Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Pk
Pk Çeviri Türkçe
17,682 parallel translation
E se estiveres disposta a voltar para casa, prometo que vou passar o resto dos meus dias a tomar conta de ti, da mesma maneira como tu sempre tomaste conta de mim.
Eve gelmek istersen, kalan günlerimi seninle ilgilenerek geçireceğime söz veriyorum. Tıpkı senin her zaman benimle ilgilendiğin gibi.
Viva, tenho uma festa do pijama!
Yaşasın! Tıpkı pijama partisi gibi!
PK Khurana, orgulho de Ludhiana foi para o Sul.
PP Khurana, Ludhiana'nın gururu Güney'e giriş yaptı.
Tal como o hino nacional.
Tıpkı ulusal marş gibi.
Vai ser como reforço aéreo. - Confiem em mim.
- Tıpkı bir hava saldırısı gibi.
Era igual a ti.
Tıpkı sana benziyordu.
Igual a si.
Tıpkı sizin gibi.
- Igual a si.
- Tıpkı sizin gibi!
E enclaves pequenos mas perigosos de fundamentalismo católico começam a surgir, tal como no Islão.
Ve küçük ama tehlikeli köktenci Katolik gruplar ortaya çıkmaya başladı. Tıpkı İslam'da olduğu gibi.
Pois tinha-a perdoado. Tal como estou a perdoá-la agora.
Seni o zaman da bağışlayabilirdim tıpkı şimdi bağışladığım gibi.
Também pensei que se pudesse encontrar o meu sósia nesta Terra, podia substituir as minhas células pelas dele.
Tıpkı senin gibi, ben de bu Dünya'daki görsel ikizimi bulmayı denedim. Hasar görmüş hücrelerimi onun sağlıklı hücreleriyle değiştirmek istemiştim.
Como tu.
Tıpkı senin gibi.
Hoje começou como ontem e o dia anterior a esse e o dia anterior a esse e todos os dias no último mês.
Bugün de tıpkı dün gibi başladı ve ondan önceki gün gibi ve ondan önceki gün gibi ve geçen aydaki her gün gibi.
Tal como os padres que mataste em Omora, Nagasaki.
Tıpkı Omura'da ve Nagazaki'de katlettiğiniz rahipler gibi.
- Sim, tenho, porque és como eu!
- Benimle konuşmaya hakkın yok. - Var çünkü tıpkı benim gibisin.
A Célula está a limpar outra vez a casa, como fizeram na explosão do Portão.
Adamlar izleri siliyorlar. Tıpkı geçit saldırısında yaptıkları gibi.
Fico por algumas semanas e depois saio, como vocês fazem.
Birkaç haftalığına geldim sonra gideceğim, tıpkı sizin gibi.
Como o velho que se matou...
Sadece kendini öldüren bir ihtiyar gibi tıpkı.
Assim como você, quando age como os outros.
Tıpkı senin gibi, diğerleri gibi yapıyorum.
E então dei-me conta. Eu era como ele.
Sonra anladım ki tıpkı onun gibiyim.
Não afastaste a Aya do Elijah quando o obrigaste a abandonar os Strix, tal como ele te afastou de mim?
Sadık Strix'ini terk etmesi için Elijah'ı zorladığında, Aya'yı ondan ayırmadın mı? Tıpkı onu senin benden ayırdığı gibi?
A Aya só se preocupa com os interesses dela, tal como toda a gente nesta cidade. Mas agora, mais do que nunca, temos de unir-nos.
Aya her zaman kendi oyununu oynayacaktır tıpkı şehirdeki diğer herkes gibi ama şimdi her zamankinden daha çok birlik olmamız gerek.
Sim, ele luta por poder, tal como todos vocês.
Evet, güç için savaştı, tıpkı hepinizin de yaptığı gibi.
Mas o primeiro instinto dele é defender o seu sangue, como vocês agem para vingar os vossos.
Ama onun ilk içgüdüsü kendi kanından olanı korumak.. .. tıpkı sizin intikamını almayı istemeniz gibi.
Semelhante ao meteoro que destruiu os dinossauros e deu início à Idade do Gelo.
Tıpkı düşen meteorların dinozorların sonunu getirip, buzul çağına yol açması gibi.
É como quando os Talibãs se escondiam no Paquistão. Ninguém tinha tomates para atravessar a fronteira e ir atrás deles.
Tıpkı Taliban'ın Pakistan'da saklanırken kimsenin sınırı geçip peşlerine düşmeye cesaret edememesine benziyor.
Porque no futuro de onde eu venho, as crianças aprendem sobre Per Degaton da mesma maneira que as crianças do vosso tempo aprendem sobre o Adolf Hitler.
Çünkü benim geldiğim gelecekte çocuklar Per Degatonu tıpkı sizin zamanınızdaki çocukların Adolf Hitleri öğrendiği gibi öğreniyor.
Matar uma criança a sangue frio tal como o Savage assassinou o teu próprio filho.
Bir çocuğu soğukkanlılıkla öldürmek tıpkı Savage'ın oğlunu öldürdüğü gibi.
Parece tal e qual ele.
Tıpkı ona benziyorsun.
Sim, pareço-me com ele...
Evet, tıpkı ona...
Não te faltam tutores, pois não... tais como o sr. Savage.
Hoca konusunda hiç sıkıntı çekmiyorsun, değil mi tıpkı Bay Savage gibi.
Tu és como o meu pai. Fraco.
Tıpkı babam gibisin, zayıfsın.
Como o que a Michelle Pfeiffer fez pelo Coolio.
Tıpkı Michelle Pfeiffer'in Coolio'ya yaptığı gibi.
A religião tem que ser extirpada, assim como o ópio.
Din, tıpkı afyon gibi kök salmış olmalı.
Eu avisei o mundano para se afastar, mas a Camille deu-lhe a provar o sangue dela e como um viciado ele voltou para mais.
Sıradan'ı uzak durması için uyardım ama Camille ona kanını verdi bu yüzden tıpkı bir bağımlı gibi fazlası için geri döndü.
Será divertido, como nos velhos tempos.
Eğlenceli olacak, tıpkı eski zamanlardaki gibi.
É como quando perdi o emprego na Landman e Zack.
Tıpkı benim Landman ve Zack'te işi kaybetmem gibi.
Tal como fiz com o teu velhote!
Tıpkı babana yaptığım gibi!
Ele queria justiça, Foggy, como nós.
Adalet istiyordu Foggy. Tıpkı bizim gibi.
Isto é o seu sangue, tal como é o meu.
Burası senin kanında, tıpkı benim gibi.
O Stick treinou-me durante muito tempo, como a ti.
Stick beni uzun süre eğitti, tıpkı seni eğittiği gibi.
Soa mesmo como o seu ex.
Tıpkı eski kocan gibi konuşuyorsun.
Mas eu disse-lhe... disse-lhe que isto era como representar.
Ama ben ona "tıpkı oyunculuk gibi" dedim.
É como os "Invasores de Corpos".
Tıpkı Ceset Yiyicilerin İstilası filmindeki gibiydi.
Aquela coisa no gabinete da Miss Grant, parece-se com a Miss Grant, fala como a Miss Grant, mas está a ser simpática comigo de uma forma que a Miss Grant nunca seria.
Bayan Grant'ın ofisindeki o kadın tıpkı Bayan Grant gibi gözüküyor. Sesi tıpkı Bayan Grant gibi ama bana Bayan Grant'ın asla olamayacağı kadar nazik davranıyor.
Como... como um cavalo.
Tıpkı at gibi.
Maxwell Lord fez com que ela fosse, exactamente, igual a mim. E era.
Maxwell Lord onu tıpkı benim gibi yaptı ve öyleydi de.
Como te deves ter sentido no nosso planeta.
Tıpkı önceden hissettiğin gibi.
Só temos de encontrar a Dot. A carta é igualzinha a ela.
Kart tıpkı Kupa gibi görünüyordu.
- Isso soa ao meu paciente.
Tıpkı onun gibi.
Vocês parecem mesmo eu e o meu pai.
Tıpkı ben ve babam gibisiniz.