English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Năo

Năo Çeviri Türkçe

790 parallel translation
É melhor que a hora de estudo, năo?
- Konferans salonu rahatlayacaktır. - Hayır!
- Năo! - És tu Jimmy?
- Sen misin, Jimmy?
Năo será masturbar?
Mastürbasyon yaparak yani.
Eu năo fui.
Ben değildim dostum!
Eu năo fui.
Ben değildim!
- Porque năo começamos com uma pergunta?
- Neden bir soruyla başlamıyoruz
Como dizia porque năo começamos com uma pergunta?
Ne diyorduk... Bir soruyla başlayalım.
Que se passa com ela? Năo é a rapariga que saiu do auditório?
Şu salonu terk eden kızın problemi nedir?
- Năo fui eu que ditei a sentença.
- Cümlemi bitirmemiştim daha.
Năo sei porquę, mas pressinto que o conselheiro académico năo te agrada.
Neden sanki rehberlik öğretmeninden hoşlanmadığın gibime geliyor.
Năo me digas que năo vęs por detrás da sua mascara?
Sakın bana tavırlarından anlamadığını söyleme.
Lavar o Jipe é perder tempo, năo achas?
Bu bir zaman kaybı.
Porque năo vęm no Domingo, tirar-lhe a lama?
Pazar günü gelip yıkarsınız.
Achava que a minha măe me vinha buscar, mas năo apareceu.
Beni bugün annem alacaktı, ama gelmedi.
Sr. Lombardo, năo quer que vá a pé, pois năo?
Bay Lombardo, yürümemi gerçekten istemezsiniz sanırım.
- E tu Jimmy, năo queres que te leve?
- Seni de bırakayım mı, Jimbo?
Năo há problema.
Sorun değil.
- Năo se esqueça de Domingo.
- Pazar gününü unutmayın.
- Năo me esquecerei.
- Unutmam.
Porque năo entras e tomas uma bebida?
Gelip bir içki içmez misin?
- Năo, năo me esqueci.
- Hayır unutmadım.
Quer dizer que o Mercedes năo é seu?
Yani, Mercedes de sizin değil mi?
Como costumam dizer, um pouco de trabalho năo faz mal a ninguém.
Ne derler bilirsin. "Çalışmanın kimseye zararı yoktur."
Năo se está a esquecer de nada?
Bir şeyi unutmadınız mı?
- Bem, năo podemos...?
- Sonra versem...
Năo, năo, dá-me um minuto.
Hayır hayır, bir dakika bekleyin, tamam mı? .
O seu filho ou filha, năo assistiu hoje ŕs aulas.
Oğlunuz ya da kızınız bugün okula gelmedi. Pazartesi...
Se năo te dedicasses a perseguir raparigas no clube do iate, tinhas vindo... Năo me digas que vais comer essa coisa.
Kulüpte hazine avcılığı yapmasaydın sen de bir tane yakalayabilirdin.
Porque năo?
Nedenmiş?
- A Kelly năo foi hoje ŕ escola.
- Kelly bugün okula gitmemiş, Sam.
Năo ouviste nada?
Sen bir şey duydun mu?
Deixa-me adivinhar. Um rapaz năo telefonou e arruinou-te o fim de semana.
Dur tahmin edeyim, çocuğun teki aramadı ve hafta sonunu berbat etti.
E assim, tiraste o dia de folga, năo?
Sen de bugün dinleniyorsun.
Năo é verdade.
Hayır, özlemiyorsun.
Ele năo tinha precisăo de se suicidar, Kelly.
Kendini öldürmesi gerekmezdi, Kelly.
Năo sei porque o fez.
Bunu neden yaptığını bilmiyorum.
A sério que năo.
Gerçekten bilmiyorum.
Năo te ouço.
Seni anlayamadım.
A minha filha năo é violada em Blue Bay!
Benim kızım tecavüze uğrayamaz!
Sei que isto năo é agradável, mas essas acusaçőes săo sérias e precisamos de saber tudo o que se passou entre ti e o Sr Lombardo.
Biliyorum bu hoş değil, Kelly, ama bunlar çok ciddi suçlamalar. Ve olan biten her şeyi bilmek zorundayız.
- Năo tenhas pressa.
- Acele etme.
Năo sei. Custa-me muito recordar com exactidăo.
Hatırlamak çok güç.
"Năo te preocupes, năo me vim"
Şöyle dedi, "Korkma, boşalmadım."
Năo consigo esquecer isso.
Bunu unutamıyorum.
Talvez năo haja provas físicas, porque năo aconteceu nada.
Elimizde ciddi bir kanıt yok çünkü böyle bir şey olmadı.
Está danada porque ele năo fez nada.
Ama beceremedi ve sinirlendi.
Talvez fosse esse o seu plano, talvez năo.
Bundan emin olamayız.
Năo é por isso que é um violador.
Bu, tecavüzcü olduğunu göstermez.
Năo, tu tens de acreditar em mim!
Buna inanmak zorundasın.
Năo te posso dizer mais nada, a năo ser que te aguentes.
Sakin ol bakalım.
Năo acho.
- Kesinlikle değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]