mãe do filho destes, Naples, a modelo e "pop star" Jackie Q.
Aldous'un uzatmalı sevgilisi ve oğulları Napoli'nin annesi manken pop yıldızı Jackie Q.
O Naples é um querido.
Napoli herkesin sevgilisi.
É o Naples.
O... eee...
- O Naples não é teu filho.
- Napoli senin oğlun değil.
- Naples?
- Napoli?
Sim, porque se ela não fosse tão terrível, Naples, por que teria ela despedaçado o meu coração?
Evet, çünkü berbat biri olmasaydı, Napoli kalbimi paramparça etmezdi.
Querida, devíamos ir ter com o Naples.
Bebeğim? Napoli'nin yanına dönmeliyiz artık.
Ela vai casar-se com o Lars Ulrich e o Naples não é meu filho.
Lars Ulrich'le evlenecekmiş, Napoli de gerçek oğlum değilmiş.
Estás bem, filho? O Naples está aqui.
İyi misin, gün ışığım?
Disseste que há um seminário em Naples.
Naples'ta seminer olduğunu söylemiştin.
Mas claro que arranja Mozzarela fresca de Nápoles, todos os dias.
Ama o, Naples'tan her gün taze mozzarella peyniri alıyormuş.
Nunca fui a Nápoles, mas ouvi dizer que é linda.
Naples'a hiç gitmedim. Ama güzel olduğunu duymuştum.
Não há gastronomia como em Nápoles.
Naples'ın yemekleri gibi yoktur.
Nápoles...
Evet, evet... Naples...
A ver a bela arquitectura de Milão, de Veneza e Nápoles.
Milan, Venice ve Naples'taki o harika mimari yapılara gittiğimizi...
- Para onde é que vai, Ina?
Naples, Florida.
- Naples, Flórida. O Ben e eu temos um lindo apartamento de três quartos.
Ben ile ikimizin harika bir üç odalı rezidansımız var.
Mas o táxi vai para Naples.
Ben çok fena acıkmıştır.
Ele está a ir na direcção norte da Naples.
Nichols'tan aşağı iniyor. Çevreyi tutun.
Se Girolamo não é mais capaz, então... talvez... o Rei Ferrante de Naples sirva-te melhor.
Girolamo artık işine yaramıyorsa belki de Napoli Kralı Ferrante sana daha iyi hizmet eder.
Não devia ter ido a Nápoles.
O halde Naples'a gitmemeliydin.
Ainda não fez cair a sua potencial capacidade de destruição sobre a população assustada de Naples a Fort Myers.
Sert rüzgâr ve şiddetli yağmur, kıyıdaki yerleşim bölgelerini etkisi altına aldı.
Está à espera de um autocarro para Naples?
Naples'a gidecek bir otobüs mü bekliyorsun?
O autocarro não vem, Ina.
Ama bu taksi Naples'e gidiyor.