English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Osman

Osman Çeviri Türkçe

111 parallel translation
Este jovem não é Julna, senão Hussein, o verdadeiro filho de Osman e o verdadeiro rei de Tánger.
Dinleyin kardeşlerim! Bu gencin adı Julna değil. O, Allah ruhunu kutsasın, Osman'ın gerçek oğlu Hüseyin!
Por quem é que está a falar, Xeque Osman?
Kimin için konuşuyorsun, Şeyh Osman?
- Já estamos presos. Xeque Osman, o senhor é o cidadão mais respeitado de Khartum.
Şeik Osman, Hartum'un en saygın vatandaşısınız.
Eu próprio escolhi o cavalo para ti.
Osman Ağa, bu atı kendi ellerimle seçtim. Şu güzelliğe bak!
Fixa o meu nome.
Adımı unutma. Adım Osman Ağa.
Osman-aga deu-me um crucifixo.
Bakayım.
Fala da Farmácia Osman, na 7ª com a Burdoch.
Evet, Osman Eczanesi, 7'yle Burdoch'ın kesiştiği yer.
O Osman tinha a certeza de que eles iam morrer.
Osman öleceklerinden emindi.
Você gostará de Osman.
Osmanların evinde kalmak hoşuna gidecek.
Osman e Perran me tratam como um filho.
Osman ve Perran bana oğullarıymışım gibi davranıyorlar.
Diga adeus a Osman e agradeça a ele por mim..
Orman'a hoşça kal dediğimi ve teşekkür ettiğimi söyle.
Osman, traz chá para o nosso herói.
Osman, bu kahramana biraz çay ver.
O seu nome era Osman Bey.
Onun adı, Osman Bey'di.
Conta-se que Osman teve um sonho milagroso de uma árvore mágica em que os seus muitos ramos previam que ele iria ter uma descendência poderosa.
Osman'ın mucizevi rüyası söylenegelir ; Bir çok dalı olan esrarengiz bir ağaç onun güçlü nesline bir müjde verir.
Os seguidores de Osman ficaram conhecidos como Otomanos.
Osman'ın takipçileri Osmanlılar olarak bilinir.
Os guerreiros de Osman avançaram para norte e oeste através do Planalto Anatoliano em território controlado pelo poder cristão tradicional na área, o antigo Império Bizantino.
Osman'ın savaşçıları Anadolu bozkırları içinden kuzey batıya doğru hareket ettiler. Bölgedeki en büyük Hristiyan güç olan, yaşlı Bizans İmparatorluğu'na.
Na época de Osman, o Império Bizantino de 1.000 anos estava a chegar ao fim da sua era, definhando como fortaleza isolada na Eurásia.
Osman zamanında, 1000 yıllık Bizans İmparatorluğu, Avrasya'da izole edilmiş bir mevkiye çekilerek son zamanlarını yaşıyordu.
O mais importante acerca de Bursa foi que possibilitou a Osman e aos seus descendentes estabelecer um local fixo para o governo.
Bursa'nın en önemli özelliği, Osman ve onun soyundan gelenler için yerleşik bir devlet kurmaya olanak sağlaması olmuştur.
Todos os governantes otomanos desde Osman tinham desejado conquistar a cidade, mas esta tinha-se mantido firmemente em mãos cristãs.
Osman'dan başlayarak her Osmanlı yöneticisi bu şehri ele geçirmek istedi ama o devamlı sağlam bir şekilde Hristiyanların elindeydi.
X, pelo calendário muçulmano, e foi o décimo sultão descendente de Osman.
ve Osman Gazi'den sonra gelen 10. Sultandı.
- Osman, não estamos sozinhos. Fixe!
Ama Osman yalnız değiliz galiba.
.. Sierra..... Foxtrot... 77..... 499... .. 856.
Osman, Süleyman, Furkan, 77, 499, 856.
Isto é o que resta do Osman.
Osman'dan kalanlar bunlar.
Foi identificado como Usman Selcuk, um agente de expedição turco e suspeito de contrabando.
Adamın kimliği Osman Selcuk olarak belirlendi. Bir Türk taşımacı ve şüpheli bir kaçakçı.
É Osman.
Osman.
O meu nome é Osman.
Adım Osman.
Osman, agradeço o passeio, mas estou muito cansada.
Osman. Bak, tur harikaydı ama gerçekten yorgunum.
O que aconteceu, Osman?
Orada ne oldu Osman?
Obrigada, Osman.
Sağol Osman.
Adeus, Osman.
Hoşçakal Osman.
Osman!
Osman!
Aquele é o Jamal Osman, outro dos parvalhões do Pierre.
Bu da Jamal Osman, Pierre'in başka bir pisliği daha.
Wesley Smith, Jamal Osman, ambos torturados a deixados a morrer.
Wesley Smith, Jamal Osman, her ikisi de ölümüne işkence gördü.
Wesley Smith e o Jamal Osman faziam parte daquele, certo?
Wesley Smith ve Jamal Osman bu çetenin üyeleriydi, değil mi?
Mas conseguiste uma confissão do Jamal Osman.
Jamal Osman'dan her şeyi itiraf ettiği bir ifade almıştın.
O Smith e o Osman falharam numa espécie de teste.
Smith ve Osman testi geçemedi.
Foi ideia do Eddie em dar uma sova ao Jamal Osman, não foi?
Jamal'dan döverek ifade alma fikrini Eddie verdi değil mi?
- Ele é engraçado, como o Osman.
Tıpkı Osman gibi. Ben komiğimdir.
Anda cá, conheci dois paramédicos.
- Osman, Osman! - Efendim. 2 sağlık görevlisiyle tanıştım.
Ali Ousmane...
Ali Osman...
Ali Ousmane?
Ali Osman?
Ousmane!
Osman!
- Sou, Ousmane.
- ben Osman.
Entre, Sr. Ousmane.
Sayın Osman gelin.
Sr. Ousmane, está a dormir?
Osman, uyuyabildiniz mi?
É o Ousmane.
Ben, Osman
- É Hussein, filho de Osman.
- Bu Hüseyin, Osman'ın oğlu.
Porque ris, mulher?
Niçin gülüyorsun karıcığım? Bu haçı Osman Ağa verdi.
Agradeço-te, Osman-aga.
Sağ olsun Osman Ağa.
Osman-aga!
Osman Ağa! Kimin çocuğu bu?
Porquê, Osman-aga?
Malı teslim al ve aklına ne geliyorsa yap. Ne oldu Osman Ağa?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]