English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Pretzels

Pretzels Çeviri Türkçe

221 parallel translation
Onde aprendeu ele inglês? Numa fábrica de pretzels?
İngilizceyi nerede öğrendi acaba, bisküvi fabrikasında mı?
Meus caros amigos quando eu cheguei a este país, há 54 anos, não tinha nada a não ser uma herança de seis gerações de fabricantes de pretzels.
Sevgili dostlarım 54 yıl önce bu ülkeye geldiğimde, altı nesillik kraker ustalarının mirasından başka bir şeyim yoktu.
Estavam a reunir-se e eu servia uma pequena taça de pretzels e balas..
Toplantı için bir çete oluşturmuştu ve ben de bir tabak çubuk kraker ve mermi getirdim.
Apresentando a "Mulher dos Pretzels"!
İşte "Lastik Kadın"!
Pretzels causam cáries.
Kurabiyeler dişlerimin arasına kaçıyor.
Experimente um dos meus pretzels.
Krakerlerimden dene.
- Pretzels estilo holandês da Bavaria.
- Alman-Hollanda usulü kraker.
Caramba! Estes pretzels fazem-me sede.
Bu krakerler beni susatıyor.
Estes pretzels fazem-me sede.
Bu krakerler beni susatıyor.
Estes pretzels fazem-me sede.
Bu krakerler beni susatıyor!
Temos amendoim ou pretzels, alguma coisa para mastigar?
Fıstık ya da bisküvi var mı? Atıştıracak bir şey?
Talvez pretzels?
Belki tuzlu bisküvi, ha?
Como trabalham para a "Pretzels'N Cheese", vou dar-vos uma oportunidade.
"Kraker ve Peynir" de çalıştığınız için size bir fırsat vereceğim.
Não dá para sustentar uma família com o que nos pagam na "Pretzels'N Cheese".
Biliyorum. Krakerve Peynir'deki maaşımızla ev geçindiremeyiz.
Vender pretzels.
Simit satarım.
Venham buscar os pretzels de casamento!
Düğün krakerlerinizi alın.
"Estes pretzels dão-me sede"?
"Bu krakerler beni susatıyor" mu?
Eles aqui tem aqueles pretzels mastigáveis...
Burada kocaman krakerler var... "
Não sei porque não põem apenas pretzels nas mesas.
Nedenini bilmiyorum. Masaya sadece tuzlu kraker koysalar ya.
Precisamos de pretzels.
Çubuk kraker lazım.
Repito, pretzels.
Tekrarlıyorum... çubuk kraker.
Já tirou o sal todo a esses pretzels?
Krakerlerin tuzunu çıkarmayı halen bitiremedin mi?
Acabaste de comer um pacote inteiro de pretzels!
Daha az önce koca bir paket kraker yedin.
Em vez de pretzels, pedaços de frango, em vez de cerveja, galinha alcoólica.
Buna, kraker ve tavuk kanadıda dahil. - Bira da dahil, tavuk içkisi de.
Desististe dos teus empregos. Polícia, vendedora de pretzels, conselheira da igreja, jogadora.
Her başladığın işi bıraktın -... polislik, simitçilik, kilise danışmanlığı, profesyonel kumarbazlık.
Bem-vinda ao mundo dinâmico dos pretzels ambulantes.
Ayrıca gezici pretzel tezgahının dinamik dünyasına hoş geldin.
INGREDIENTES SAL Agora está pronto para fazer os pretzels.
Şimdi Pretzel yapmaya hazırsınız.
É uma carrinha de pretzels de que tanto falam as estrelas de cinema!
Yoksa şu film yıldızlarının hep konuştuğu simit vagonu mu? Burada?
Vamos render-nos ao "delicioso", à moda da Carrinha dos Pretzels!
Hadi Simit vagonunun güzelliğine teslim olalım.
Bem-vindos à Carrinha dos Pretzels.
Simit vagonuna hoş geldiniz. Siparişinizi alabilir miyim?
Quero 300 pretzels.
Bize 300 simit verin. Gördün mü?
Os pretzels são óptimos, mãe.
Simitler iyi anne.
Aqui têm! Pretzels grátis da Carrinha dos Pretzels para todos!
İşte buyurun, herkese ücretsiz Simit vagonu.
E lá vão os pretzels!
İşte simitler geliyor.
E uma chuva de pretzels põe o Whitey inconsciente.
Şimdi de simit ateşi Whitey'ı bayılttı.
Milhares de pessoas viram os teus pretzels magoar o Whitey Ford.
Yüzlerce ve binlerce insan senin simitlerinin Whitey Ford'u yaraladığını gördü.
Podias chamá-los "Pretzels Assassinos".
Onlara beyaz yalan da diyebilirsin.
Parece que o Sr. Pretzels está muito bem na vida!
Görünen o ki Bay Simit Adam... gayet iyi geçiniyor.
Não, a Carrinha dos Pretzels já não... 300 pretzels?
Hayır Simit vagonu artık... 300 simit mi?
- É uma cidade de pretzels, lindo!
Burası bir simit şehri şeker çocuk.
ENTREGAS PARA A CANTINA Tem a certeza de que os pretzels são nutritivos para as crianças?
Çocukların simitle yeterince gıda alacağına emin misiniz?
Vamos fazer pretzels!
Simit yapacağız.
A minha mulher não me larga com o dinheiro dos pretzels.
Karım... Karım bu simit paraları konusunda çok konuşkan oldu.
Bom, a preocupação é a seguinte : parece que hoje só temos pretzels.
Şey, sorun şu ki, bugün sadece krakerimiz var gibi gözüküyor.
Temos de trazer uma merenda, e os pretzels são uma merenda, certo?
Atıştırmalık bir şeyler getirmemiz gerekiyordu, ve krakerler de böyle bir şey, değil mi?
Aqui estão vocês, aqui está a lista de merendas aprovadas e não inclui pretzels.
İşte sizin adınız, ve onaylanmış yiyecek listesi... ve kraker yok.
Não diz "não inclui pretzels."
"Kraker yok" demiyor ki.
Não há pretzels na lista de merendas aprovadas.
Onaylanmış atıştırmalıklar... listesinde kraker yok.
Não vem lá pretzels.
Listede kraker falan yok.
Desculpe, mas você é que se está a passar por causa de uma caixa de pretzels.
Pardon, fakat bir kutu kraker için çılgına dönen sizsiniz.
Olha, pretzels!
Hey Simitler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]