Pennington Çeviri Türkçe

Major Sylvester Pennington Sloane, dos fuzileiros escoceses de Sua Majestade, aposentado.

Major Sylvester Pennington Sloane. Majestelerinin 42. Dağ Füze Birliğinden emekliyim.

- A Linnet não é parva, Pennington.

- Linnet aptal değildir Pennington.

Este é o meu advogado americano e administrador, Andrew Pennington.

Amerikalı avukatım ve vekilim Andrew Pennington.

- Suspeitam que o Pennington...

- Pennington'dan şüpheleniyorlar...

O Pennington?

Pennington mı?

- Falta o camarote do Pennington.

- Pennington'ın kamarasına bakmadık.

Pennington?

Pennington?

É a do Pennington.

Pennington'ın silahı.

- Mr Pennington, esta arma é sua.

- Bay Pennington, silah sizin.

Mr Pennington?

Bay Pennington?

O Pennington foi roubado, Michael.

Pennington çalındı, Michael.

Contudo este carro que você imprudentemente embateu por acaso é um dos poucos Pennington Ascot Regencies que ainda circulam

Yine de az önce dikkatsizce çarptığınız bu araba belki de dünyadaki en son Pennington Ascot Regencies olabilir.

O Pennington Ascot Regency é um clássico

Pennington Ascot Regency bir klasik.

Pensei que estavas por aí fora a gozar o prazer de conduzir o Pennington.

Pennington'la birlikte keyifli bir sürüş yaptığını sanıyordum.

O Pennington foi roubado Michael.

Pennington çalındı, Michael.

Agora, se ele regressa e eu não tenho o Pennington

Eğer, döndüğünde Pennington'unu bulamazsa...

Se estão a planear vender o Pennington, este poderá muito bem ser o sitio certo.

Eğer Pennington'u satmayı planlıyorlarsa burası onu satmak için gayet iyi bir yerdir.

Eu defino como "já recuperaste o Pennington".

Pennington'u bulmak olarak tanımlıyorum.

Tu fizeste o quê com o Pennington?

Pennington'la ne yaptın?

Tu expuseste o Pennington Ascot Regency numa feira perante gente comum?

Pennington Ascot Regency'i seviyesiz bir şova mı soktun?

Onde está o meu Pennington?

Pennington'ım nerede?

Devon, Insisto que me leves a ver o Pennington imediatamente.

Devon, Beni derhal... Pennington'ıma götürmen için ısrar ediyorum.

Acende, Pennington.

Yak onu Pennington.

Charles Pennington?

Charles Pennington?

Sr. Pennington, gabinete do Chefe Sterns.

Bay Pennington, Şef Sterns arıyor.

Pennington, pensei que tínhamos um acordo!

Pennington, bir anlaşma yaptığımızı düşünüyordum!

O que quero dizer é... Ontem, recebi uma comunicação da Escola Pennington, na Nova Zelândia.

Demek istediğim dün Yeni Zelanda'daki Pennington Okulundan bir ileti aldım.

Claro que agora, se fores para Pennington, não vais poder teletransportar-te para a estação para jantares comigo.

Tabi şimdi Pennington'a gidersen yaşlı adamla akşam yemeği yemek için istasyona geri ışınlanamazsın.

Que concordes não basear a tua decisão sobre ir para Pennington em como correr o encontro.

Pennington'a gitme hakkındaki kararını bizim buluşmamızın sonucuna göre almayacaksın.

Bem, estava a pensar aproveitar aquela vaga deferida e ir para Pennington no outono.

Eh, şu ertelediğim girişi kabul edip sonbaharda Pennington'a gitmeyi düşünüyorum. Harika olurdu!

Fui para a Terra, pairei por lá e acabei por estudar Escrita na Escola de Pennington.

Dünya'ya döndüm, etrafta dolandım ve en sonunda Pennington okulunda yazarlık eğitimi aldım.

Bem, estou a pensar em ir para a Escola Pennington na Terra.

Dünyadaki Pennington Fakültesine gitmeyi düşünüyorum.

Ê o Andrew Pennington, o meu curador americano.

- Andrew Pennington, Amerikalı vekilim. Kahire'de karşılaştık.

- Quem é aquele cavalheiro?

- O bey kim? - Pennington diye biri.

Diga-me, Monsieur Pennington, sabe de alguém que quisesse ver a Madame Doyle morta?

Bay Pennington, Bayan Doyle'un ölmesini isteyebilecek biri var mıydı?

Sabia que o Monsieur Pennington nos mentiu?

Bay Pennington'ın bize yalan söylediğini biliyor musun? - Heykelin başı aşağıya düştüğünde tapınağın içinde olduğunu söyledi. - Öyle mi?

Monsieur Pennington.

Bay Pennington.

Ê a arma do Pennington.

Bu Pennington'ın silahı.

Diga-me, Monsieur Pennington, a Linnet Doyle ainda não era legalmente adulta quando casou?

- Bay Pennington, Linnet Doyle evlendiğinde reşit değildi, değil mi?

Não há nada mais fácil do que verificar listas de passageiros.

Hayır, Bay Pennington. Dünyada en kolay şeylerden biri yolcu listelerine bakmaktır.

uma mulher prestes a revelar a identidade do assassino. Três homicídios, Monsieur Pennington!

Uç cinayet, Bay Pennington.

que actuou com rapidez. Lembrou-se que Monsieur Pennington tinha uma arma no camarote.

O da yıldırım gibi harekete geçti, Bay Pennington'ın kamarasında silahı olduğunu biliyordu.

Monsieur Pennington, deve estar contente por regressar a casa.

Bay Pennington, eve döndüğünüz için mutlu olmalısınız.

Chefe, tem um casal com uma filha, os Pennington.

Şefim, kızlarıyla birlikte bir çift geldi. Pennington'lar.

Sra. Pennington, porque não nos deixa...?

- Bayan Pennington, neden bize...

Olá, Pennington.

Selam Pennington.

Sente-se, Sr. Pennington.

Oturun Bay Pennington.

Vi você e Bo insultarem Candace Pennington e atacarem o seu Pai.

Senin ve Bo'nun Candace Pennington'a hakaret edip babasına saldırdığınızı gördüm.

Viu outra coisa, Sr. Pennington?

Siz farklı bir şey gördünüz mü Bay Pennington?

Pennington é uma escola muito boa e muito competitiva.

Pennington çok rağbet edilen iyi bir okul.

- Um tipo chamado Pennington, o curador da Linnet.

Linnet'in vekili.