Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Oj
Oj Çeviri Türkçe
384 parallel translation
Aconteceu algo ao OJ?
Karısını doğrayan futbolcu O.J. haberini okdun mu?
Estou a falar a sério, a ficou doida desde aquela cena do OJ.
Çok ciddiyim.
O Manson, o Bundy, o O.J.?
Manson, Bundy, OJ, Sam'in oğlu...
Nós vamos até à casa do OJ. Depois, até ao Centro Comercial Beverly, está bem?
OJ'in evine gideceğiz, sonra da Beverly Merkez'e, değil mi?
Parecias o OJ a atacar a tua namorada.
Kız arkadaşına O.J. çektin.
O assassino é o OJ Simpson.
Katilin adı O.J. Simpson.
E o OJ Simpson estava a dar uma volta de carro?
OJ Simpson da arabasıyla gezintiye mi çıkmıştı?
Esquisito como o Ray J ou como o O.J.?
Olumlu anlamda tuhaf mı yoksa OJ gibi tuhaf mı?
Os velhos amigos ficam juntos, como o OJ e o AC, ou o Falcão e o Homem das Neves.
Eski dostlar ayrılmaz, mesela O.J. ve A.C. Ya da Şahin ve Kardan adam.
Passaste-te, pá.
OJ'den farklı durumda değilsin.
- Este é o OJ,
- Bu OJ. - OJ?
- OJ? Como o assassino?
Katil olan gibi mi?
Não, como o jogador de futebol... OJ Simpson.
Hayır, futbol oyuncusu olan, OJ Simpson.
Deus... o pássaro... OJ!
Oh, tanrım, kuş, OJ!
Olha para aqueles dois, OJ.
Şunlara bak OJ.
- Isto é o OJ?
- Bu OJ mi?
OJ... o prato do dia de hoje inclui um bufê delicioso de kibes de ratos.
OJ.. bugünün özel içeriğinde enfes fare kebabı büfesi var.
- Sim, o OJ saiu. Como é que está a voar?
- Evet, OJ kaçtı, nasıl uçabiliyor ki?
Perdi o OJ!
OJ kayboldu!
- OJ!
- OJ!
OJ, OJ...
OJ, OJ,
É o OJ!
Bu OJ!
OJ!
OJ!
OJ, volta.
OJ, geri dön!
O OJ bebeu água suficiente?
- OJ yeterli su içti mi? - Vhooo!
OJ... quê?
Ahh, OJ... Ne?
Eu acho que vi o OJ. - OJ?
Sanırım OJ'i buldum.
não me interessa.
- OJ? Umurumda değil.
Está bem, eu tenho que procurar o OJ.
Tamam, pekala.. OJ'i bulmaya gitmeliyim.
Ele é o motivo pelo qual o OJ desapareceu? Não.
- OJ'in gitmesine o mu sebep oldu?
Não... o OJ perdeu-se.
- Hayır, hayır.. aahh. OJ kayboldu.
Um momento, por favor. OJ!
Bir dakika lütfen, OJ!
OJ?
OJ?
OJ voltou, afastou-se das drogas e agora só bebe cerveja.
OJ artık uyuşturucudan uzak duruyor ve sadece bira içiyor.
Isto não é o O.J.
- Bu OJ davası değil.
Que soltámos este tipo para servir de caddy ao OJ.
O.J.'le takıIır bu çocuk.
Vejam quem está meu pum, é o OJ.
Bakın osuruğumda kim var. OJ.
Um tal de Sr. Big Pimping Bling Bling e o Sr. Oh Gee big Wheezer.
Bay Koca Bling Bling ve... - Bay OJ.
É como se aparecesse outra rapariga branca, morta em casa do OJ.
Bu şimdi, OJ.'in evinde başka bir ölü beyaz kız cesedinin bulunması gibi bir şey.
E o OJ dizia, "Eu sei o que estão a pensar..."
Sonra OJ, "Ne düşündüğünüzü biliyorum." diyecek.
Apenas água, iogurte e OJ.
sadece su, yoğurt ve portakal suyu.
Sim, e o OJ continua à procura do verdadeiro assassino.
Evet, ve OJ Simpson hâlâ gerçek katilini arıyor.
VIAGENS NO TEMPO DE QUAHOG, VEJAM O OJ COM A MÃO NA MASSA!
QUAHOG ZAMAN YOLCULUĞU ŞTİ.
Estamos a cair outra vez no erro do OJ Simpson.
Yeniden ünlülerin davalarına el atıyoruz.
Pergunta ao O.J. Ele diz-te o contrário.
OJ'ye sor, o sana anlatır.
Encontrámos sangue da Nicole no quarto do OJ, e vejam aonde isso nos levou.
O.J.'nin yatak odasında karısının kanını bulduk ve bize yapılanlara bakın.
Isso faz dele um OJ?
Bu onu katil mi yapıyor?
Esse candeeiro estava na secretária de Ito aquando do O.J.
OJ zamanında bu lamba Ito'nun masasındaydı.
O Larry King quer entrevistar-me com os filhos do OJ.
Larry King, O.J.'in çocuklarıyla programa konuk olmamı istiyor.
Vai ter a repercussão do caso OJ. Maior!
Daha büyük.
Deves estar a brincar!
Şaka mı bu? Bu OJ kadar büyük.