Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Nob
Nob Çeviri Türkçe
67 parallel translation
A casa da tia Lilith em Nob Hill é tão alta como aquilo?
Baba? Lilith teyzemin Nob tepesindeki evi de bu kadar yüksek midir?
16 Nob Hill?
- Nob Hill, numara 16 ne tarafta? - Merdivenlerin yukarısında, bayan.
- Elegante, de Nob Hill.
Yükseklerden, Nob Hill. Zengin züppelerden.
Está investindo milhões na renovação da mansão Wellman em Nob Hill.
Nob Hill'deki eski Wellman malikanesinin restorasyonu için milyonlarca dolar harcıyor.
Talvez tenha dado ao bar o nome de Miranda ou "Hobbes'Nob". Talvez o tenhas inspirado.
Neden benimleyken bu kadar hırslı olamadı?
Pensam que são de onde, Nob Hill?
Kendilerini ne sanıyorlar? Nob Hill'denler mi?
Ele está falando em refazer o shopping de nob hill.
Nob Hill'deki alışveriş merkezini yenilemekten söz ediyor.
Qual é o lance em nob hill?
Nob Hill meselesi ne durumda?
Ele gerencia o shopping center de nob hill.
Nob Hill'deki alışveriş merkezini işletiyor.
Encontrámo-los. Estão num hotel perto de Nob Hill.
Nob Hill yakınında bir hotelde.
De qualquer forma o que estavas a fazer sozinho num restaurante como o Nob Hill?
Tek başına Noby Hill gibi bir restoranda ne işin vardı?
Nob Hill, provavelmente.
Nob Hill'e belki.
Gobblers Nob...
Gobblers Knob...
Foi carimbo postal é terça-feira de Nob Hill.
Geçen salı Nob Hill'den gönderilmiş.
O carimbo postal tem uma semana. Nob Hill.
Bir hafta Önce Nob Hill'den postalanmış.
Tinha um apartamento em Nob Hill, fatinho e gravata, um cargo com várias secretárias, que começava a dar-me prazer, o prazer de saber que era capaz e que já não me deixava intimidar pela formatação social,
Nob Hill'de bir daire tutmuştum. Kravat ve takım elbiseyle birçok sekreterimin olduğu bir işte çalışıyordum. Bu işle elimden bir şeyler gelmesinin hazzını yaşamaya başlamıştım.
Não és exactamente a Nob Hill, pois não?
Nob Hill gibi değil, doğru mu?
Estou em... Nob Hill.
Nob Hill'deyim.
NOB HILL São Francisco - 1960
SAN FRANCISCO Nob Hill - 1960
Eu trabalhava na Barnes Nob...
Eskiden Barnes Nob'da çalışırdım...
115 Nob Hill.
115 Nob Hill.
O Grand Hotel de Nob Hill vai enviar um carro para me vir buscar.
Knob Hill Grand Otel bana bir araba gönderecek.
Isso seria a Nob Hill.
O yer Nob Hill olmalı.
Sabiam que "nob" é uma expressão? Que significa rico ou afortunado.
Nob'un argo bir kelime olup zengin ya da varlıklı anlamına geldiğini biliyor muydun?
Também pejorativamente conhecido como Nob Hill.
Ayrıca dalga etmek için de Snob Hill denirmiş.
Mas o jipe provavelmente irá queimar por causa da embreagem.
Nob Hill'i deneyebiliriz ama muhtemelen cip bunu kaldıramaz.
Os agentes do Departamento de Actividades ExtraNormais ( DAE ) estavam a bordo e a bomba explodiu.
Uçakta NOB ajanları vardı ve bomba patladı.
Bem vinda ao DAE.
NOB'a hoş geldin.
O DAE monitoriza e protege a Terra da presença de extraterrestres ou... de invasores.
NOB Dünya'yı dünya dışından gelen canlılar ve / veya istilalara karşı koruyor.
Bem-vinda ao DOE. Protegemos a Terra das invasões extraterrestres.
NOB'a hoş geldiniz biz dünyayı, dünya dışından gelen istilalara karşı koruruz.
O DEO requer uma rigorosa avaliação física e psicológica, para todos os agentes operacionais.
NOB, tüm ileriye dönük saha ajanları için çok güçlü fiziksel ve psikolojik değerlendirmeleri şart koşar.
Quando entrei para o DEO, passei 12 horas por dia, durante 5 meses seguidos, nesta sala.
NOB'a katıldığım zaman beş ay boyunca 12 saatimi bu odada geçirdim.
Apenas o DEO sabe que isso me pode prejudicar.
Sadece NOB bana zarar verebileceğini biliyor.
Bem, talvez não sirva mesmo para o DEO.
Belki de NOB kumaşı taşımıyorumdur ben.
Ou isso também é contra as regras do DOE?
Yoksa bu da mı NOB kurallarına aykırı?
Pela forma como lidei com a situação no DOE.
NOB'da olan şeyler için.
Precisam de mim no DOE.
NOB'da bana ihtiyaçları varmış.
Se algo acontecer aqui, faço o quê, Bob?
Ve burada bir şey olursa, ben ne Nob?
Mas em segredo, trabalho com a minha irmã adotiva no DOE para proteger a minha cidade de quem possa querer prejudicá-la.
Ama gizlice, şehrimi uzaylılardan ya da zarar verebilecek her türlü şeyden korumak için üvey kardeşimle birlikte NOB için çalışıyorum.
É tudo o que tu e o DOE estão a fazer com o Max.
Sen ve NOB'un Max'e yaptığı her şey.
James, eu compreendo-te. Mas não é o teu trabalho preocupares-te com a filosofia do DOE.
James, seni anlıyorum ama NOB ahlakı için endişelenmek senin işin değil.
Não é com a filosofia do DOE aquilo que me preocupa.
Endişelendiğim şey NOB ahlakı değil.
Precisamos de ti no DOE.
- NOB'da sana ihtiyacımız var.
Não devíamos de lixar o DOE.
NOB ile uğraşmamak gerek.
Tu sabes do DOE?
NOB'u biliyor musun sen?
Mas não disse que era o DOE.
Ama NOB olduğunu söylemedim.
Como é que sabem se eu vou expor-vos, o DOE e todas as peripécias para o mundo quando sair deste lugar?
Buradan çıkar çıkmaz seni, NOB'u ve tüm oyunlarınızı, tüm dünyaya ifşa etmeyeceğimi nereden biliyorsun?
MONO está a espairecer.
NOB soluklanmaya gidiyor.
Sou o Rei de Nob Hill!
Ben Nob Hill'in kralıyım!
Parece que vou para Nob Hill.
Pekâlâ, görünüşe bakılırsa Nob Hill'e gidiyoruz.
Sim, sim, podemos experimentar em Nob Hill.
Evet, evet.