Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Nòs
Nòs Çeviri Türkçe
61 parallel translation
Cà entre nòs, Sheila, adoro cada vez que se engana.
Sır olarak Sheila, her hata yaptığında çok seviniyorum.
Cà entre nòs, engano-me pelo mesmo motivo.
Sır olarak, ben de aynı sebepten hata yapıyorum.
Muitos de nòs têm passatempos.
Bizim çocukların çoğunun hobisi var.
E no regresso, vimos pegadas... e percebemos que alguém passara muito perto de nòs.
Tekrar yola koyulduğumuzda ayak izleri görmüştük. Az önce birilerinin oradan geçtiğini anlamıştık.
Nòs seguimo-los enquanto caminhavam...
Onların arkasında oğlumla...
- Mas ainda não. Não para nòs.
- Ama bizim için henüz erken.
Acredita em nòs.
İlişkimize inan.
Quem pensaria, ao olhar para nòs, que temos o mesmo problema?
Sorunumuzun aynı olduğu kimin aklına gelir?
Fanny, eu... Tive 1 8 meses para pensar em nòs.
Fanny, ben... 18 ay boyunca bizi düşündüm.
Tive os mesmos 1 8 meses, e nunca pensei em nòs.
Benim de 18 ayım vardı, ama bizi hiç düşünmedim.
Têm de ser homens como nòs.
Bizim gibi erkek olun.
Nòs também temos fome.
Biz de açız burada.
Queres juntar-te a nòs?
Kulübe katılır mısın?
- Graças a nòs, vais dar uma "queca".
- Sayemizde düzüşeceksin.
- Não foi nenhum de nòs, Sam.
- Biz yapmadık, Sam.
Vou comprar uma colcha nova para nòs.
Yeni bir yorgan alacağım.
Sò falam de nòs.
Herkes bizi konuşuyor.
Não seria horrível se os meus pais mandassem a Polícia atrás de nòs?
Annemle babam peşimize polis taktıysa, çok kötü.
Teremos um quarto só para nòs.
Bir oda tutarız.
Cinco de nòs, querida.
Besimiz, sevgilim.
Segundo : colocou armadilhas para todos nòs.
Iki : Bize tuzaklar kurdu.
Um de nòs ficará um milhäo mais rico e outro será enforcado na câmara de gás.
Birimiz bir milyon dolar zenginlesirken birimiz idam için gaz odasïna gidecek.
Qualquer um de nòs esteve fora da sala, uma vez ou outra tendo uma boa oportunidade para cometer o crime.
Her birimiz odadan en az bir kez çïktïk. Suçu islemek için büyük bir fïrsat.
Nòs sabemos que näo é assim, näo sabemos, Miss Skeffington?
Biz farklï biliyoruz, degil mi Bayan Skeffington?
Um de nòs é um assassino furioso e näo devemos confiar.
Birimiz acïmasïz bir katil ve ona güvenemeyiz.
Gostaria que levassem esta BìbIia convosco, da minha parte, e de todos nòs.
Bu İncil'i yanınızda götürmenizi rica ediyorum benden, hepimizden.
Nòs os dois, o Capitâo espantoso e o doutor louco a falar de alcancar as estrelas e o empregado do bar a dizer-nos que jà tínhamos bebido o suficiente. 16 anos.
İkimiz, Kaptan Mükemmel ve Çılgın Doktor yıldızlara gitmekten bahsediyorduk barmen bize bakıp "daha fazla içmeseniz iyi olur" demişti 16 yıl.
E depois, Armstrong, passeou na Lua e nòs choràmos.
Ve sonra Armstrong Ay'a ayak bastı ve hepimiz ağladık. Ne kadar gurur duymuştuk.
O Congresso conseguia o seu motivo, o Presidente continua com a sua secretária e nòs ficàvamos sem programa.
Kongre istediği bahaneyi buldu Başkan hala koltuğunda ve bizim artık bir programımız yok.
claro, e tens a certeza que nòs concordamos, nâo è?
Tabi bunu kabul edeceğimizden çok eminsin, değil mi?
Bem, as criancas continuarão a ir à escola e nòs tentaremos levar uma vida normal.
Şey, çocuklar okullarına devam edecek ve biz normal hayatımızı idame ettirmeye çalışacağız.
Vocês são a verdade em todos nòs.
Sizler içimizdeki esas doğruluksunuz.
- Jà nos Iixàmos a nòs.
- Kendimizi aldattık bile.
Nenhum de nòs decidirá.
Buna sadece birimiz karar veremez.
Nòs... estamos mortos.
Biz öldük.
Gostaria de dizer que o Presidente foi uma fonte constante de coragem para todos nòs neste programa.
Belirtmek isterim ki, Başkan program dâhilindeki tüm ekibe ve bize sürekli cesaret ve destek vermiştir.
Esta missão significou tanto para ele como para nòs.
Bu görev bize olduğu kadar ona da çok şey ifade ediyordu.
Que amàveI da tua parte juntares-te a nòs!
Aramıza tekrar katılman çok hoş!
Charles Brubaker, Peter Willis e John Walker deixaram a Terra pelo seu sonho hà pouco mais de 8 meses. Nâo foram capazes de regressar para nòs.
Charles Brubaker, Peter Willis ve John Walker sekiz ay önce, hayalleri uğruna bu Dünya'yı terk ettiler Ama bize geri dönmeyi başaramadılar.
Nâo encontro a maneira adequada para expressar a nossa gratidão a estes homens pois jà nâo estâo entre nòs.
Bu üç adam için duyduğumuz minnettarlığı anlatabilmek için hiçbir yol bulamıyorum çünkü onlar artık aramızda değil.
Cabe a nòs o ônus de provar que a sua ex-mulher não é uma mãe adequada... e isso significa que terei de jogar duro.
Eski karının uygun bir anne olmadığını kanıtlamalıyız. Yani sert oynamam gerekecek.
Nòs precisamos dele!
Ona ihtiyacımız var!
Nòs temos interesses :
Orada çıkarlarımız var :
Cà entre nòs, sou o homem do Ml.6 no Panamà.
Aramızda kalsın, ben İngiliz Gizli Servisi'nin Panama'daki adamıyım.
Olhe para nòs!
Şu halimize bakın!
Os únicos homens bons da Cidade do Panamà somos nòs os dois.
Panama City'de ikimizden başka iyi adam kalmadı.
Nòs não queremos saber das explorações passadas... de um bêbedo desgastado.
İçi geçmiş ihtiyar bir ayyaşın geçmiş başarıları... üstlerimi ilgilendirmez.
Consiga o material e nòs enriquecè-lo-emos.
Bu işi kıvırırsan seni zengin ederiz.
Andavam a fazer perguntas sobre nòs.
Sağda solda bizi sormuşlar.
Eles dão cabo de nòs.
İnsanı orada eziyorlar.
Vou directamente para a Suìça abrir contas secretas para nòs os dois.
Doğruca İsviçre'ye gideceğim. İkimiz için de hesap açtıracağım.