Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Nickel
Nickel Çeviri Türkçe
30 parallel translation
Ouçam, eles não importam.
Hey, Bak, Onlar nickel ve diming.
Chamo-me Harold, estou a ligar do Wooden Nickel.
Ben Wooden Nickel'den Harold.
Níquel.
Nickel.
Cerveja barata no Doger Stadium.
Nickel Bira Gecesi'nden... Dodger Stadyumu.
Eu vejo invasores. Irlandeses, que fazem por um'nickel'[5 cents ] aquilo que os pretos fazem por um'dime'[ 10 cents ] e que um branco costumava fazer por um'quarter'[ 25 cents].
İrlandalılar, beyaz adamın çeyrek dolara zencilerin on sente yaptığı işi beş sente yaparlar.
Que duas moedas, quando juntas, dão 30 cêntimos e uma não é um nickel? - Fomos à "bibioteca."
- Kütübaneye gittik.
Não. A resposta correcta é 25 cêntimos e um nickel.
Hayır, cevabı, bir 25 sent ve bir de 5 sent.
Não, porque disseste que uma não era um nickel.
Hayır, çünkü sen birisi 5 sent değil demiştin.
Usem moedas.
5cent ( nickel ) kullanın.
Repara nisto... uma moeda Buffalo Nickel.
Şuna bak, madeni para.
- O que foi agora? Diz aqui que a Nickel's Hardware vai abrir falência.
Nickel Hardware'in greve gideceği yazıyor.
fora a tia Lily quem descobrira o anuncio na capa traseira da Thrifty Nickel num breve momento de algo que se assemelha ao instinto maternal.
Annelik içgüdüsüne benzeyen bir demet şeyin hızla gelip geçmesiyle sarı sayfalardaki ilanı bulan.. ... Lily teyzeydi.
"12 full ounces, that's a lot" "Twice as much for a nickel, too"
12 tam şişe, bu çok fazla 12 tam şişe, bu çok fazla paranın yeteceğinden bile fazla paranın yeteceğinden bile fazla
Sabias que a palavra "pumpernickel" vem do alemão "pumper" e "nickel", que se traduz frouxamente para "diabrete porco"?
Çavdar kelimesinin Almanca "pompacı" ve "nikel" kelimelerinden türediğini ve "yellenen cin" anlamına geldiğini biliyor muydun?
Um nickel ( = 5 Cêntimos ).
Nickel.
Sabias que o Rusty Nickel fechou?
Hey, Rusty Nickel'in kapandığını duymuş muydun?
Congratulam-se pelo Promotor ter recusado indiciar o seu cliente pelo recente incêndio num dos edifícios de John Nickel.
Savcının müvekkilleri aleyhindeki Nickel Binalarının birindeki silahlı çatışmadan ileri gelen suçlamaları geri çekmesinden memnuniyet duyduklarını söylediler.
John Nickel é um dos mais ricos construtores de Starling City.
John Nickel, Starling City'deki en varlıklı şehir planlamacılarından biri.
Esta noite, Felicity, riscaremos o Sr. Nickel da lista.
Yani bu akşam Felicity Bay Nickel'in adını listeden sileceğiz.
O exterior do tribunal onde esta tarde foi libertado Nickel não estava muito tenso.
Nickel'in bu öğleden sonra salıverildiği mahkemenin önündeki manzara şaşırtıcı bir yoğunlukta değildi.
Parece que o Nickel está noutra lista.
Anlaşılan Nickel bir başkasının da listesindeymiş.
Felicity, preciso que descubra tudo o que puder sobre o Nickel.
Felicity, Nickel hakkında elinden geldiğince çok şey bulmanı istiyorum.
De qualquer modo vai riscar o Nickel da lista?
Yani her halükarda Nickel'in defterini düreceksin? Hayır.
Moedas A e R. Cêntimos, cêntimos, outra vez cêntimos.
Nickel A ve R. On cent, on cent, on cent alay eder gibi.
Moedas A e R. Aposta o máximo que puderes em todos os jogos.
Nickel A and R. Her bahiste Maxes var. Her oyuna bahis yapılmış.
Níquel ou níquel fosco?
Nickel mi, bronz mu?
Um nickel por livro.
Ne büyük hesap.
- Sim?
- Nickel'i buldum.
- Encontrei o Nickel.
Gönderdiğim linke tıkla.
John Nickel.
John Nickel.