Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Nm
Nm Çeviri Türkçe
9,666 parallel translation
Pronto, o meu depoimento foi adiado. Fantástico...
İfadem erkene alınmış.
- Não te tinham roubado o telemóvel?
- Telefonun çalınmıştı hani?
A Lucy foi desactivada pela Julie Gelineau.
Lucy, Julie Gelineau tarafından görevden alınmış.
Impressões digitais do Super-Homem no local da morte de Stone.
Stone'un öldürüldüğü yerde çeliğe kazınmış Superman'in parmak izleri.
Baseado no tamanho da pélvis e na granularidade uniformemente áspera desta superfície auricular, a vítima é mulher, entre os 30 e os 33 anos.
Leğen kemiği boyutu ve bu arüküler yüzeydeki kaba taneciklenmeye bakılırsa maktul 30'lu yaşlarının başında bir kadınmış.
Um exército com uma mente colectiva controlada por MODOK é a única forma de destruir os Avengers. E controlar o mundo!
İntikamcılar'ı yok etmek ve dünyayı kontrol altına almanın tek yolu M.O.D.O.K. tarafından akılları kontrol altına alınmış bir ordu oluşturmaktır.
A decisão de trazer o Lange para Oahu foi tomada há 72 horas.
Lange'ı Oahu'ya gönderme kararı 72 saat önce alınmış.
Uma bela mulher, ela.
Güzel kadınmış.
Não foi comprado em lojas.
Bu hazır alınmış bir şey değil.
- Recuperámos duas armas com números de série apagados e sem registos.
İkisinin de seri numaraları kazınmış, ve balistik eşleşme yok.
Passagens compradas no guiché da companhia, em dinheiro.
Bütün biletler havaalanı gişelerinde nakit parayla alınmış.
O Sr. Duncan também foi comprado e indemnizado?
Bay Duncan'ın da hayatı satın alınmış.
Foi rastreada até a um comerciante privado numa mostra de armas em Virgínia.
Virginia'daki bir silah dükkânından alınmış.
Bem, o sapato esquerdo que fez esta pegada está desgastado na sua ponta interna, então...
Sol ayakkabısının izinin iç kısmı aşınmış.
Disseram-me que vocês... são amigos chegados.
Ama çok yakınmışsınız gibi bir izlenim var.
Os outros são oficiais que fugiram para a sala de pânico.
Altı üst düzey yetkili ise bir panik odasına sığınmış durumdalar.
Foi uma transmissão exterior, enviada automaticamente um minuto depois da explosão.
Patlamadan 1 dakika sonra otomatik olarak gönderilen harici bir yayınmış.
Último contacto há pouco mais de 24 horas.
En son 24 saat önce haber alınmış.
Imagina um mundo livre da hipocrisia violenta e da opressão dos puritanos. Um novo mundo que celebra o poder da natureza, liberdade de pensamento, crença e sentimento.
Bir dünya düşün ki içinde zalim iki yüzlüler yok, ve yobazların baskısı yok... yeni bir dünya ki doğanın gücünü kutluyor, düşünce, inanç ve hislerden özgür kılınmış bir dünya.
Sr. Tierney, foi citado pela Associação de Críticos de TV, a dizer, "Todos os nossos episódios são retirados das manchetes."
Bay Tierney, Television Critics Association tarafından şöyle bir alıntınız yapıldı : "Tüm bölümler gerçek yaşamdan alınmıştır."
Alguém chamado Brian, que se foi embora.
Brian adında bir çocuk. Uzağa taşınmış.
Não sei, talvez estejas a pensar na Carol.
Bilmiyorum, belki Carol beynine kazınmıştır.
Eu já tenho uma multa por conduzir embriagado. Se me apanham com a carta suspensa, vou parar à prisão.
Zaten cezam var ve askıya alınmış ehliyetle yakalanırsam hapse giderim.
Não temos seus exércitos nem seus territórios para garantir passagem segura e assistir nos cercos, acrescentando tempo e despesa a um esforço já custoso.
Onların ne ordusu ne de bölgesiyiz ablukaya alınmışlara yardımcı olacak güvenli geçişi sağlıyoruz. Süre uzarsa masraflar da katlanır.
- Parece que se mudaram há uns meses.
Anlaşılan aylar önce taşınmışlar.
Micah, entregaste um pacote no edifício da Hoffman Carter Investments ontem à noite?
Micah, Hoffman Carter yatırımlar binasından bir paket aldınmı?
Se foram roubados ontem, já estão no mercado.
Yani eğer roketler geçen gece çalınmışsa, şu anda sevkiyattadırlar.
Todos os passageiros foram feitos reféns, incluindo a Paige e o Sylvester.
Tüm yolcular rehin alınmış durumda, Paige ve Sylvester de dahil.
Não parece um amigo teu.
- Hiç de bir arkadaşınmış gibi durmuyor.
Eu sei o que vai acontecer e depois vais conduzir até casa e vais receber uma chamada de alguém, a dizer, "o seu carro foi roubado."
Sonra eve doğru yola çıkarsın, birisi telefon eder ; Ne olacağını biliyorum. "Arabanız çalınmış." diye
Há muitos, muitos Eds conhecidos no mundo, actualmente
Bu aralar Dünya üzerinde bir çok tanınmış Ed var.
Espero que isto esteja a ser gravado.
Umarım kayıt altına alınmıştır.
Bem, o pêlo dela está mais espesso, tem um pequeno brilho no olhar, e tem uma cabeça de um gatinho prestes a sair-lhe do traseiro.
Tüyleri daha kalın, gözlerinde küçük bir ışıltı var, Ve poposunu her an dışarı çıkarmak üzere olan bir yavru kedi suratı takınmış.
Não no nosso sistema, mas como parte do programa Marte 2018, todos os candidatos tiveram que fornecer amostras de ADN.
- Bizim sistemimizde değil ama Mars 2018 programı kapsamında adayların hepsinden DNA örneği alınmış.
Não, a máscara foi comprada há alguns meses, ninguém se lembra do comprador, mas foi cobrada a uma conta empresarial.
- Hayır, maske birkaç ay önce alınmış bu yüzden alan kişiyi kimse hatırlamadı ama ücreti Newton Endeavors adında...
Parece que as pantufas estão mais perto do que pensavas.
Bastonlara düşündüğünden daha yakınmışsınız gibi duruyor.
Eu sou, apenas, uma velhinha com um feto roubado.
Eğrelti otu çalınmış yaşlı bir kadınım sadece.
Embora as intenções específicas não fossem claras, parece que as vossas memórias foram o alvo.
Buna karşın belirli bir istek zor anlaşılır olmakla birlikte..... anılarınız hedef alınmış olabilir.
Senão, porque é que a manteriam atrás de algo assim?
Yani yoksa ne diye bu kadar kilit altına alınmış olsun ki?
O símbolo é de uma coisa chamada Ordem de São Dumas.
O sembol St. Dumas tarikatınınmış.
- Registei-a por abuso a idoso.
- Yaşlı istismarından göz altına alınmış.
O marido foi a primeira vítima do nosso imitador e ela foi contratada três meses após a morte dele.
Tracy Solobotkin. Kocası, kopyacının ilk kurbanıymış ve kocasının ölümünden üç ay sonra işe alınmış.
Parece que as vossas memórias foram o alvo.
Anılarınız hedef alınmış olabilir.
Estive no teu quarto quando reparei que tinhas um altar grande com velas malignas acesas, fotografias com o meu rosto todo rabiscado e um par de cuecas minhas que foram roubadas.
Az önce senin odandaydım. Ş eytani mumlar ve benim gözleri oyulmuş resimlerim ve birkaç tane de çalınmış iç çamaşırımdan oluşan mabedini buldum.
"Cabine de avião despressurizada"
"Korkunç bir şekilde basıncı alınmış uçak kabini"
- E que alguém visava.
Hedef alınmış olan biri.
A Lauren White mudou-se recentemente para Diamond Bar depois dela e o marido separarem-se.
Lauren White kısa süre önce kocasından ayrılıp Diamond Bar'a taşınmış.
- Não vamos mudar para Nova Atenas.
Yeni Atina'ya taşınmıyoruz.
Mudou para um quarto único este semestre.
Bu dönem tek kişilik bir odaya taşınmış.
- Pensei que tivesse sido roubada.
Ben de çalınmıştır dedim.
Era uma transmissão em directo.
Canlı yayınmış.