Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Parecê
Parecê Çeviri Türkçe
24 parallel translation
Eu quero fazer parecê-lo como teu.
Seninkisi gibi yapacağım.
Só que sendo mais esperto... fazes parecê-Io um crime de Charlie Manson.
Ama gerçekten zekiysen... cinayeti Charlie Manson gibi bir manyak işlemiş süsü verirsin.
Ser ordinário é uma coisa, parecê-lo é outra. É preciso ter talento.
Basit biri olmak başka birşeydir, basit görünmek başka birşey.
- Sim, faz parecê-las tão boas.
- Evet, iyi olur.
Não sou doido. Posso parecê-lo, mas sou igual a si.
Ben deli değilim.Tuhaf görünürüm, ama ben de senin gibiyim.
Posso parecê-lo, mas sou igual a si.
Biliyorum, tuhaf görünüyorum ama tıpkı senin gibiyim.
Paley depõe... faz parecê-la culpada.
Paley o sandalyeye oturursa senin de suçun anlaşılır.
Pareces mais um polícia à paisana a tentar parecê-lo.
Kılık değiştirmiş bir polis gibi görünüyorsun.
- Sou um polícia a tentar parecê-lo.
- Zaten kılık değiştirmiş bir polisim.
Embora possa parecê-lo como resultado da mumificação.
Ama böyle görünmesinin sebebi mumyalama da olabilir.
Fazes parecê-lo pior.
Durumu daha kötüleştirdin.
- Tinha de parecê-lo.
- George, öyle gözükmeliydi.
E como fizeste parecê-lo o sítio mais maravilhoso do mundo, acho que deveria ir contigo.
Orayı öyle övdün ki, ben de seninle gelip deneyebilirim.
Pode parecê-lo, mas são metade extraterrestre.
Onlar gibi görünebilirler ama onlar yarı uzaylı.
Pode não parecê-lo neste momento, mas só estou a tentar cuidar de ti.
Tamam, şu anda öyle gözükmese de, sadece seni korumaya çalışıyorum.
Fazes parecê-lo tão... aconchegante.
Çok rahat olacakmış gibi konuşuyorsun.
Não, é só a tua linha de cabelo a retroceder que te faz parecê-lo.
Yok ya dökülen saçların yaşlı gösteriyor.
Se dissermos a alguém muitas vezes que uma pessoa é culpada, ela acaba por parecê-lo, não é? Tenho razão sobre ele.
Eğer birine sürekli suçlu olduğunu söylersen, bir süre sonra suçluymuş gibi görünmeye başlamaz mı sence de?
Posso não ser um soldado a sério, mas acho que devo parecê-lo.
Gerçek bir asker olmayabilirim ama sanırım öyle görünmeliyim.
- Fazes parecê-lo tão fácil.
- Kulaga çok kolaymis gibi geliyor.
Eu gosto que o que fazia uma vizinhança parecer perigosa, agora faz parecê-la sofisticada.
Zamanında mahallemizi tehlikeli yapan şeylerin artık sofistike gözükmesini seviyorum.
Ela faz parecê-lo tão fácil.
Çok kolaymış gibi konuşuyor.
Não quero parecê-lo, Eleanor.
Eşcinsel gibi görünmek istemiyorum, Eleanor.
Só enfeitá-la um pouco, fazer parecê-la uma casa de verdade. Deixa para lá.
Biraz ladin ağacıyla gerçek bir ev gibi olur.