Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Quánto
Quánto Çeviri Türkçe
90,707 parallel translation
Lembro-me sim do exemplo de integridade em Wall Street a afastar-se de mim para que o meu mau cheiro nem chegasse perto dele quanto mais afetá-lo.
Hatırladığım şey, senin Wall Street dürüstlük timsalinin temiz tarafta kalmaya gayret edip pisliğimin bulaşmadığından emin olduğundu.
Acredito... que quanto mais se ama uma rapariga... mais se confia, mais se perde.
Pekala, bu gerçek bir şarkı mı?
Quanto mais queima, menos tempo temos.
Ne kadar çok yanarsa o kadar az zamanımız kalır.
Farão o que desejar, não importa o quanto... - Divertido.
Ne olursa olsun istediğini yapacaklar.
Quanto preciso beber para parar de ouvir essa tua voz?
Bu seni asla duymamak için daha ne kadar içmem gerekiyor? Güzel.
Há quanto tempo a Jennifer tem estado a vigiar?
Jennifer ne zamandır izliyordu?
Não sei o que aconteceu quanto me fui embora, mas fui para Santa Mónica a título oficial.
Bakın, ben ayrıldıktan sonra ne oldu bilmiyorum ama Santa Monica'ya resmi yetki ile gittim.
Tanto quanto sei, quando eles querem conversar, eles vão ter contigo.
Tek söyleyebileceğim, seni görmek isterlerse sana gelirler.
E se este ficheiro tem informações sobre... Onde o Bram está detido ou... ou há quanto tempo? - Quando o libertam, como...
Peki ya Bram'in nerede tutulduğu orada ne kadar kalacağı bırakılacağı tarih bilgisi varsa.
Quanto tempo ele tem se o mantivermos aqui e o enchermos de comprimidos?
Eğer onu burada tutar ve ilaç verirsek ne kadar daha yaşar.
Afinal de contas, a fé é uma questão de luta, e eu vejo o quanto tem lutado para aceitar a sua nova realidade.
İnanç çaba gerektirir. Ve yeni gerçeği kabullenmek için ne kadar çabaladığınızı görüyorum.
Quanto tempo temos até o Bloco ficar vazio?
Blok boşalmadan önce ne kadar zamanımız var?
Quanto mais continuarem a propagar-se, mais impotentes iremos parecer.
Dahası çoğalmaya devam ediyorlar. Daha önemlisi biz ortada kalıyoruz.
- Quanto tempo tenho?
Ne kadar zamanım var?
Isso depende do quanto me puderes ajudar.
Bana ne kadar yardım edebileceğine bağlı.
Ninguém. Tanto quanto eu sei.
Bildiğim kadarıyla.
Mas posso dar-te algo que precisa quase tanto quanto o Broussard.
Ama sana ihtiyacın olan bir şey vereceğim Neredeyse broussard kadar.
Por quanto tempo?
Ne kadar süreliğine?
Durante quanto tempo vai falar assim?
Daha ne kadar bu şekilde konuşacaksın?
- Quanto?
Ne kadar?
Quanto devo cobrar por estas bolsas de mão feitas de redes dos altifalantes de jukeboxes antigas?
Eski müzik kutularının hoparlörlerinden yapılan bu çantalara ne fiyat vereyim?
Vamos ver quanto a isso!
♪ Neşeyle doluyum, günüm olağanüstü geçiyor ♪
É exactamente o quanto eu sou mau.
O pancarlı bir sos. *
Sabemos muito mais do que Dawes. E durante quanto tempo?
- Dawes'tan çok daha fazla biliyoruz.
Tanto quanto vejo, não tens nada melhor para fazer.
Çünkü gördüğüm kadarıyla yapacak daha iyi bir şeyin yok.
Quanto falta para chegarmos à zona de impacto de Eros?
Eros'un patlama bölgesinden ne kadar uzaklıktayız?
- E quanto a isto?
- Ya bu ne?
Mas quanto a mim.
Aklıma geldi.
A operação correu tão bem quanto seria de esperar. E Bakewell?
Amaliyat beklendiği gibi iyi geçti.
E quanto aos restantes?
Ya geri kalanlar?
Há quanto tempo está no Cowley General, Sr. Fagen?
Ne zamandan beri Cowley General'desiniz, Bay Fagen?
Não, ele não se vai reformar, tanto quanto sei.
Hayır, bildiğim kadarıyla emekli olmayacak.
Quanto tempo esteve fora da enfermaria?
Koğuştan ne kadar süre ayrı kaldın?
E quanto aos outros membros do pessoal?
Ya diğer görevliler?
- E quanto a isto?
- Şimdi ne yapacağız?
Talvez não tivesse sido tão cuidadoso quanto deveria.
Yeterince araştırma yapmamış olabilir...
O Laxman disse alguma coisa quanto a ir para o Lago Bramford?
Laxman Bramford bataklığına gidişi hakkında herhangi bir şey söyledi mi?
E quanto à Guarda?
Ya ilçe?
Claro que eu... eu posso estar enganada quanto ao dia em que o vi.
Tabi, ben... Onu gördüğüm zaman hakkında yanılmış olabilirim.
Há um enorme mal-entendidos entre o público quanto à energia atómica.
Atom enerjisi hakkında halk arasında çok fazla yanlış anlama var.
Não sei quanto aos outros, mas eu pergunto porque viste os teus pais a enterrar um fulano meio comido.
Başkaları neden soruyor bilmem ama benim sorma sebebim anne babanı mezara yarı yenmiş ceset tıkarken görmen.
De quanto estamos a falar?
Bu ne kadar tutar?
- Diz logo quanto queres.
- Ne kadar istediğini söyle!
Devias ir. Quanto cabelo é que precisas?
Tamam, ne kadar saç lazım?
Quanto?
Ne kadar?
- Por quanto tempo? - Ele precisa de ver o noticiário. - Porquê?
Nick, sadece onun 7 haberlerini görmesini istiyor.
- Falta quanto tempo?
Ne kadar kaldı?
A educação dela é tão importante para mim, quanto é para ti, porém agora preciso de ir.
Onun eğitimi, senin için olduğu kadar benim için de öenmli. Ama şimdi gitmem gerek.
Eu sei o quanto sofres agora.
Şimdi ne kadar acı çektiğini biliyorum.
- Sabes quanto tempo e sangue custou para eleger-te?
Seni başkan seçtirmek ne kadar zaman ve kana mal oldu biliyor musun?
Dá para ver o quanto me assustei.
Ne kadar korktuğumu görebilirsiniz.