Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Nico
Nico Çeviri Türkçe
580 parallel translation
- Não demoro um nico.
- Bir saniye sürmez.
Don Giulio e Nicó, a sua amiga sueca.
Bunlar da Don Giulio ve Nico. İsveçli sevgilisi yakında prenses olacak.
Depois de tudo o que tenho feito por ti, estou a um nico de perder o táxi e o emprego.
Hayatım, senin işlerinle uğraşmaktan taksiyi kaybetmeme ve işimden kovulmama ramak kaldı.
Nico não pôde vir. Está no estrangeiro.
Nico yurtdışında olduğu için gelemedi.
Para Voula... Para o nosso Nico, que está no mar...
Voula için... denizdeki yavrum Nico için
- Preparem um único torpedo. - A preparar torpedo 1.
Tek atış. 1 numaralı torpido kovanını doldurun.
Ter o peito inchado de orgulho... a morte como o único destino... nà £ o temer ninguà © m, nem o sacrifà cio... tudo pela terra natal e Deus.
Korkusuz, mağrur ve tek başımıza olacağımız anları. Bunun erkekliğimizin sınanması olacağını vatan için her şeyi fedâ ederken kimseye ihtiyacımız olmayacağını söylemişlerdi.
Este é o Sr. Rico.
Tanıştırayım, Bay Nico.
Caluda, Nico!
Kes sesini Nico.
Que está a fazer?
- Sen ne yapıyorsun be? - Nico!
Foge, Nico!
Kaç Nico!
Que se passa?
- Ne oldu? - Nico!
É aquele tipo?
- O çocukla mı? - Evet Nico.
Obrigada, Nico.
Sağol Nico. Sağol
Vais escrever outra justificação para a minha falta?
Bana bir tezkere daha yazacak mısın Nico?
Jackson, Lukich e Nico são do melhor que há.
Jackson, Lukich, Nico. Hepsi de en iyilerden.
Mantém a linha livre.
Nico, bağlantıyı açık tut.
Nico, o Lincoln!
Nico, Lincoln araba!
Nico, estás bem?
Nico, iyi misin?
- Temos de ir.
- Nico, gitmemiz gerek!
Padre Tomasino, este é o Nico.
Peder Tomasino, bu Nico.
Nico, temos de ir.
Nico, gitmemiz gerek.
A propósito, quando te confessaste pela última vez?
Bu arada Nico, en son ne zaman günah çıkarmıştın?
Estás bom?
Nico, iyi misin?
- Está bem, Nico.
- Peki Nico.
São más notícias, Nico.
Durum kötü, Nico.
Estás metido num grande sarilho.
Başın dertte Nico. Çok ciddi dertte.
Nico, quem é?
Nico, bu da kim?
Como estás?
Nasılsın Nico?
Seu...
- Seni oros... - Nico!
Que fazes aqui?
Nico, burada ne işin var?
Que se passa?
Nico, neler oluyor burada?
Longe de mim queixar-me... mas a Jax anda a assaltar casas e eu, a fazer sabe-se lá o quê.
Nico, şikayet edecek değilim... ama Jax'a hırsızlık yaptırdın. Tanrı bilir bana ne yaptıracaksın.
Pergunta ao tio do Nico se teve notícias dele.
Allah kahretsin! Nico'nun amcasını ara ve ondan haber almış mı öğren.
É o Nico.
Bu Nico.
Tens de fazer o que eles dizem.
- Vazgeçmen gerek Nico. - Söyle ona Sara.
Mas esse teu orgulho pode matar-nos a todos.
Ama Nico, o gurur hepimizi öldürebilir.
Nem mesmo tu consegues acertar a esta distância.
Onu bu mesafeden vuramazsın bile Nico.
Pára, Nico!
Bir dakika Nico.
Não temos tempo.
Nico, şimdi buna zamanımız yok.
Para o chão, Nico!
Eğil Nico!
Diz alguma coisa.
Bir şeyler söyle. Nico?
Estamos em frente à casa do agente de polícia Toscani.
Polis Çavuşu Nico Toscani'nin evi önünde bulunuyoruz.
- Nico, o Senador...
- Bu Senatör Harrison. Nico Toscani.
"No seu primeiro frente a frente, Nico Della Guardia"
" İlk yüz yüze karşılaşmalarında, Nico Della Guardia...
Devia tê-lo demitido, quando demitimos o Nico.
Nico'yu kovduğumuzda onu da kovmalıydım.
São tão chegados : O nariz do Molto sai do umbigo do Nico.
O kadar yakınlar ki göbekleri beraber kesilmiş zannedersin.
Pressiona qualquer caso.
Raymond her dava için bastırır, Nico.
O Nico está a comer-me vivo.
Nico, bu davayla beni bitirdi.
Avança, Nico.
Haydi Nico.
A irmã Mary.
- Merhaba Nico.