Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Pray
Pray Çeviri Türkçe
30 parallel translation
Chamo-me Moses Pray, sou da Companhia de Bíblias do Kansas.
Adım Moses Pray, Kansas İncil Şirketi. Kendisi bilir.
- Chamo-me Pray, Bíblias do Kansas.
- Adım Pray, Kansas İncil Şirketi.
- Chamo-me Pray, Bíblias do Kansas.
- Adım Pray, Kansas İncil Şirketinden.
- Addie Pray, minha senhora.
- Addie Pray efendim.
- Addie Pray, vou dar-te 24 dólares e mais cinco por teres vindo até à minha porta.
- Addie Pray 24 doları, ve kapıma kadar geldiğin için sana beş dolar vereceğim.
But I forgot how to pray
* Ama unuttum dua etmeyi *
Mandem chamar o Vice Marechal do Ar Dowding.
Pray, Hava Kuvvetleri Komutanı Mareşal Dowding'i çağırın.
Porque não, por Deus?
Neden uyuyamıyorsun, Pray?
# And get down on my knees and pray-ay
# Ve şimdi dizlerimin üzerine çöküyor ve dua ediyorum
We will now pray for our client's continued success! Não há problema.
Önemli değil.
DIA final do século OS FIÉIS PRAY FOR THE END
Yüzyılın Son Günü. İnananlar, Kıyamet için Dua Ediyor.
Mesmo que tenha que rezar e suplicar que te compadeças...
! IF I GOT TO PRAY! !
Ou, como gosto de lhe chamar, "pray-per-view"
Ya da dua yayınlarına mı demeliydim?
eu pray o cicatrisation do voorjouw.
İyileşmen için dua edeceğim, kardeşim.
pray para meu cicatrisation.
Et duanı bakalım.
- Dividimos o dinheiro em sete partes.
- Prayı yediye böleriz.
We will now pray for our client's continued success! Não há problema. Ainda bem.
O geldi vücuda bir darbedir.
THE ONE CLUB apresenta uma produção de ARTINDUSTRY GRANITE PASS um filme de DOUG PRAY
Ailem bu isi 1900 küsurlardan beri yapiyor.
Well, they showed you a statue, told you to pray.
Sana bir heykel gösterdiler, dua et dediler
- Ooh... - So I pray to something she ain't bluffing
* Blöf yapmıyor, yemin ederim her şeyin üstüne *
Não é tempo de "comer, orar e amar."
"Eat, Pray, Love." okuma zamanı değil.
Assim que transferir o dinheiro, podemos localizar a origem.
Prayı transfer eder etmez kaynağını elektronik olarak belirleyeceğiz.
Mas ele ia para uma morada em Pray, Montana.
Pray Montana'da bir yere gidiyordu.
Aquele molho de chaves, era um par de asas
# CHARLIE WORSHAM - HOW I LEARNED TO PRAY #
- Pray for us
- Bizim için dua et
- LET US PRAY...
- Dua etmemize müsade buyur
Podes sempre fazer como em Comer, Orar, Amar.
Eat, Pray, Love hamlesini istediğin zaman yapabilirsin.
Pray, continue com o assunto, senhor.
Rica ederim toplantıya devam edin bayım.
Pray, transmita a nossa alegria em declinar o seu convite.
Rica ederim, davetini geri çevirerek duyduğumuz hazzı iletin.
" Every night I hope and pray
Ne yapıyorsun?